Popüler Kültür Mimarları – Yoshiyuki Tomino

Tomino aynı yıl doğduğu Hayao Miyazaki ile çocukları yetişkinlere karşı yüceltmesi ve yetişkinlerin dünyasının acımasızlığını tasvir etmeye hassasiyet göstermesinin yanısıra aslında bir ölçüde dengeli bir feminist olarak da kadınların yaratıcı gücüne saygı göstermesi açısından benzeşmekte, onları iyi yada kötü karakterler olarak kategorilendirmeye çalışmadan önce onları kendi ayakları üzerinde duran yada buna gayret eden, arzuları yada idealleri için yaşayıp ölen insanlar olarak yansıtmaktadır. Öte yandan gerek Tomino‘nun Miyazaki’den yıllar önce yönetmenliğe başlamış olması, gerekse Tomino‘nun Miyazaki’nin aksine tabiat yerine karanlık geleceğe ve teknolojinin kullanan tarafa göre çeşitlenen sonuçlarına odaklanmayı tercih etmiştir. Benzer şekilde Tomino, Miyazaki’nin aksine sinema dili ve ebedi dil birlikte düşünüldüğünde kaçış edebiyatı olarak algılanabilecek temalar kullanmaya çalışmaz. Kendisi de 80’li yıllarda kendisini bir rakip olarak gördüğünü ama şimdilerde onu kendi kulvarında bir yönetmen olarak takdir ettiğini söylemiştir.

Öte yandan ilginç şekilde, bir animasyon yönetmeni olmak Yoshiyuki Tomino’nun öncelikli bir ideali olmamıştır. Üniversiteden mezun olduğunda başka bir alanda iş bulamayınca Mushi Production’un seçmelerine katılmış ve çalışma azmi ile hızla yükselerek yönetmen konumuna kadar gelmiştir. Fakat yine de, o yıllarda Anime sektörü diye bir alanın söz konusu olmayışı sebebiyle değil bir klasik yaratabileceğini düşünmek, ünlü ve zengin bir yönetmen olabileceğini dahi düşünmemiştir. 1970’lerde sıkça hayal kırıklığına uğradığını ve geçmişe dair umut besleyemediğini söyleyen Tomino, umutsuzluğa kapılmamak için sürekli daha çok çalıştığını ve bunun onu şu anki konumuna taşıdığını söylemiştir.

tomino3

70’lerdeki Mazinger Z, Getter Robo’da (ülkemizde de yayınlananlardan örnek vermek gerekirse Voltron) benzer, gerçekliği düşük Super Robot serilerinde çalışmaya devam etmek yerine nispeten gerçekçi ve ölüm ögesine sıkça yer vererek birçok meslektaşının yanından hızla sıyrılan Tomino’nun bu tercihinin altında ölüm ögesi, çok boyutlu ve yer yer politik bir boylamda cereyan eden işlenişi, çocuklar kadar yetişkinlerin de bir Anime’de görmeye hazır olduklarına inanması yatmaktadır.  Hakeza kendisi, ondan önce buna benzer bir yönelim belirlemiş olan Tadao Nagahama’yı ana ilham kaynağı olarak gördüğünü ve “ne tür ögelere çocukların hazır olup olmadıkları” konusunda onun eserlerini referans aldığını söyler.

Tomino benzer şekilde, serilerindeki yetkin olarak kullanılan kadın karakterlerin erkekler kadar kadınlara da hitap edebilmesi yönünde bir evrensellik taşımasını önemsediği için benimsenmiş bir tercih olduğunu söylemiştir.

Oscar-and-Andr-the-rose-of-versailles-35348867-1024-768

Tadao Nagahama’yı tek kanallı dönemde ülkemizde de yayınlanmış olan ve yoğun ilgi üzerine birkaç kez de tekrar yayınlanan Rose of Versailles’den hatırlayabilirsiniz.


Aklımdaki şey hep şuydu: Ben herhangi bir TV animasyonu yaratmaya çalışmıyordum, yapmak istediğim şey hem yetişkinlerin hem de çocukların eğlenerek izleyebilecekleri bir bilimkurguydu. Eğer ilham dediğiniz bir şey varsa, ancak bu olabilir.

Daima diğerlerinden farklı bir yönetmen olmaya, sürekli yeni anlatım teknikleri öğrenmek ve uygulamak yönünde kendini geliştirmeye çalışan Tomino, insanların çok dar bir etki-tepki aralığında yaşadığını, bunu değiştirmenin de insanlar için çok zor olduğunu hesaba katarak kendisini eski alışkanlıklar ve şablonlardan uzak tutmaya çalışmıştır. Animasyon yönetmenliğini, gerçeklik ve kurgu gerçeklik minvali çerçevesinde işleyen Tomino, “her şeyin mümkün olduğu” bir sanat dalında eser vermenin sınırsız özgürlüğü kontrol edemeyerek bu gerçeklik duvarını yıkarak izleyicinin kafasında oluşan kurgusal empatiye zarar vereceğini düşünmüş, bu yüzden neredeyse tüm eserlerine çeşitli limitler kurgulamıştır. Örneğin Mobile Suit F91 dev savaş makineleri birbirlerine ateş ederken boş kovanlardan birisi aşağıda kaçışmakta olan insanlardan bir kadının kafasına çarparak onu oracıkta öldürür, bu örnek bile onun animasyonu hedef kitlesine sunduğu şeyin mantığını özetler niteliktedir. Sadece Daitarn III’deki Bond parodileri ve Sentao Mecha Xabungle’da ki Dördüncü Duvar Kırma denemeleri ise bu yaklaşımını kullanmadığı bir anti tez durumundadır.

En az bir 20 yada 30 yıl daha süreceğini öngördüğü Gundam “franchise“‘inin geleceği konusunda yetkinin kendisinde olmamasından dolayı alternatif evren üreten senarist ve yönetmenleri serbest bırakan Tomino, halihazırda üretilen örnekleri takdir hakkınıysa izleyiciye bırakmakta, kendi yazıp yönetmediği yapımların dışarısında kalmayı tercih etmektedir. Kendisi aynı zamanda en favori ya da en hoşlanmadığı yapımının ne olduğu konusunda da açıklama yapmamasıyla da bilinmektedir zira bu tür bir konuda fikir belirtmenin herhangi bir yapıma fazlaca bağlanmış bir izleyicinin beklentilerini hayal kırıklığına uğratacağını düşünmekte, tüm eserlerini bir çocuğuymuşçasına -kusurlarına rağmen bile- sahiplenebildiğini söylemektedir.

Bu yazı, "Popüler Kültür Mimarları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar