Noel, Hanukkah, Yılbaşı ya da Kış Dönümü: Yule’un Kökeni

Noel Baba ya da Santa Claus

Öncelikle, Noel Baba’nın varlığını tek bir kişiyle ifade edemeyiz, kendisi bir inanç sentezidir. Roma Paganları’nın  Befana‘sı, Alman Pagan geleneğinde Berchta ve Knecht Ruprecht,  Anglo Paganlar’daki Thor ve Saturn, Viking Paganları’ndan ise Odin/Wodan, Kuzey Slavlarının Buz Dedesi Ded Moroz (Türklerde Ayaz Ata olarak bilinir), Hristiyan ermiş Aziz Nicholas ile birleşerek Noel Baba efsanesini oluşturmuştur. Hepsinin ortak yanı yolcuları ve gemicileri korumaları, çocuklara iyi davranmaları, armağanlar vermeleri ve malını mülkünü paylaşmalarıdır.

Artık sanırım bilmeyen yoktur, Santa Claus ya da Father Christmas figürüne ilham vermiş kişilerden Aziz Nikola, aslen Anadolu kökenlidir, hatta Demre’de (Myra) doğmuştur. Varlıklı bir ailenin oğludur ve varlığını halk ile paylaşmıştır. Bunu o dönemin otoritelerinden gizli yapmış olması, hem Roma etkisini anlamamız, hem de Anadolu’daki yardımlaşma geleneğinin ne kadar eskilere dayandığını görmemiz açısından dikkat çekicidir. Sadece kendi varlığını paylaşmakla kalmamış, zengin kişilerin bakkallara giderek rastgele bir borçlunun kaydını açtırarak bu borcu ödemesi adetini de tetiklemiştir. İlginç bir nokta, Aziz Nikola’nın yukarıda yazdığım Nicaea Meclisi’ne Antalya Piskoposu olarak katılmış olmasıdır. Denizcilere olan etkisi ise malum; Patara o dönemde Likya uygarlıklarının en büyük limanlarından biridir.

yule_11

Klasik Noel Baba figürünün hep rahip cüppesi giymesi, hem de yeşil giyinip etrafında elflerle gezmesi, keçiye binmesi gibi motifler hep Akdeniz’le Kuzey Avrupa halklarının inançlarının sentezidir. Bazı masallarda Noel Baba’yı korkutucu bir figür olarak görmemiz ise Odin’in etkisidir.

Ancak bilinmeyen trajedi, ülkemizde Aziz Nikola’nın gördüğü muameledir. Bu zatın Rus heykeltıraş Pototski tarafından yapılmış sade bronz heykeli Demre’nin o dönemdeki belediye başkanı tarafından bir “gece operasyonuyla” indirilmiş ve yerine bakalitten yapılma klasik, kırmızı elbiseli ve şiş göbekli Noel Baba heykeli dikilmiştir. Rusya, heykelin geri konmasını talep eder. Daha sonra da kırmızı giysili Noel Baba’nın kapitalizmin bir oyunu olduğunu iddia eden bir sonraki başkanımız, “Akdenizli bir Noel Baba” heykeli yaptırarak buna 50.000 TL öder. Heykeli araştırıp bulabilirsiniz, benim bu kadar yazmaya bile yüreğim zor dayandı.

Sakalı Ne Ara Çıktı?

“Sakalı zaten vardır canım, adam gezgin.” diyebilirsiniz. Yalnız hatırlatayım ki Romalılar sinek kaydı traş olurlardı. Geyik bir yana, Noel Baba’yı bugünkü pofur pofur beyaz sakalı, kırmızı elbisesi ve şişman haliyle bilmemizi sağlayan kişi Thomas Nast’dir. Şöyle ki, 6 Aralık’ı çocuklara ve yoksullara hediye verme günü olarak kutlayan kuzey ülkeleri olan Alman, Hollandalı ve ve Fransızlardan Amerika’ya göç edenler adetlerini unutmamışlar ve bu adetler, özellikle de Noel Baba figürü Amerikalılar’ın dikkatini çekmiştir. Çizer Thomas Nast, 1862’de Santa’nın yeşil kıyafetini değiştirerek kırmızı yapmış ve bu figürü ilk defa Harper’s Weekly adlı dergide kullanmıştır. Daha sonra Noel adetlerinin yaygınlaşması ve ilginin büyümesi üzerine 1920’lerden itibaren bu figür çeşitli reklamlarda kullanılmıştır. Özellikle de Coca Cola reklamları yeni Noel Baba imgesini bütün dünyaya yaymıştır.

Yeşil cüppeli Santa Claus, Nast'ın çizdiği sefa pe_ehem, Noel Baba'ya karşı!

Yeşil cüppeli Santa Claus, Nast’ın çizdiği sefa pe_ehem, Noel Baba’ya karşı!

Bir de Ağaç Var

Yukarıda da söyledim, güzelce süslenmiş bir yılbaşı ağacını sevmeyen yoktur. Aslında bu ağacın ifade ettiği şey, bayramla aynıdır; sonsuzluk. Çam ağacının kullanılması son derece olağan, çünkü yaprak dökmüyor. Eski toplumlar yaprak dökmeyen ağaçları ölümsüzlüğün ve sonsuz döngünün simgesi olarak bilirlerdi. Süslemelerin kırmızı ve yeşil ağırlıklı olmasının nedeni de, kırmızının tanrıyı (erkil güç), yeşilin ise tanrıçayı (dişil güç) ifade etmesidir. Aynısı altın ve gümüş süsler için de ifade edilebilir; altın güneş yani tanrı, gümüş ise ay yani tanrıçadır. Hediyelerin bu ağacın altında yığılması ise sonsuz dostluğu ifade eder, yani bizim “Noel ruhu” dediğimiz şey. Yaşlı ve genç kavramı bir arada olduğu için, bütün ailenin bir araya gelmesi de önemlidir.

Bir alıntı da Muazzez İlmiye Çığ’dan yapayım. Nardugan’ı belki duymuşsunuzdur. Kendisi, katıldığı bir programda yılbaşı ağacının zaten Türk adeti olduğunu, onlara da Sümer kültüründen geldiğini, söylencelerdeki ağacın “akçam” adıyla bilindiğini ve Nardugan’ın “Doğan Güneş” anlamına geldiğini söylemişti. Yani güneşin zafer kazandığı 22 Aralık tarihinin eski Türkler için de çok önemli olduğunu görüyoruz. Güneşi geri verdiği için dua ettikleri Ülgen’in bazı Türk boylarında gök, bazılarında yer olması da dikkat çekici, yani ikisini de kapsıyor, tıpkı eski kuzey kültürlerinin hayat ağacı olan Yggdrasil gibi.

Yggdrasil diye aratınca yüzlerce resim bulup da Nardugan diye aratınca iki üç tane bulmam bile kökenlerimizden ne kadar bihaber olduğumuzu anlatıyor bence.

Yggdrasil diye aratınca yüzlerce resim bulup da Nardugan diye aratınca iki üç tane bulmam bile kökenlerimizden ne kadar bihaber olduğumuzu anlatıyor bence.

Aslını isterseniz, kadim kültürlerin hepsinde hayat ağacı figürü vardır. Peki Sümerlerden gitmiş olabilir mi? Neden olmasın? Ama kendi adıma, pek sanmıyorum. Kuzey inançlarındaki Yggdrasil yani Dünya Ağacı’nın çıktığı coğrafyaya bakarsak, belki de dünyanın sahip olduğu en uzun ve köklü çam ağaçlarını görürüz. Biz insanız ve ne kadar tersini iddia etsek de birbirimize çok benziyoruz. Farklı yüksekliklerde, renklerde ve karakterde olsa da hepimizin gördüğü şeyler aynı; ağaçlar, denizler, yer kabuğu, güneş ve ay. İnançlarımızın benzemesi çok normal. Bir inancın nereden doğup nerelere gittiği önemli sorular, evet. Ama neden benimsendiği de en az bu kadar önemli.

Yeri gelmişken söyleyeyim, Yggdrasil’i yılbaşı ağacının kökeni olarak gören çoktur. Yule’un da Kuzey Almanya’dan çıktığı düşünülürse normaldir tabii. Dünya Ağacı, ilk başta dişbudak ağacı (ash) olarak lanse edilmiştir ama bu doğru değil. Son yıllarda bunun bir çeviri hatası olduğu ve kuzey söylencelerinin kaydedildiği Edda’lara yeniden bakıldığında, aslında bahsedilen ağaç tipinin porsuk (yew) olduğu ortaya çıkmıştır. Zaten incelerseniz, sivri yaprakları ve kırmızı meyveleriyle olası bir Noel ağacına çok daha fazla benzediğini görürsünüz. Ayrıca o da kışın yaprak dökmez (Ve evet, geyiğin dibine vurmak gerekirse Harry Potter’da ölümsüzlük peşinden koşan Lord Voldemort’un asasının porsuk ağacından yapılmış olması da tesadüf değildir. Harry’ninki de “İsa’nın tacı” adıyla bilinen bir diğer Noel simgesi olan dikenli defne, yani holly’dir).

Bu konuda söylemek istediklerimin çok az bir kısmını anlatmış olabilirim, belki zamanla eklemeler yaparım. Bir önceki yazımda söylediğim gibi, ne olduğunu düşünerek kutlamanız değil, sadece ve sadece kutlamanız önemli. Bu noktada doğum günüm olması avantajını kullanıyor ve size en sevdiğim Christmas şarkısı ile şimdilik veda ediyorum.

Mutlu yıllar! Merry christmas! Happy Solstice! Chag Sameach! A well Mōdraniht! Happy Yalda! Good Soyal! Blessed Kwanzaa! Grand Saturnalia!

Işığınız daim olsun.

Bu yazımı, sırf farklı inançlara sahip oldukları düşünüldüğü için hayat ışığı alınanlara ve ailelerine adıyorum. Keşke daha fazlasını yapabilseydim.

(* Yazarın Notu: Zeitgeist dediğimi fark etmişsinizdir. Kendisinin komplo teorilerinden oluştuğunun, hatta dinler kısmınının Amerikalılara laf anlatmak için biraz özensizce hazırlandığının fakındayım. Detaylarına fazla girmedim zaten. Ancak parmak bastığı pek çok gerçek, bu konuyu araştıranların yıllardır bildiği şeyler ve internette dolaşırsanız, getirilen eleştiriler genelde “Horus’un anası babası farklıydı ve havarileri olduğuna dair bir kanıt yok!” seviyesinde. Ancak ben İsa’nın ya da diğerlerinin hiç var olmadığı fikrine katılmıyorum. Pek çok dini figürün 25 Aralık’ta doğduğunu anlatan astrolojik açıklamaları sırasında kullanılan direkt dili bu yazı için biraz örnek aldım. Söylediğim gibi bu çok ama çok geniş bir konu ve işin içine mezhepler girdiğinde iyice karışıyor. Konu hakkında bilgi edinmek isteyenler Facebook’tan mesaj atarlarsa çeşitli kaynaklar önerebilirim. Hem Zeitgeist’ta sadece güneş kökenli dinlerden bahsedilir ve İslamiyet buna dahil değildir, çünkü kökeni Ay’dır. Bu coğrafyalarda güneş ölüm getirdiğinden genellikle dişidir.)

Bu yazı, "Geleneksel Kutlamalar ve Kökenleri" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar