NBA Efsaneler Kuşağı 1 – Günümüzün ve Tüm Zamanların En İyi Oyun Kurucuları

NBA’in son yılları gerek fiziksel gerekse de istatistik olarak canavarlaşan pek çok oyuncuyu barındırıyor. Özellikle son dönemde etkinliklerini arttıran bu süper starların uzun vadedeki amaçları öncelikle şampiyonluk ve sonrasında da isimlerini efsanelerin arasına yazdırarak ölümsüzleştirmek. Fakat bunu yapabilmeleri için önlerinde geçmeleri gereken pek çok oyuncu var.

Oyun kuruculardan başlayarak günümüz süper starlarını, tüm zamanların en önemli süper starları ile kıyaslayalım istedik.

Tüm Zamanların En İyi Oyun Kurucuları

Basketbolun bazı pozisyonlarının en iyileri, farklı listelere göre tartışılır. Kiminde bir oyuncu en tepedeyken bir diğerinde başkasını bir numarada görürüz. İstisna olarak shooting guard listelerinin zirvesi pek tartışılmamaktadır. Point guard (oyun kurucu) pozisyonu da bu tartışmalardan nasibini alır. Liderlik, oyun görüşü, pas ve top sürme yetenekleri ile oyun kurucular, her tür fizikten oyuncuyu barındırabildiği için takım sporlarında rekabetin en yoğun yaşandığı pozisyonların başında gelir.

Magic Johnson

Point guardlarda, tartışmaların ötesine bakıldığı zaman pek çok listede üzerinde mütabık kalınan 1 numaralı aday şüphesiz Earvin “Magic” Johnson’dur. Magic’i diğer oyun kuruculardan ayıran en önemli özelliği oyuna kattığı renk ve yarattığı kültürel etki olmuştur. Lakers’ın show-time döneminin en önemli show parçası olan Magic, no-look pasları, sürekli gülümseyen yüzü ve müthiş top paylaşımının yanı sıra kazandığı 5 şampiyonluğun yanı sıra, triple double’a oldukça yakın olan bireysel kariyer istatistikleri ile de (19.5 sayı, 7.2 ribaund, 11.2 asist) göz kamaştırıyor. İstatistiklerle şampiyonluklardan daha önemlisi 80’li yıllara damga vurmuş bir kültürün mihenk taşı olmasıdır. Bird ile olan şahsi rekabetleri, Lakers & Boston ekseni ile birleşince, modern dönem NBA basketboluna ve marka değerine en çok katkı yapan oyunculardan biri olduğu kesindir. Small forward / power forward arası fizik, müthiş bir oyun görüşü, sürekli gülümseyen bir yüz ve 5 şampiyonluk!

Sadece pozisyonunun değil tüm zamanların en önemli figürlerinden biri, Magic olan lakabı artık adı gibi (esas adı Earvin) bilinecek kadar büyülü bir adam!

John Stockton

Tüm zamanların en çok asist yapan oyuncusu (15806 asist) ile aktif oyuncular arasında en yakın olan Chris Paul’un neredeyse 2 katı (8455 asist) asist yapan Stockton aynı zamanda tüm zamanların en çok top çalan oyuncusu (3265 top çalma). Bu kategoride de aktif oyuncular arasında en yakını yine Chris Paul (1954 top çalma). Kısacası Stockton’un NBA’de bıraktığı istatistikler bırakın geçilmeyi, yanına kolayca yaklaşılacak cinsten değil. Üstelik beyaz, kısa ve çok da hareketli olmayan bir oyuncu olduğu düşünülürse, bu rakamları ortaya koymak için nasıl bir zekaya sahip olması gerektiğini anlarsınız. Ayrıca bir diğer efsane olan Malone’un arkasındaki en büyük itici güç de yine Stockton’dur. Çoğu otorite Malone olmasa Stockton’un yine efsane olacağı ancak tersi durumda Malone’un sadece dönemsel skorer bir yıldız olarak kalacağı yönünde birleşmektedir.

Yine de listenin en tepesinde neden olmadığı sorusu aslında aşikardır. Stockton şampiyonluk kazanmamıştır. Oynadığı yıllarda Jazz, ligin her zaman kalburüstü takımı olmasına rağmen şampiyonluğunun olmaması Stockton’un tartışmasız bir numaraları aday olması yolundaki en büyük engeldir. Gösterişten uzak oyun stili ve Utah gibi, tutucu ve spot ışıklarından uzak bir takımda olması da Stockton’un hak ettiği değeri görmemesinin bir diğer nedenidir.

Oscar Robertson

Daha eski yıllarda olduğu için görece olarak daha az bilinse de Westbrook’un triple double sezonundan sonra bilmeyenler de Robertson’u mutlaka öğrenmişlerdir. Mr. Triple Double’un atletizmi ve gücü, beyaz oyun kurucuların zirvede olduğu dönemlerdeki kariyerini 25.7 sayı, 7.5 ribaund ve 9.5 asistle bitirmesine olanak sağlamıştır. Magic gibi kültürel etkisi olmaması ve tek şampiyonluğu bulunması da en tepede olmasına engel olmaktadır. Ayrıca yakın döneme kadar, bir sezonu triple double ortalama ile kapatan ilk ve tek oyuncuydu. Yine de tüm zamanların listelerinde daima en üst sıralarda yer alan gerçek bir efsanedir.

Bob Cousy

Boston’u NBA efsanesi yapan 50’lerin sonu ve 60’ların başındaki kadronun en önemli oyuncusu olan Cousy, yedi senede altı şampiyonluk kazanmıştır. Ayrıca 10 sene boyunca da NBA’in ilk beşinde aralıksız bulunan tek oyun kurucudur. Velhasıl kendi döneminin en dominant oyun kurucusu olduğu su götürmezdir. Oyunun “görece” daha kolay olduğu yıllardan geliyor olması, kalıcı olarak en tepede olmasına engelmiş gibi görünse de listelerin demirbaşıdır.

Soldan sağa; Kidd, Stockton, Thomas, Magic, Irwing, Robertson

Isiah Thomas

Gösteri Dünyasının kalbi Los Angeles’ın show-time’ı varsa Amerika’nın endüstrisinin kalbi olan işçi şehri Detroit’in de bad-boys’u (kötü çocukları) vardı. İş gücünün ve sert sokak yaşamının sonucu olarak Detroit’in kötü çocukları, oyuna kattıkları acımasızlık ve sert savunma ile NBA’e damga vururken, bu takımın en önemli parçası Isiah Thomas oluyordu. Detroit 89 ve 90’da üst üste iki şampiyonluk alırken Lakers’ın hegemonyasını kırsa da Thomas, Magic’in popülaritesini asla yakalamayacaktı. Fakat gerek şampiyonlukları, gerek oyuna kattığı cesaret ve sertlik ile Isiah Thomas, bu listenin vazgeçilmez oyun kurucularından biridir.

Diğer Efsaneler

İki guard pozisyonunu da oynayan ve bir diğer Lakers efsanesi Jerry West, aynı zamanda Bay Logo olarak bilinir. Yani NBA logosundaki adam J. West’tir. Bireysel istatistiği döneme göre daha zayıf kalsa da gerçek lider olan Walt Frazier’ı unutmak olmaz. Bir dönem aynı takımda oynamış olan iki oyuncu kurucu; müthiş pasör Steve Nash ve bir diğer triple double üstadı olan, center oyuncuları bile tutabilen Jason Kidd de listelerin ilk on sırasında sürekli yer bulan isimlerdir.

Top çalmanın ve trash talk’ın kitabını yazan Gary Payton, her ne kadar koçluğu ile daha çok bilinse de efsane bir oyun kurucu olan Lenny Wilkens, sürati ile Nate “Tiny” Archibald’i bu tür listelerde sıklıkla görebilirsiniz. Erken ölümü ile tüm dünyayı yasa boğan, müthiş azmi ve yeteneği ile listeye ekleyebileceğimiz yegane Avrupalı olan Drazen Petrovic’, de unutmamak gerekir.

Kobe, Nowitzki, Lebron, Durant ve prime dönemindeki D.Howard’ın da finalist oldyuğu 2011 yılında tarihin en genç mvp’si (22 yaşında) olan ancak sonra çok ciddi sakatlıklar yaşayan Derrick Rose’a ayrı bir yer ayırmak gerekir (hatırlatma için Onur Ceryan’a teşekkürler) Sakatlıklar sonrası müthiş bir geri dönüş ile bu sezon Minnesota’yı sırtlayan ve bir maçta 50 sayı atıp maç kazandıran bloğu yapan Rose, eski günlere göremese de ligin kalburüstü oyuncularından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Bir diğer ek parantez de Türkiye’de ciddi takipçilerin olan Jason “The White Chocolate” Williams. Magic’den bu yana, belki de daha da iyi bir şekilde no-look pasları olan, spektaküler oyun tarzı ile NBA takipçilerinin unutamadığı Williams belki tarihin en iyilerinden olmadı ancak en sevilenlerinden biri olduğu kesin.

Not : İyi bir Spurs taraftarı olsam da Tony Parker’ın hiç bir zaman bu oyun kurucuların seviyesinde olmadığını kabul etmek gerekiyor.

Günümüzün En İyi Oyun Kurucuları

Günümüz NBA basketbolu, şüphesiz ki oyun kurucuların altın çağlarından birine sahiptir. Hem oyunun aldığı hıza ve şuta dayalı stil hem de sayısız yetenekli oyuncunun aynı dönem altında denk gelmeleri bu listeyi epey genişletmemize imkan vermektedir.

Stephen Curry

Tüm zamanların en iyi galibiyet oranı olan takımın lideri, tüm zamanların en çok üçlük rekorlarını her anlamda paramparça eden tarihin (şimdiden) en büyük şutörü, MVP ve hepsinden önemlisi şimdiden alınmış olan 3 şampiyonluk. Üstelik bunları kendisinden önce kazanma alışkanlığı olmayan bir takımda gerçekleştirmiş olması, Golden State’in Curry’den sonra efsane bir takım haline gelmesi işin bir diğer boyutu. Ayrıca bundan da önemlisi son dönem NBA’in oyun anlayışını değiştiren takımın en önemli parçası ki listedeki oyun kuruculardan, bunu bir tek Magic/Lakers dönemi için söyleyebiliriz.

Curry’nin öldürücü şutları ve pozitif paylaşımcılığı olmadan GSW’un lige dikte ettiği yeni hücuma dayalı düzen yani small ball ortaya çıkamazdı. Çoğu listede “şimdiden” kendine ilk beşte yer buluyor. Sempatik ve pozitif karakteri ile Magic’in her anlamda tahtının en büyük varisi. Kariyerinin sonunda muhtelemen bu listelerde en tepelerde kalacaktır. Fakat tartışmasız 1 numara olabilir mi? Bunu zaman gösterecek. Sıradan izleyicilere göre iyi oyunculardan kurulu bir takımın dengesiz şutörü ancak otoritelere göre NBA’in oyun anlayışını değiştirecek kadar etkili bir güç. Şahsen 2000’li yılların ortalarındaki Shaq ile birlikte rakip savunmaların tüm ayarını bozan tarihin en önemli hücum silahlarından biri olduğunu düşünüyorum. Curry etkisi rakamlardan çok daha büyük olduğu için kişisel istatistiklerine girmiyorum. Yine de sadece dönemin değil tarihin en iyi istatistiklerinden birine sahip olduğu bilinmeli.

Şu sahneyi gördüğünüz anda geçmiş olsun, karşınızda tüm zamanların en büyük keskin nişancısı Curry!

Chris Paul

Son yıllarda NBA’in resmen bir oyun kurucu patlaması yaşadığını söylemek yanlış olmaz. Aktif oyuncular arasından bu “tür tüm zamanların top-10” listelerinde ya da en tepelerinde bulunanların başında, yukarıda da bahsettiğimiz Chris Paul geliyor. 2000’lerin ortalarında etkisini yitiren “topu elinde tutan oyun kurucu” mantığını yeniden sorgulatan Chris Paul şüphesiz listede olmayı sonuna kadar hak eden bir isim. Fakat her ne kadar şehrin üvey çocuğu Clippers’ı Lakers’ın üzerine taşımış olsa da bu tarzının kendisine bir şampiyonluk getirmediğini de unutmamak gerekiyor. Houston’a geldikten sonra kariyerinde ilk defa şampiyonluğa çok fazla yaklaşmış olsa da kazanamadılar ve Curry’nin Golden State’ine kaptırdılar. Bu sezon ise kişisel ve takım performansı şampiyonluk potasından uzaklaştığını gösteriyor. Kariyerini şampiyonluk almadan bitirirse, listede hak ettiği yerin altlarında kalacaktır. Skordan çok pası düşünen, takımı oynatma ve liderlik üzerine kurulu oyun stili ile klasik oyun kurucu tanımlamasının en çok yakıştığı isim olduğu kesin.

Russell Westbrook

En çok tartışılan isimlerin başında gelen Westbrook sadece döneminin değil, tüm zamanların en iyi atleti olabilir. Fakat oyun kurucu olarak bakarsak döneminin en iyi oyun kurucusu olmaya bile uzak bir portre çiziyor. İnsanüstü bireysel rakamları ve asist oranlarının yüksekliği bile Russ’un düşük liderlik özelliklerini gizleyemiyor. Durant başta olmak üzere topu paylaşmakta zorluk çektiği yıldız ya da kaburüstü oyuncuların varlığı (yanından gidip MVP olan Harden, en iyi 6. Adam olup all-star olan Oladipo, takımla uyuşamayan Melo vs…) saha içindeki agresifliği ve görece düşük oyun zekası muhtemelen Westbrook’un en büyük eksileri. Tüm zamanların ilk 5 oyun kurucusunda olması hayal olsa da ilk 10’u zorlayacaktır.

Kendini zihinsel açıdan geliştirirse listenin en tepesine kurulması işten bile olmasa da sanırım o tren çoktan kaçmış ve Golden State yolunu tutmuş durumda. 29 yaşındaki oyun kurucunun iki üç yıla kadar fiziksel düşüşe geçme ihtimali ile kariyerini şampiyonluk almadan bitirmesi çok yüksek ihtimal olarak görünüyor. Şahsen Westbrook’un shooting guard oynadığında etkinliğinin artacağını düşünüyorum. Bu sezon D. Schroder’in yanında zaman zaman bu pozisyonda denendiği ve topu da takımı ile paylaştığı için bireysel istatistikleri düşmesine rağmen en verimli sezonunu geçiriyor olabilir.

Soldan sağa; Wall, Westbrook, Curry, C.P, Irwing, Lillard

Kyrie Irving

Kyrie’nin amacının en başından beri “tüm zamanlar listesi” olduğu çok belliydi. Lebron gibi dominant bir starın yanından kurtulup kendi kanatlarını takmak istemesi, bir oyun kurucu olarak kendini kanıtlama isteğinden doğuyor. 2011 draft’ının bir numarası ve sınırsız görünen bir yeteneğe sahip oyuncu olarak, kendi yöneteceği bir takıma gitmesi son derece anlaşılır bir tercihti. Henüz söylemek için erken olsa da Boston’daki ilk dönemini ilerleyen yıllardaki kariyerine yayacak olursa listeleri zorlayacağı kesin. Şampiyonluk(lar) gelir mi? Belirsiz. Fakat Boston şampiyonluk geleneği olan bir ekip ve önceki seneden de oyun kurucu etrafına kurulu bir yapı olduğu göze alınırsa ihtimal dahilinde görünüyor. Irving’in clutch time becerilerinin de kendi efsanesine katkıda bulunacağı ön görülebilir. Kafasını oyuna ve savunmaya verirse, ligin en yetenekli oyuncusu olabilir.

John Wall

Ligin bir diğer atlet oyun kurucusu olan Wall’ın hızı, muhtemelen ligin bile görmediği bir seviyede. Ayrıca müthiş atletizmi de işin diğer boyutu. Fakat uyumsuz karakteri, Washington’un diğer uyumsuz oyuncuları ile birleşince son yıllarda süper star olarak anılan Wall ismi, şu anda ligin en hayret verici düşüşlerinden birini aklımıza getiriyor. Ligin en hızlı oyuncularından biri olarak, top elinde yokken o kadar sabit duruyor ki saha içi hesaplamalarında hızı tüm ligde en düşük oyuncu olarak çıkıyor. Mental ve sosyal problemleri aşamadığı için harcanan bir diğer yetenek olacaktır. Devasa kontratını karşılayacak takım bulunabilirse bu sene takımdan ayrılacağı kesin. İyi bir düzen ve koç ile düzelir mi? Bilinmez. Fakat tüm zamanlar listelerine girmek için Wall’ın ihtimali çok düşük, baba bir starın yanında bir iki şampiyonluk kazanabilirse belki…

Damian Lillard

Wall’ın aşağı giden kariyerinin aksine Lillard’ın kariyeri son yıllarda önemli bir çıkışa geçti. Son 3 yılda 27.1 sayı, 6.3 asist! Tüm kariyerine baktığımızda ise 23.4 sayı ve 6.2 asist ile göz kamaştırıcı rakamlara ulaşıyoruz. 2018 yılında sezonun en iyi beşinde oyun kurucu pozisyonunda kendine yer bulan Lillard, her ne kadar Portland’ın tek hakimi ve kulübün de belli bir kazanma kültürü olsa da Portland’da kariyerinin tıkandığını görmek zor değil. Yanındaki McCollum ile iyi anlaşmalarına rağmen kişisel yetenekleri birbirlerinin yolunu biraz tıkıyor. Kişisel olarak mesafesini Curry seviyelerine yaklaştırmış olsa da zirveye oynayacak bir takımda olmadan adını tarihin en büyükleri arasına yazdırması zor görünüyor. Şahsen Portland’dan ayrılmayacağını ancak takımın da bu geldiği noktadan ileri gidemeyeceğini düşünüyorum.

Diğerleri

Muhtemelen günümüz oyuncularından üst seviyeleri zorlayanların başında ufak fiziği ancak müthiş skor etkisi ile Kemba Walker geliyor. Lillard gibi Walker’ın da bulunduğu takımda ileri gitmesi zor. Fakat takımı da üste taşıyamadığı için bu listede (tüm yeteneklerine rağmen) geride kalıyor. Bu sene Toronto’da harika işler çıkaran (14,2 sayı ve 10.0 asist) K. Lowry bana göre tavanı belirli bir oyuncu ve geleceği en iyi seviyeye ulaşmış durumda. Aziz benzeri kişiliği ve takımında harika işler yapan Mike Conley, çaylak senesi sonrası müthiş atılım yapan De’Aaron Fox’da listenin önemli isimleri.

Bu yorumun tartışılacağını bilmeme rağmen eklemek isterim ki, babasını ve tam anlamı ile henüz oturmamış şut stilini saymazsanız, Lonzo Ball’ın ilerleyen yıllarda harika bir oyun kurucu olacağını, listenin tepelerinde olmasa da Jason Kidd benzeri bir etki yapacağını düşünüyorum.

Mike conley vs Kemba Walker

Yazarın EN’ler Listesi

ABD’de oyuncu sıralamalarında en önemli kriterlerden biri şüphesiz şampiyonluk, sonrasında kişisel başarılar ve ödüller, istatistikler ve belki de en önemli konulardan biri olarak ligin değerine ve kültürüne yapılan etki geliyor. Tüm bunları göz önüne alırsak benim listem aşağıdaki gibidir. Yorumlarda fikirlerinizi eklemeyi unutmayın!

  1. Magic Johnson
  2. Stephen Curry
  3. John Stockton
  4. Jerry West / Oscar Robertson
  5. Isiah Thomas

Listenin hemen altında ise ucu ucuna dışarıda kalan Steve Nash ve Jason Kidd (ikisini aynı sıraya alıyorum)

Bu yazı, "NBA Efsaneler Kuşağı" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar