Geek Terminoloji – Mecha Nedir?
Mecha Anime, steampunk ya da cyberpunk gibi bilimkurgunun bir alt dalı olup, varlığını genellikle Japon menşeili yapımlarda göstermesiyle diğer dallardan ayrılmaktadır. Mecha, kelime tanımı olarak “mechanic” kelimesinin Japonca okunuşunun sadeleşmesinden doğmuştur ve “Robot Anime” tabiri de Japonya’da bu tanımın karşılığıdır. Öte yandan içinde mecha geçen her mevzuda kaçınılmaz şekilde geçen “robot” kelimesi, aslında daha ziyade insanlarca kontrol edilen, ancak ikincil düzeyde otonomluk sahibi mekanizmaları tanımlamaktadır.
Mecha türünün ayırd edici özelliği, genellikle yakın gelecekte insanların kendi aralarında ya da çeşitli yaratıklara karşı dev makineler kullanarak yaptığı savaşlara odaklanması, ama bunu yaparken de insanlığın olası geleceğiyle ilgili tasvirler yapmasıdır. Mecha tanımı, 40 yılı aşkın sürede sürekli genişlediğinden vücut zırhları yada cyborg implantlar taşıyan organizmalar da mecha kapsamı içerisinde sayılabilmektedir. Yine de mecha türü için genel kabul gören gereklilik, kullanıcının kendisinden daha büyük bir hareketli zırhı işleyen yapımlar olmasıdır.
Birçok kişi tarafından az çok hatırlanan Voltron ve RoboTech adlı lokalizasyonlar gibi, ülkemizde 80’ler sonu ve 90’lar başlarında gösterilen sayısız anime serisi, mecha türünün eski ekol örnekleri içinde verilebilir. Benzer şekilde yakın zamanda sinemalarda gösterilen Transformers, Pacific Rim, Real Steel, Elysium ve Edge of Tomorrow gibi filmler de doğrudan ya da dolaylı olarak mecha türünün elementleri üzerine kurulmuş yapımlardır.
Mecha Türünün Doğuşu
İlk mecha örneğinin ne olduğu konusu, muallakta bir mevzudur. Kimileri Homeros’un Altın Post destanında yer alan, insanlarca kontrol edilen tunç devlerin ilk kurgusal mecha’lar olarak kabul edilebileceğini söylerken, kimileri H.G. Wells’in Dünyalar Savaşı romanındaki Tripod’ları bu türün kaynağı olarak örneklemektedir. 1959’da Robert A. Heinlein’ın yazdığı Starship Troopers romanıysa bildiğimiz anlamda ilk stabil mecha kurgusu olarak kabul edilebilir tasvirler içermektedir. Heinlein bu romanında Mobile Infantry (Mobil Piyade) olarak tanımladığı bu mecha tipini, pilotunu zehirli gaz ve radyasyon gibi dış etkenlerden koruyan, çeşitli silahlarla donatılmış, iki ayaklı bir minyatür tankı andıran bir tür savaş zırhı olarak tanımlamaktadır. Benzer şekilde 1963’de Marvel Comics’in yayınladığı Iron Man ve aynı yıl yayına başlayan Tetsujin 28 isimli anime yapım da bazı eksik ve fazlalıklarla bu tanımlamayı karşılamaktadır. Hakeza Joe Haldeman’ın Vietnam Savaşı tecrübelerini yansıttığı ve 1974’de yayınlanan bilimkurgu klasiği Forever War (Bitmeyen Savaş) da bu tanımın kapsamında yer almaktadır.
1972’de renkli TV’ler için hazırlanan ilk serilerden olan Go Nagai’nin Mazinger Z’si, birçok kişi tarafından gerçek anlamda ilk mainstream mecha serisi olarak kabul edilir. Mazinger Z’de kötü niyetli bir bilim adamının dirilttiği Miken Uygarlığı devlerinin insanlığa hakim olmasını engellemeye çalışan Juuzo Kabuto, insanlığın son umududur. Kabuto, Chogokin Z adlı süper dayanıklı bir metalden, foton gücünü kullanan bir reaktörle çalışan Mazinger Z adlı dev bir robot yapmıştır. Fakat bunu tamamlayamadan bir bombalı saldırıda ağır yaralanır. Son nefesinde robotu torunu Kouji Kabuto’ya emanet eder. Artık “insanlığı kurtarabilecek bir Tanrı ya da bu Dünya’yı yok edebilecek bir İblis olmanın onun kararı olacağını” söyler. Kouji Mazinger Z’yi devralır ve onunla sayısız savaşa girişir.
Go Nagai, manga tanrısı namıyla da bilinen Osamu Tezuka’nın hayranıydı. Onun II. Dünya Savaşı sonrası nükleer travmadan çıkmaya çabalayan eserlerinden, özellikle kalp olarak nükleer reaktör taşıyan robot bir çocuğu anlatan modern Pinokyo hikayesi, Astro Boy (Tetsuwan Atom)’dan ilham alan Nagai, Tetsujin 28 adlı, uzaktan kumandayla kontrol edilen bir robotla ilgili bir seriden sonra şunu istediğini fark eder: “Bir araba gibi, içine girilerek sürülen bir robot” serisi yapmak. Bu şekilde Mazinger Z ile başlayan ve aralıklarla günümüze dek düren “Dynamic Saga” külliyatı ortaya çıkar. Go Nagai ile Ken Ishikawa’nın birleşen robotlarla ilgili ilk serisi olan 1974 yapımı Getter Robo ve Tadao Nagahama’nın 1976’deki Combattler V ile başlayan Super Robot Üçlemesi (üçlemenin diğer üyeleri Voltes V ve Tosho Daimos’dur) bu türü gerçek anlamda bir furyaya dönüştürmüştür.