Geek Terminoloji – Star Trek Jargonu
Universal Translator
Konuşulan yabancı dilleri anında tercüme eden bir cihazdır. Taşınabilir modelleri olduğu gibi, implant haline getirilmiş modelleri de bulunmaktadır. Star Trek hikayelerinde kim hangi dili konuşursa konuşsun, karşıdaki bu cihaz sayesinde her kelimesini anlayabilmektedir.
Google Translate’in son bir kaç yılda katettiği yola bakarak, Star Trek’in geleceği öngörmekteki başarısına bir kez daha hayran olmamak çok güç.
Vulcan Mind Meld
Vulcanlıların sahip olduğu bir telepatik zihin birleştirme yeteneğidir. Bağlantıyı kuran Vulcanlı, karşıdakinin yüzündeki belli noktalara dokunur ve iki kişi bu yetenek sayesinde tüm anı ve düşüncelerini belli bir süre için paylaşırlar. Normalde bu yetenek sadece vulcanlılar arasında uygulanmaktadır, zira kurulan bağlantı çok kişiseldir ve vulcanlar yabancılarla bu tür bir paylaşım yapmamayı tercih eder. Ancak tahmin edeceğiniz gibi tarih boyunca vulcan olmayanlarla da bu bağlantının kurulmuşluğu vardır. Hatta bu bağlantının bir çok zorlayıcı durumlarda sorgulama metodu olarak kullanıldığı da olmuştur.
Ölmek üzere olan vulcanlar, katra’larını, yani kişiliklerini ve hayattaki birikimlerini de bu yolla aktarabilirler. Bu konuyla ilgili detayları Star Trek III: Search For Spock’ta izleyebilirsiniz.
Bağlantının riskleri de vardır. Fiziksel zayıflık, duygusal dengesizlik ve dönemsel kişilik kaymaları yan etki olarak kayıtlara geçmiştir.
Vulcan Nerve Pinch
Vulcan’lar tarafından geliştirilmiş bir yakın dövüş tekniğidir. Bu tekniğe göre, insana benzer anatomiye sahip bir rakibin boynuyla omzunun birleştiği noktadaki sinirler elle sıkılarak kendinden geçmesi sağlanır. Söz konusu baygınlık, neredeyse anında gerçekleşir. En dayanıklı kurbanın bile en fazla bir saniye kadar bağırmaya fırsatı olur. Çok ender olarak bu tekniğe direnebilen Khan Noonien Singh gibi genetiğiyle oynanmış kişiler çıkabilmektedir. Vulcan Nerve Pinch, uygulanan kişide kalıcı hasar bırakmamaktadır.
Tam bir listesine sahip olmamakla birlikte, anatomisi aşağı yukarı tahmin edilebilen her canlı üstünde bu teknik uygulanabiliyor gibi görünmektedir. Zira serilerde örneğin bir at gibi başka canlılara da uygulandığı görülmüştür.
Teknik, Vulcan’lar dışında başka ırklar tarafından öğrenmesi çok zor olsa da kullanılabilmektedir. Star Trek: The Next Generation’dan Data, Star Trek: Deep Space Nine’dan Odo ve Star Trek Voyager’dan Seven of Nine bu tekniği başarıyla uygulamıştır. Ayrıca Kaptan Jean-Luc Picard ve Kaptan Archer, her ikisi de Vulcan katra’sı taşıdıklarından ötürü bu tekniği başarıyla uygulayanlar arasındadır (Uzun hikaye her ikisi de).
Warp Drive
Yıldız gemilerinin ışıktan hızlı gitmesini sağlayan teknolojidir. Warp drive, geminin etrafında bir subspace balonu oluşturur ve etrafındaki uzay zaman dokusunu bükerek ışıktan hızlı gitmeyi sağlar.
Warp hızları 1’den 10’a kadar sayılarla ifade edilmektedir. Işık hızı, warp 1 ile başlar ve 10’a kadar devam eder. Ancak warp 10, teorik limit olarak belirtilmiştir. Bu hıza ulaşmak, evrendeki her yerde aynı anda olmak olarak tanımlanmıştır. Star Trek’teki gelişmiş gemiler kısa süreler için en fazla warp 9.975 gibi küsüratlı hızlara çıkabilmektedir. Daha önce de belirttiğim gibi; Samanyolu Galaksisi’nin bir ucundan diğerine gitmek, en yüksek hızla bile yaklaşık 100 yıl sürmektedir.
İlk warp uçuşunu, 3. Dünya Savaşı sonunda 2063 yılında Zephram Cockrane yapmıştır. Hatta en iyi Star Trek filmlerinden biri olan Star Trek: The First Contact, bu uçuşun gerçekleştiği dönemde geçmektedir.
Uzun bir maratonun daha sonuna geldik. Yazılarda hatalı ya da eksik bilgi yakalarsanız yorumlarda belirtiniz. Hemen güncellerim. Ayrıca “keşke şunu da listeye ekleseydin” dedikleriniz olursa yine aynı şekilde yazabilirsiniz. Yeterince yeni terim çıkarsa belki devam yazısı bile gelebilir.
“Live long and prosper.”