Popüler Kültür Mimarları – Yoshiyuki Tomino

Filmin en önemli yanı, uçakların özel bir yerde değerlendirilmediği çift kanatlı modellerin zamanlarından bunun askeri endüstrinin bir parçası haline gelmesiyle varlığı hayati bir sektör haline gelene dek yaşanan sürecin resmini çekmiş olmasıdır.  Film tek kelimeyle harika. Miyazaki bize şunu göstermeye çalışmış: Mühendislerin rüyaları vardır. Güzel ve görkemli şeyler onların rüyalarından çıkarak gökyüzünde süzülürler. Ama iş askeri havacılığa geldiğinde onlar yeteneklerini askeri silahlara adamak zorunda kalırlar. Bu bir ölçüde içten içe yaşanan bir umutsuzlukla da ilgili. Filmi eleştiren Ishikawa, filmi daha ziyade bir “romantist” bir metin olarak görmüştü. Buna pek katılmıyorum. Bu sadece geniş kitleleri salona çekmek için yapmanız gereken rutinlerden birisi olabilir zaten filmin asıl meselesi de bu değil.

Bu film bize havacılık tarihimizin ilk dönemlerini ve mühendislerin içten içe yaşadığı gizli ızdıraplarla ilgili yapılmış ilk gerçek film. Bu aynı zamanda Miyazaki ve benim aynı sürecin ürünleri olduğumu belirtmem için bir örnek de oluşturabilir, benzer şekilde Miyazaki’nin animedeki hikaye anlatıcılığı konusunda rakiplerimden birisi olarak ona hak verdiğim ilk işi. Bu işi öncekilerden tamamen farklı. Tüm film bir akorun parçası gibi görevini yerine getiriyor. Onun filmin prodüksiyon ve dizayn süreci boyunca yarattığı ortam oldukça etkileyiciydi. Miyazaki sadece Zero’ların değil, mühendilerin dünyasını da hem artı hem eksi yönleriyle ele alıyor.

Wind Rises’ı ilk izlediğimde gördüğüm şey, bu işin kesinlikle sıradan bir Mecha Otaku’nun elinden çıkamayacak türden bir iş olduğuydu. Onun bu filmde yapmaya çalıştığı şey, birçok modern yapımın yanında tam olarak anlaşılmayabilir ama bu film Zero’ları askeri Otaku’ların ilgi alanından çıkartıp bizi onunla yüzleştirmiştir. Adım gibi eminim ki birileri yine çıkıp internette “bu adam ne söylüyor şimdi?” diyecektir ama şunu da söylemek gerekiyor ki bu film benim yaptığım Mecha serilerinden daha önemsiz bir yerde değil. Eğer Mecha’ları sevmiyor yada anlamıyorsanız, bir insanı makinaya bağlayan şeyi de anlayamazsınız. Bu film de işte bu şeyi anlatıyor. Sanırım 20. yy mühendislik tarihini evrime üstün gelebilmek ve tıpkı Jiro Horikoshi gibi insanların yaptıkları hataları tekrarlamamız için yeniden göz önüne almamız gerekiyor. Çalıştığım ilk yeni projede bunları dikkate alıyor olacağım.

gundam2

Yoshiyuki Tomino Gundam’ı yaratırken ana hedefinin “geleceğin peşinden giden bir kurgu yaratmak” olduğunu söylemiştir. Hedef kitlesini asla aldatmamış, onlara dünyanın ve yaklaşan geleceğin gerçeklerini kurgusal bir dil üzerinden sunmuştur. Yaratılışından 30 yıl sonra Tokyo körfezi karşısındaki Odaiba’da inşa edilen 1/1 ölçekli Gundam anıtı ise bu bakış açısının cisimleşmiş bir tezahürünü oluşturmaktadır.

Bu yazı, "Popüler Kültür Mimarları" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar