Pan’ın Labirenti : Masallardan Gelen Sembolizm
Bu saat önemli, çünkü saat ona babasından kalan tek şey. Vidal’ın saplantısı da bir erkek çocuk babası olmak. Yani gelenekçi bir adam. Adamın işi gerçeklerle, ve huysuz bir Türk KOBİ patronu edasıyla söylediği ilk cümle, “15 dakika geç kaldılar!” oluyor. Ancak zaman sadece gerçek dünyadaki Vidal için önemli değil; Ofelia’nın süresi de kısıtlı. İki farklı dünya olarak algıladığımız gerçekliklerin aslında iç içe, birleşik olduğunu anlamamızı sağlayan şey zaman. Vidal faşist ve iktidar delisi bir adam. Kontrol ve detay hastalığı insanlardan objelere kadar her konuda kendini gösteriyor; en ufak bir harita incelemesi için bile büyüteç kullanması, çizmelerini parlatması ve otoritesini sorgulatmak istemezcesine topuklarını yere vurarak yürümesi onu korkutucu bir figür yapıyor. Ayrıca çalışma odası olarak kullandığı değirmenin içi, yer alan çarklarla bir saatin içini andırıyor. Hamile eşi “Yürüyebilirim!” dediği ve yürüyebildiği halde tekerlekli sandalyeye binmesinde ısrar ediyor, yani kadına hemen acizlik yüklemeye hazır. Zaten karısı önemli bile değil o noktada, doğuracağı oğlan önemli. Sağlıklı bir kadın olan Mercedes’e ise, karısının bagajlarını taşımasını emrediyor. Yani hamile bir kadın, özellikle de erkek çocuğunu taşıyorsa onun için kırılgan, sağlıklı bir kadın ise yük taşıyan bir hayvan.
Filme adını veren Pan ya da Faun’a gelirsek, tavırları ve aşırı ağdalı konuşması bize hiç güven vermiyor. Ofelia’yı kandırdığını düşünmemiz çok kolay, kandırıyor da, ama bizim beklediğimiz şekilde değil. Guillermo del Toro, bu bakımdan bir peri ile insanın nasıl farklı düşündüğünü çok güzel vermiş. Filmde Mercedes’in dile getireceği gibi, bir Faun’a güvenmek tehlikelidir. Her basit zihinli insan, karşısındakini kendisi gibi zanneder. Kısa vadeli düşünce, asla önünü göremez. Periler çok uzun yaşayan varlıklardır. Özellikle karşısındaki insanı sınarken iki basit kurala göre hareket ederler. Birincisi, o insanın istediği bir şey vardır ve ikincisi, kendisinin istediği daha önemli bir şey vardır. İnsanlar gibi basit küçük hesaplar yapmazlar. Ama türümüzü ustalıkla yönlendirirler. Faun’un Ofelia’ya yaptığı gibi yanlış ele baktırarak insanları sınamayı severler.
Özellikle Grimm masalları, periler tarafından yönlendirildiğini fark etmeden anlaşma yapan talihsizlerle doludur. Ancak Faun’un kaypaklığının Vidal’in vahşeti yanında çok masum kaldığını göz ardı etmemek gerekir. Periler, yönlendirmelerle dostlarının ve düşmanlarının ölümüne neden olabilirler, bu genellikle adaleti sağlamak içindir. Asla kendileri öldürmezler. Pan ve Faun mitolojide tam aynı değiller, nüanslar var. Tabii Pan batı kültüründe daha popüler olduğu için çeviride onun ismi kullanılmış. Bu tür nüanslar üzerine belki ilerde yazabilirim.
Semboller: Sağ, Sol ve Üçüncü Göz
Ofelia, annesi fenalaştığı için arabadan indikleri sırada etrafı dolaşmaya çıkar. Ayağına bir taş parçası takılır. Bir heykelin kopmuş gözüdür bu; küçük kız onu yerine takar. Kopan parçanın -seyirciye göre- sol göz oluşuna dikkat edin. Sol dişi gücü sembolize eder; yani mistisizm ve altıncı his. Ofelia gözü yerine taktığında, yıllardır süren bekleyiş biter ve büyü uyanır, tıpkı Uyuyan Güzel’in uyanması gibi. Kahramanımız, başka insanların göremeyeceği şeyleri görmeye başlar. Bunun ilk örneği hemen gelen peridir. Aslında irice bir peygamberdevesidir, ama Ofelia heyecanla annesine koşar ve “Bir peri gördüm!” der. Filmin buradaki mesajı nettir; o da seyirciye “Benim işim realist ve septiklerle değil!” demektedir. Mesela Faun’u ya da adamotunun kıpırdayışını Vidal’in görememesinin nedeni de budur, çünkü gözü takmış kişi Ofelia’dır.
Sol tarafın dişiliği sembolize ettiğini söyledim. Ofelia ve Vidal’ın ilk kez karşı karşıya geldikleri tanışma sahnesinde, küçük kız çok gergindir ve aşırı yavaş hareket eder. Bu, hayallere bağımlı olan insanların gerçekler karşısındaki yavaşlığını anlatır; ikisi uyumsuzdur. Sağ eliyle masal kitaplarını tutan Ofelia, Vidal’e sol elini uzatır. Yüzbaşı çocuğun elini ezecek gibi sıkar ve şöyle der; “Yanlış el!”, yani “It is the wrong hand!”. Bu cümlesi aynen Charles Dickens’ın David Copperfield’ına göndermedir. Film boyunca karşıtlığı temsil eden bu iki karakteri yalnızca çok önemli anlarda aynı karede görürüz. Vidal kendisiyle barışık değildir, Ofelia ise çevresiyle. Vidal hikayeleri inkar eder, Ofelia onları kovalar. Çünkü sabit kafalar hikayeleri gelenek yaparken, özgür kafalar yenilerini yazar.