Pan’ın Labirenti : Masallardan Gelen Sembolizm

Ofelia, Vidal, Faun ve Prenses Metası Üzerine

Filmin kahramanı Ofelia’nın ilk olarak yüzünü değil de peri masalları kitabını karıştıran elini görüyoruz . Yanında hamile annesi oturuyor ve kadıncağız hamileliğinin en belalı döneminde, kusuyor. Kızının okuduğu kitabı gördüğünde, “Kafanı bu saçmalıklarla doldurma yaşın geçmedi mi senin?” diye soruyor. Ofelia henüz 11 yaşında. Yıl 1944, 2. Dünya Savaşı sürüyor; radyodan Eisenhower komutasındaki Normandiya Çıkarması’nın haberini dinliyorlar mesela ve İspanya, faşist iktidarın kazandığı son derece kanlı bir iç savaştan yeni çıkmış. Faşist iktidar karşıtları, dağlarda gerillalık yaparak haklarını geri almaya çalışıyorlar ama durum umut verici değil. Yani çocukların uzun süre çocuk kalma hakkı yok. Bazılarının belki de hiç yok, ama Ofelia bu şartlarda dahi kendine zengin bir iç dünya oluşturmuş. Ancak bu, annesinin anlayabileceği bir şey değil.

Carmen çok acı çekmiş ve kötü şartlardan bıkmış bir kadın. Kişiliğinin kumaşının Ofelia’nınkinden ne kadar farklı olduğunu, ona yeni elbisesini verdiği sahnede anlıyoruz. Elbise Ofelia’nın hiç umurunda değilken, annesi “Çocukluğumda böyle bir elbisem olması için ölürdüm,” diyor. Oysa ki kızının “prenses” kavramının elbiselerle ilgisi yok. Ofelia için bir prenses olmak, mutlu olmadığı yaşamından kurtulup çok sevdiği masalların bir parçası olmak demek.

panslabyrinth_9

Günümüzde pek çok kadına “prenses sendromu” teşhisi konduğunu görüyorum. Ancak atfedilen davranışın masallardaki prenses figürlerinin çoğuyla ilgisi yok. Prensesler, sanıldığının aksine çoğu zaman aciz figürler değildir. Tıpkı Ofelia gibi, şartların köşeye sıkıştırdığı kurbanlar olarak karşımıza çıkarlar ve kendi çabalarıyla bir çıkış yolu ararlar. Kahramanın Yolculuğu kavramı, prenses hikayeleri için de geçerlidir. Nedense en ünlü masallar prenseslerin uyuyarak müstakbel eşleri tarafından uyandırıldıkları olmuştur ki; incelediğinizde pek çoğunun bu yönde değiştirilmiş olduğunu göreceksiniz. Kahramanın Yolculuğu’nun bir dişi tarafından gerçekleştirilmesini işleyen en ünlü masallardan biri The Lady and the Lion’dur (Hanım ve Aslan). Türk masallarında da sevdiği delikanlının peşinden giderek Kaf Dağı’nı aşan sultanlar vardır. Kıssadan hisse, masallardaki prenseslerin bize verdiği mesaj hiç de refah değildir. “Sonsuza kadar mutlu yaşadılar,” cümlesi trajedisiz bir hayatı değil, kadın ya da erkek fark etmeden kahramanın varoluş amacını başarmasının verdiği tatmini anlatır.

Anne ile kızın arasındaki kopukluk, tamamen farklı kişiliklerinden kaynaklanmaktadır, bir zıtlaşma yoktur. Tersine, Ofelia annesini çok sever ve gıpta eder. Mesela, Mercedes’e annesinin ne kadar güzel olduğunu söyler. Annesi uyurken, başını karnına dayayarak erkek kardeşine doğarken onu öldürmemesi için yalvarır. “Annemi çok hasta ettin, eğer annemi öldürmezsen Yeraltı Krallığı’nda seni de prens yapacağım,” der. En az Steven Spielberg’ün A.I.’ındaki “Mavi Peri” monologu kadar iç acıtan bir sahnedir bu; bir çocuğun masumiyetidir. Ofelia doğacak erkek kardeşine bir kıskançlık beslememektedir, hem de Vidal’ın oğlu olmasına rağmen. Bu özelliği küçük kızı nefrete değil çaresizliğe sürükler, . İstediği tek şey, sevdiklerine zarar gelmemesidir.

panslabyrinth_17

Gelelim kitlelerin nefretini kazanmış malum üvey babaya. Bu film Türkiye sınırları içinde çekilseydi, herhalde rolü Şemsi İnkaya’ya verirlerdi. Pan’ın Labirenti’ndeki masal sembolizmini anlamamız için, gece olmasa gündüzü bilemezdik misali önce Yüzbaşı Vidal karakterini incelememiz şart. Vidal, masallardaki klasik kötü kalpli üvey anne figürünün erkek versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Ofelia’nın Mercedes’e söylediği ilk şey Vidal’in gerçek babası olmadığı. “Gerçek babam bir terziydi,” diyor. Ne kadar önem arz eder bilmiyorum ama Avrupa masallarında terzi, oduncu gibi gelir geçer meslekler çok kullanılır ve bunların çocukları adeta soylu muamelesi görür. Sadece üvey babalık da değil, korkutucu canavar figürü de Vidal karakterine yüklenmiş. Masalların ve bunlardaki pek çok canavarın çok büyük ihtimalle anaerkil çağlarda ortaya çıktığını düşünürsek, senaryo bir bütün olarak dönemin ataerkil saplantılarının getirdiği vahşeti vurguluyor. Canavarlar, artık gerçek olmuş ve aramızda yaşıyorlar. Ofelia’nın elindeki peri masallarına karşılık, onları bekleyen Yüzbaşı’nın da ilk olarak elini görüyoruz; bir saat tutuyor.

Yorumlar