Popüler Kültür Mimarları – Yoshiyuki Tomino
İlham kaynakları ve alıntılar hususunda belirleyici olan en önemli faktörün “izleyicinin ayırdığı zamanın hakkını vermek” olduğunu söyleyen Tomino senaryodan ziyade bir senaryoyu uyarlarken kullanılacak kurgunun önem taşıdığını düşünmekte, bu kurgu teknikleri üzerinde uzmanlaşmak için de gerek edebiyat gerekse sinema üzerinde birikim yapmış olmanın önemini vurgulamaktadır. Zira kendisi Anime yapmayı herhangi bir türde bir sinema filmi çekmekten çok da uzakta olmayan bir iş olarak düşünmekte, bu yüzden de teknik olarak ne kadar gelişmiş imkanlara sahip olmayı, yetkin bir anlatım dilinin önüne koymamaktadır.
Öte yandan Gundam “franchise“‘i üzerinde çalıştığı 30 yılı aşkın süre boyunca gerek yoğun çalışma temposu gerekse kontrolü dışında gelişen müdaheleler nedeniyle birçok kez çeşitli sektelere uğramış, yine de bir yönetmenin tatmin noktasına ulaştığı işi yapmış olmasını onun profesyonelliğinin bittiğiyle eş anlamlı düşünmesinden ötürü sektörlere bağını kalıcı olarak koparmamıştır.
Hızla artan Anime / Manga adaptasyonları neticesinde Mobile Suit Gundam’ın da bir Hollywood filmi olabilmesi ihtimaline yönelik soruları, böyle bir seriyi yetkin şekilde uyarlayabilecek bir çekim tekniği yada kurgu diline sahip bir yönetmen olmadığını, kendisinin bile Anime çizim metodlarını CGI’ya devşirmekle ortaya çıkacak bir sonuca kefil olmayacağından bunu şahsen tercih etmediğini söylemekte, bu yöndeki teklifleri elinin tersiyle iter gibi bir görüntü çizmektedir.
Figür ve maket üreticisi Bandai firmasının yerini “Anime’lerde görülen birimlerin kopyalarını yapıyor olmasından ve bunun yarattığı devasa pazar payından rahatsız olmayan Tomino öte yandan Gundam’ın konumunun Bandai firması tarafından giderek daha kötüye kullanıldığını, çok önceden bile bu ve benzer şekilde birçok hikaye ve işlenişe müdahil olduklarını gizlemeyerek muhalif çıkış da gösterebilmektedir. Bu çıkışların en bariz örneği, yapmak istediği şeylerin önünün kesilmesinden dolayı hiç yapamamaktansa acil şekilde yapmak zorunda kaldığından dolayı V Gundam serisinin LD setinin kartonetine “bu seriyi izlemek zorunda olmadıkları” yönünde bir fikir belirtmesidir.
Tomino her ne kadar anti-klimatik finalleriyle ve isimli karakter katliamlarıyla hatırlansa da yeni izleyicilerin artık eski izleyicilerle aynı kitle olmadığının farkındadır, bu nedenle kasvetli bir anlatımdan uzaklaşmış, araya “comic relief“‘ler sıkıştırılmış ve yer yer günlük hayat temposuna kayan seriler hazırlamaya dönüş yapmıştır. Zira ona göre, halihazırda dramatik ve kasvetli olması gerekmeyen yapımlar bile gerçekçi görünebilmek için bunu abartarak izlediklerinden bunu daha da furya haline getirmek anlamsızdır ve izleyicinin eğlenerek vakit geçirmek isteyebileceği de hatırda tutulmalıdır.
18 Eylül 2010’da Pera Müzesi’ndeki söyleşiden kısa bir kesit:
Tomino geleceğe dair pembe tablolar çizen bir kreatör değildir, hatta şu anki jenerasyon nasıl bir Dünya’da yaşadığını tahayyül etmeye çalışmadıkça gelecekte de savaşların ve insanların kendi aralarındaki anlaşmazlıkların devam edeceğine bu sebeple hem geçmişi hatırlamak hem de gelecek üzerinde kafa yormamızın hayati önemde olduğuna dair uyarılar yapmaktadır. Bu sebeple, animasyonu bir kaçış edebiyatı aracı olarak kullanan sayısız yönetmenle arasında kalın bir çizgi olduğu söylenebilir.
Tomino’nun diğer animelerle ilgili görüşleriyse aşağıdaki gibidir:
Evangelion hakkında: Buna cevap vermek için olaya eğlence mi yoksa başka önceliklerle mi baktığımızın adını koymamız gerekiyor. Ben örneğin bir Brain Powerd serisinde genel açıdan başarılı olduğumu düşünmüyorum. Geriye dönüp baktığımda, bu serideki eğlendirme faktörü açısından başarılı olduğumu da sanmıyorum ama yaptığım şey en azından bunu başarmaya çalışmış olmaktı. İnanıyorum ki, eğer rastgele 100 kişiye Mecha serisi izletecek olursanız bu 100 kişinin de türün bir hayranı haline gelmesi olası bir sonuç değildir. Aslında yapmak istediğim şey, konu açısından gerçek manada özgün bir seri yaparken öte yandan kurgunun ve bizim realitemizden kopmaksızın bunun sizi zihinsel bir travmaya sürüklemesinden mümkün olduğunca uzak durmaktır. Yapmaya çalıştığım bir diğer şey ise, kendilerini Anime hayranı olarak gören gençlere onlara sık sık hayatta Anime’den de önemli şeyler olduğunu hatırlatacak öyküler anlatmaya çalışmaktır. Bunlar aynı zamanda daha iyi öyküler yaratabilmek için bir meydan okuma olarak kendime koyduğum hedeflerdi.