Geek Terminoloji: Slapstick Komedi Nedir?

Yakın Dönem

Peter Sellers

Peter Sellers’ın kariyerinin en dikkat çeken yapımlarından olan The Pink Panther serisinde (bunlar The Pink Panther (1963), The Return of the Pink Panther (1975), The Pink Panther Strikes Again (1976) ve Revenge of the Pink Panther (1978) filmleriydi) canlandırdığı Jacques Clouseau karakteri, abartılı tavırları, inanılmaz beceriksizliği ve tuhaf konuşma tarzıyla slapstick komedinin hemen hemen tüm özelliklerini taşımaktaydı. Serinin başrolünde David Niven’ın yer aldığı ilk filmi The Pink Panther (1963) filminde yer alan Clouseau’nun popülaritesi o kadar arttı ki, sonraki filmlerde Peter Sellers’ın başrol olması kaçınılmaz hale geldi. Bu, o zamana dek derinlikli karakterleri fiziksel komedi yapan tiplere tercih eden sinema izleyicisi için, slapstick komedi türüne geri dönüş olmuştu. Peter Sellers’ın çoğunlukla doğaçlama olan ve gerçek bir hikayesi olmayan The Party (1968) filmi de, oyuncunun slapstick komedi türündeki bir diğer yapımıydı. Filmde Hollywood’daki bir partiye yanlışlıkla davet edilen Hintli bir oyuncuyu canlandıran Sellers, fiziksel komedideki yeteneğini bir kez daha göstermiş oldu.

Mel Brooks

Kariyerine komedyenlik ve TV dizi yazarlığı ile başlayan Mel Brooks, slapstick komedi türünde çektiği taşlamalı filmlerde sinema tarihinde önemli bir yer edindi. Yönettiği Blazing Saddles (1974) filmiyle, şakalı, kelime oyunlu, nükteli bir komedi tonu yakalayan Mel Brooks, modern slapstick komedi sinemasının nadide bir örneğini ortaya koydu. Brooks’un aynı yıl çektiği ve slapstick komedi öğelerini barındıran Young Frankenstein (1974) da değerli bir örnekti. Ancak Mel Brooks’un en dikkat çeken slapstick filmi, yönetmenin Amerikan vodvilleri ve sessiz sinemaya duyduğu özlemi yansıtan ve slapstick komediye saygı duruşu niteliğinde olan Silent Movie (1976) idi. Hatta Mel Brooks’un bu filmin çekilmesi için çok çaba harcadığını hatta yapımcısının gönülsüz tavrını değiştirmek için Anne Bancroft, Liza Minnelli, Dom DeLuise, Marty Feldman, Marcel Marceau, Paul Newman ve Burt Reynolds’ın bu filmde oynamak için hazırda beklediği yalanını söylemek zorunda kaldığını da ekleyeyim. İşte gerçek bir slapstick hayranı.

Leslie Nielsen

Leslie Nielsen

“Eğer Leslie Nielsen bir şey öğrendiyse, bu ifadesiz bir suratla nasıl slapstick oynandığıdır.” Jay Carr usta oyuncu hakkında bu sözleri söylemişti. Carr bu konuda haksız sayılmaz. Çünkü ilk olarak Police Squad! serisinde görünen daha sonra ise The Naked Gun (Çıplak Silah) filmlerinde yeniden karşılaştığımız Frank Drebin karakteri, slapstick komedinin o güne dek kabul edilen çoğu özelliğine uymamasına rağmen türe yeni bir soluk getirmişti. Police Squad! dizisindeki performansıyla ilgi görmesine rağmen, Nielsen komedi çıkışını Zero Hour! filminin parodisi olan Airplane! (1980) ile yapmıştı. Filmin izleyiciler ve eleştirmenler tarafından beğeniyle karşılanmasının ardından, slapstick benzeri yeni bir komedi tarzı yaratmakla ilgilenen Jim Abrahams, David Zucker ve Jerry Zucker, The Naked Gun: From the Files of Police Squad! (1988) filmi için Leslie Nielsen’a teklif götürdü. Ve Frank Drebin, donuk ifadesi ve absürd tavırları ile slapstick komedinin evrimi açısından bir dönüm noktası olmayı başardı.

Jim Carrey

Çağımızın slapstick komedi dahilerinden biri olan Jim Carrey, manasız jest, mimikleri ve fiziğin sınırlarını zorlayan vücut hareketleri ile fiziksel komedinin varlığının günümüzde de sürmesini sağlayan oyuncuların başında geliyor. Ace Ventura: Pet Detective (1994), Dumb and Dumber (1994), The Cable Guy (1996) ve Liar Liar (1997) filmleri başta olmak üzere pek çok filminde slapstick mizahını kullanan Jim Carrey, sıradan olaylara verdiği sıradışı tepkiler, abartılı hareketler ile filmlerinde absürd ve özgün bir ton yakalamayı başardı. Oyuncunun slapstick komedi türüne saygı duruşu niteliğindeki filmi ise The Mask (1994) olmuştur. Eski Amerikan çizgi film karakterlerine hayran olan Stanley Ipkiss karakterinin Maske olarak gerçekleştirdiği bütün eylemleri, çizgi filmlerde kullanılan slapstick esprileri içeriyor.

Sacha Baron Cohen

Slapstick komediye kendi yorumunu katarak özgün bir mizah anlayışı yaratan Sacha Baron Cohen, yarattığı karakterlere olan bağlılık seviyesi ile diğer komedyenlerden ayrılır. Özellikle Borat: Cultural Learnings of America for Make Benefit Glorious Nation of Kazakhstan (2006) ve Brüno (2009) filmlerinde karşısındaki insaları göründüğü kadar aptal olduğuna ikna etmek amacıyla ve kim olduğunu anlamamaları için çoğunlukla fiziksel komediye başvurur. Ancak Sacha Baron Cohen’i diğer komedyenlerden ayıran esas nokta, hikayesine dahil ettiği bu insanlara birer suje olduklarını düşündürürken aslında onları birer komedi objesi haline getirmesidir. Sacha Baron Cohen’in sıradışı mizahı hakkında fikir sahibi olabilmek için aşağıda yer alan videoya göz atabilirsiniz.

Dizi

Monty Python

Graham Chapman, John Cleese, Terry Gilliam, Eric Idle, Terry Jones ve Michael Palin’den oluşan efsanevi İngiliz komedi grubu Monty Python, absürd, dead-pan komedi geleneklerinden beslenmiştir. Grup, Monty Python’s Flying Circus isimli komedi serisinde yer alan The Ministry of Silly Walks, The Upper Class Twit Of The Year gibi pek çok skeçte fiziksel komediye yer vermiştir. Mizah anlayışı bakımından Marx Kardeşler’le sık sık karşılaştırılan ekip, tıpkı onlar gibi slapstick komedinin geleneklerini yıkmaya çalışmıştır.

Rowan Atkinson

Edmund Blackadder, Mr. Bean, Johnny English gibi pek çok karaktere hayat veren İngiliz komedyen Rowan Atkinson kariyeri boyunca fiziksel komedi yeteneğini mükemmelleştirmiş bir performans sanatçısıdır. Atkinson’In özellikle Mr. Bean karakteri, slapstick komedinin modern çağdaki en önemli sembollerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tüm duygu durumunu jest ve mimikleriyle ifade eden Mr. Bean, sakar, talihsiz, tek tip bir takım elbise giyen, çoğunlukla sessiz bir karakterdir. Bu açıdan sık sık Charlie Chaplin’in Tramp (Şarlo) karakteri ile karşılaştırılır.

Rowan Atkinson

Jackass

Slapstick komedinin yakın dönemdeki temsilcilerinden biri olarak Jackass’i göstermek yanlış olmaz. Ancak serinin herhangi bir sanatsal kaygıya ve bir koreografiye sahip olmaması Jackass’i muğlak bir konumda bırakıyor. Ancak dizi, komedi ve gerilim arasındaki dengenin çok kez kaçtığı sahnelere sahip olmasına rağmen belirli özelliklere sahip karakterlerin birbirinden mantıksız ve tehlikeli aksiyonlarına tanık olduğumuz için slapstick türünün tarihinde bir yeri hak ediyor.

Çizgi Film

Abartılmış fiziksel hasara dayanan slapstick komedi için çizgi filmler bulunmaz bir mecradır. Ödenmesi gereken bir bedel olmadan karakterlere istediklerini yaptırma özgürlüğü sunan bu yapımlar, slapstick komedinin “gerçek sonucu olmayan acı” ilkesine tamamiyle uymaktadır.

Looney Tunes

Bugs Bunny, Tazmanya Canavarı, Duffy Duck, Wile E. Coyote ile Road Runner, Sylvester ile Tweety, Yosemite Sam ve Pepé Le Pew başta olmak üzere pek çok karakteri olan Looney Tunes çizgi filmleri, patlayan bombalar, uçurumdan düşenler, sonu gelmeyen kovalamalar ile slapstick komedinin çoğu geleneğini barındırıyor. Talihsiz olayların genellikle Wile E. Coyote ya da Yosemite Sam gibi antagonistlerin başına gelmesi

Tom ve Jerry

Ev kedisi Tom ile onunla aynı mekanı paylaşan ev faresi Jerry arasındaki komik mücadeleyi anlatan animasyon serisi çocukluğumuzun unutulmaz ikililerinden biriydi. Tom ve Jerry, bölümlerin büyük kısmını oluşturan kovalamaca sahneleri, -çoğunluğu Jerry’nin Tom’a uyguladığı- abartılı şiddet gösterileri, diyaloğun azlığı ve yüzeysel konuları ile sadık bir slapstick örneği kabul edilebilir. Hatta Tom and Jerry Works serisinin yüze atılan pasta, muz kabuğuna basıp düşme gibi pek çok slapstick elementi içeren “King of Slapstick” adında bir bölümü olduğunu da ekleyeyim.

Slapstick Sinemanın Babası Mack Sennett

Slapstick komedinin öncü isimlerinden biri olan ve türe kimlik kazandıran Mack Sennett, İtalyan Commedia dell’arte ilkesine göre çekilmiş beş yüzden fazla kısa film çekti. Başlangıçta kariyer hedefi olarak operayı seçmiş olmasına rağmen, New York City’deki Bowery Burlesque’de bir pandomim atının arka yarısı olarak yaptığı ilk gösterisinin ardından kariyer hedefini değiştirerek pandomimi seçti. Sennett’ın komedisi sözlü olmaktan ziyade fizikseldi.

1908 yılında sinemanın öncülerinden D.W. Griffith, Sennett’ı kanatlarının altına alarak ona bir oyunculuk işi verdi. Daha sonra senaryo ve yönetmenlik işleri de yapmaya başlayan Sennett daha sonra kendi şirketini kurmaya karar verdi. İki arkadaşının finansal desteğiyle 1912’de Keystone Pictures’ı kuran Sennett burada slapstick komedi tarzını mükemmelleştirdi. Sahip olduğu nüfuz sayesinde, sinemanın uzun metrajlı filmlere ve daha ayrıntılı anlatı ve karakter temelli komedilere yönelmesine rağmen, çok sayıda başarılı kısa filme imza atmayı başardı.

Keystone Pictures, Charlie Chaplin başta olmak üzere Fatty Arbuckle, Harry Langdon, Ben Turpin ve Gloria Swanson gibi pek çok oyuncuya kariyer yapma fırsatı tanıdı. Bu kısa filmler yüze pasta atma, uçurum kenarında asılı kalma ve araç kovalama gibi fiziksel komedi öğeleri içeriyordu. Sennett, 1930’lu yılların ortalarına kadar slapstick komedi filmlerine devam etti. Ancak bu diyalogsuz ve bol aksiyonlu filmler, sesli filmlerin çekilmeye başlamasıyla birlikte popüleritesini yitirdi.

Mabel Normand, Mack Sennett ve Charles Chaplin

Slapstick Komedi Film Gelenekleri Nelerdir?

Slapstick komedi filmleri tarafından uygulanan belli başlı beş gelenek vardır. Bunlar:

  • Gerçek sonucu olmayan acı
  • Mevcut durumu gerçekçi olmayan bir hale dönüştürme
  • İmkansız durumlar
  • İzleyiciyi şaşırtmak için ani zoom (yakınlaştırma)
  • Yapılması imkansız akrobatik hareketler ve seyircide gerilim yaratmak için ekran dışı seslerin kullanımı

Eski zaman çizgi filmlerinin bu geleneklerin çoğunu yaşattığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Yakın dönemdeki film örneklerinin ise bu geleneklerden en az birini uyguladığı görülebilir.

Neden Güleriz?

Slapstick komedinin daha doğrusu fiziksel komedinin bize neden komik geldiğiyle ilgili birkaç teori var. Bu teorilerden en ilginci bebeklik dönemine kadar uzanıyor. Bebeklere ce eee yaptığımızda ya da onları hızlıca havaya kaldırıp indirdiğimizde onların güldüğünü hatta histerik kahkahalar attıklarını görürüz. Verdikleri bu tepki aslında dışarıdan gelen herhangi bir ani uyarana karşı oluşturulmuş savunma mekanizmasının bir dışavurumudur. İleriki yaşlarda fiziksel komediye verilen içgüdüsel tepki de benzer motivasyonlara sahip olabilir. Ani uyaranların sık sık yer aldığı slapstick komediye karşı gösterilen ilginin temelinde de bu durum yatıyor olabilir.

Slapstick komedinin eğlenceli olmasının bir diğer olası nedeni de özellikle yüksek mevkideki birinin saygınlığını ve özdeğerini bir anlığına da olsa kaybetmesinin insanlarda gizli bir rahatlama hissi uyandırıyor olması. O kişi ne kadar önemli olursa olsun yüzüne bir pasta atıldığında ya da bir havuza düştüğünde diğer herkes gibi bozguna uğruyor.

Bazı durumlarda slapstick, icra etmesi oldukça zor bir komedi türü olabilir. Kafaya dökülen sudan ya da popoya atılan tekmeden daha karmaşık şekillerde kendini gösterebilir. Buster Keaton ya da Harry Lloyd gibi akrobatik numaralara sık sık başvuran slapstick komedyenler, mizaha adrenalini de ekleyerek güldürmenin yanı sıra heyecanla karışık bir hayranlık uyandırmışlardır. Bu durum elbette onlara neden güldüğümüzü tek başına açıklamıyor ancak onlara neden saygı duyduğumuz konusunda fikir veriyor.

Gelelim bir diğer teoriye… Slapstick komediye konu olan talihsiz insanlara gülmemizin nedeni belki de olayların bizim başımıza gelmiyor oluşudur. Bu teoriyi temellendirebilecek bir veri ya da kanıt henüz yok. Ancak, aptalca hareketler sonucunda inanılmaz acılar çeken insanların yer aldığı kolaj videoların izlenme sayıları dikkat çekici. Slapstick komedi seviyor oluşumuzun bir diğer nedeni de karmaşa ya da daha doğrusu kargaşaya duyduğumuz gizli çekim olabilir. Tehlikeli ve/veya küçük düşürücü aksiyonları koltuklarımızın güvenliğinde deneyimleme şansı kulağa cazip geliyor.

Bu konuyla ilgili son teori ise, slapstick hikayelerdeki kötü adamların yaptıklarının bedelini anında ve feci yollarla ödüyor olmasının verdiği tatmin. Kötünün ilahi ya da hukuki yollarla vakit kaybetmeden oracıkta cezalandırılması gerçek hayatta geç gelen ya da hiç gelmeyen adalet duygusunun açtığı yaralara bir nevi merhem oluyor.

Bu yazı, "Geek Terminoloji" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar