Subspace

Uzay-zamanda sürekliliğinde normal uzaydan ayrı, ama aynı zamanda tamamlayıcı bir unsurdur. Normal uzay ve subspace birlikte akar ve kesişirler. Star Trek evrenindeki warp, iletişim ve ışınlama teknolojisi, subspace’de yaratılan suni bükülmeler sayesinde mümkün olmuştur.

Tractor Beam

Türkçe’ye çekici ışın olarak çevrilen tractor beam, uzay gemilerinde ve uzay istasyonlarında bulunan, boşluktaki objeleri çekmeye ya da itmeye yarayan ışına verilen isimdir. Genelde arıza yapmış gemileri çekmek ya da transporter’la alınamayacak kadar büyük numuneleri taşımak için kullanılan ışının savaş durumlarında ya da kaçak gemileri zapt etmede kullanılması da duyulmamış şeyler değildir.

Transporter

Bir nesnenin ya da canlıyı bir noktadan diğerine anında göndermek için kullanılan bir subspace cihazıdır. Transporter teknolojisine genel olarak “ışınlanma” (beaming) denmektedir. Transporter’lar bir nesneyi atomlarına kadar ayırır ve nasıl geri birleşmesi gerektiğiyle ilgili veriyle birlikte tampon belleğe kaydeder. Bir sonraki aşamada bu veri ve ayrışmış atomlar, geri birleştirilmek üzere hedefe gönderilir.

Transporter her ne kadar çok güvenli bir teknoloji olarak kabul edilse de, serilerde (hatta bir de filmde) transporter kazaları meydana gelmemiş değildir. Ölümle sonuçlanan çok ender vakalar bir yana, ışınlanan kişinin kötü ikizinin yaratıldığı, hatta ışınlanan kişilerin paralel evrene geçmesi gibi tarihi olaylar bile görülmüştür.

Trekkie

Geek ya da nerd kategorisine dahil olacak kadar Star Trek evreniyle ilgisi olan kişilere trekkie ya da trekker denmektedir.

Amerika’da Star Wars fanlarıyla rahatlıkla boy ölçüşecek kadar trekkie bulunduğu halde, ülkemizdeki sayıları çok düşüktür. Bunun başlıca iki sebebi vardır: Birincisi, ülkemizde geek ve nerd kategorisine giren insan sayısı bundan 10 yıl öncesinde dört haneli sayıları ancak bulacak kadar kalabalık olmasıdır. Yani istisnaların kaideyi bozmadığının altını çizerek, alt kültür takipçiliğinin bu topraklardaki geçmişi, epi topu 10 yıldır diyebiliriz.

Diğer sebep ise, Star Trek: The Next Generation’un ülkemizde gösterime girmesinin, ortalığı kasıp kavurduğu ve trekkie’lerin ABD’nin her köşesinde türediği 80’lerin sonu değil de, 90’ların ilk yarısını bulmasıdır. Zira dünyayla aynı zamanda yayınlanmaya başlayan Hercules: The Legendary Journey ve Xena: The Warrior Princess gibi fantastik kurgulu serilerin bilimkurgu türüne üstünlük sağladığı bir dönemi başlatmıştır. Dolayısıyla trekkie’ler ülkemizde yeşerecek vakti bir türlü bulamamıştır.

Tricorder

Elde taşınabilen, algılama, analiz, hesap ve kayıt alma gibi bir çok özelliği bir arada barındıran kullanışlı cihazlara tricorder denir. Hemen her uzaya çıkmayı başarmış medeniyetin bir benzerine sahip olduğu tricorder’ların aynı zamanda medikal, bilimsel ve güvenlik özellikleri yükseltilmiş daha mesleklere yönelik versiyonları da bulunmaktadır.

Tricorder’lar seriye, Star Trek’in yaratıcısı Gene Roddenberry tarafından daha çok kız çocuklarının ilgisini çekebilecek bir oyuncak olması için tasarlanmıştır. Ancak bunun çok ötesine geçen cihaz, yıldız gemileri, uzay istasyonları ve dış görev ekiplerinin vazgeçilmez ekipmanlarından biri haline gelmiştir.

Turbolift

Yıldız gemileri ve uzay istasyonlarında kullanılan, sesli komutla çalışabilen asansörlere verilen isimdir. Ancak sadece yukarı aşağı değil, altı yöne birden ilerleyebildikleri için gemi ya da istasyonların hemen her yerine ulaşım sağlayabilirler.