Nors Mitolojisi’nde Yaşam ve Ölüm
Madde
Modern dünyamızda fiziksel ve mekanik maddeyi esas alan iki farklı mitolojik görüş vardır. Bunlardan ilki klasik Hristiyan yaradılış mitidir. Hepimizin de bildiği gibi varolan tek Tanrı’nın evreni yaratması üzerine kuruludur bu mit. İkinci görüş ise Yunan filozofu Aristoteles’e dayanır. Yine bilindiği üzere Aristoteles, fiziksel dünyayı “Madde ve form” üzerinden değerlendirir. Madde bildiğimiz durağan fiziksel maddedir. Form ise maddeye şekil veren Tanrıdır ve Aristo’nun da deyişiyle “Unmoved Mover”dır. Vikinglerin yaşadığı çağda ise madde meselesi biraz daha farklıdır. Madde kelimesinin aslı olan “Matter” ın “Mother”dan gelmesi bu farklılığın en önemli örneği olarak kabul ediliyor. Öldüğümüzde de bizim toprak olarak algılayabileceğimiz, Nors mitinin ise Tanrıça’nın Rahmi olarak adlandırdığı “Mother Earth”e gidildiğine inanılıyor. Sadece bu görüşe bile bakıldığında ne Hristiyan yaradılış mitinden ne de Aristo’nun “Unmoved Mover” ından eser göremiyoruz tabii.
Nors mitolojisinde dokuz adet gezegen olduğunu biliyoruz. Bu dokuz gezegenden en yüksek pozisyonda olanlar Asgard, Tanrıların soyunun yani Aesir’in dünyası; Alfheim, elflerin dünyası; Vanaheim ise Vanir adı verilen ve Aesirlerin dostu kabul edilen soya ait bir dünyadır. Orta seviye gezegenlerden Midgard insanların; Jotunheim devlerin; Svartalfaheim karanlık-elflerin; Nithavellir ise cücelerin yaşadıkları yerler olarak ele alınıyor. En düşük seviye gezegenler arasından Muspelheim, güneyde yer alan ve alevler içinde yanan bir yerdir; Niflheim ise ölü, buz tutmuş, cansız gezegen olarak anlatılır. Niflheim ve Muspelheim’ın diğer yedi gezegenle etkileşimin yarattığı sonuçlar ile Ragnarok kıyameti meydana gelir ve kozmos yok olur. Bu Nors mitinde sonsuz bir döngüdür. Sürekli başa alınır ve her şey yeniden yaşanır.
Ölümden Sonrası
Nors mitolojisine göre ölenlerin gittiği üç yer vardır. Bunlardan ilki Tanrıça Hel’in evi olan Helheim’dir. Diğerleri ise Valhalla (Düşenlerin yeri) ve Folkvang’dır (İnsanların yeri). Helheim, bunlar arasında en belirsiz ve genel terimdir yeraltı dünyası için. Eski Nors diline göre yalnızca mezar anlamı vardır. Valhalla’ya sadece Odin’in seçtiği kişiler ve The Valkyries girebilir. Folkvang’a ise Freya’nın seçtiği kişiler girebilir. Ayrıca Freya’nın da bir Valkyrie olduğu söylenir. Helheim’e Odin’in öldürülen oğlu Baldur da götürülmüştür.
Baldur, Odin’in neşeli, cesur, cömert oğludur. Baldur bir gün şanssız bir şekilde mezarlıklar görür rüyasında. Bunun üzerine Odin vakit kaybetmeden bunun anlamını bulmak üzere yol alır. Kahinleri uyandırır ve onlara korkusundan bahseder. Kahin Odin’in çaresiz halini ve yalvarmalarını görene kadar neşeyle nasıl da sonuyla karşı karşıya olduğunu anlatır. Odin, Asgard’a geri dönerek karısı Frigg’e umut olmadığını söyler. Bu durumun farkına varan Loki, Aesir’in lideri olmak için eline bir fırsat geçirmiş olur. Tanrılar Baldur’un ölümünü Ragnarok’un ilk kehaneti olarak görürler. Baldur’u ise ölümünün ardından Helheim’a götürürler.
Bir de tüm bunların dışında oldukça ilgi çekici yaratıklar var Nors mitolojisinde. Bunlardan bazıları;
The Valkyries (Valkürler): Odin’in 12 bakire cariyesi silahlandırılıp göğe uçarlar ve savaş alanına inip ölen savaşçıları Valhalla’ya götürürler.
Chimera: Aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu bir kadın canavar. (Töbe de)
The Norns: Kadere etki edebilen olağanüstü derecede bilgin ve güçlü üç kadın. Hem Tanrılara hem de insanlara etki edebilirler.
Sleipnir: Odin’in yardımcısı, 8 bacaklı atı.
Lif ve Lifthrasir: Ragnarok kıyametinden sağ olarak kurtulan insanlar (İlk insanlar olan Ask ve Embla’ya benzetilmiş).
Kvasir: Tüm canlıların en bilge olanı. Aesir-Vanir savaşı sonrası ateşkes yapılır. Bu ateşkesin sembolü olarak Tanrıların tükürüklerinden (Daha iyi bir şey kullansaydınız keşke) Kvasir yaratılır. Kvasir o kadar bilgedir ki ona sorulan soruların arasından cevap veremediği yoktur. Dünyayı gezer ve bilgeliğine bilgelik katar. Bir gün cücelerden Fjalar ve Galar’ı ziyaret eder. Fjalar ve Galar, Kvaris’i öldürür ve kanını iki fıçıya koyarlar ve ardından Boðn, Són and Óðrerir adı verilen tencerede kanı balla karıştırırlar. Bu karışıma bal likörü derler. Bu likörden içenler bir anda “şair ya da bilgin” olacaklardır. Cüceler, Kvasir’in ölümünü Tanrılara, “Fazla entelektüellikten boğuldu.” şeklinde açıklarlar (Siz kimi yiyorsunuz).
İskandinav mitolojisinin belki de yarısının yarısını oluşturuyor anlatmaya çalıştıklarım. Ama dünyanın en zengin kültürlerinden birisi olduğunu şu kısacık yazıda bile anlayabilirsiniz sanırım. Araştırdıkça daha da çok araştırılacak, öğrenilecek şey olduğunu öğrenmem üzerine daha İskandinav mitlerine merakımın arttığını söyleyebilirim. Umarım benim gibi merak edenler için şimdilik yeterli bir yazı olabilir.