Sazlı Sözlü Bilimkurgu

Şemsi Yastıman’ın sanatı ile yutubun öneri algoritması sayesinde yüzgöz oldum. Söz yazarlığı ve besteciliği iyidir. Hem geleneksel eserleri, hem kendi uydurduklarını itinayla okumuştur. Hiciv ve gülmece türündeki eserleri ile öne çıkmıştır, çoğunda memleket siyasetine giydirmiştir. Vizyonu geniştir, yenilikçidir ama eninde sonunda döneminin adamı olarak kalmıştır, kuşaktan kuşağa aktarılmamıştır. Lakin; Şemsi emminin bir eseri, zamanın ötesine geçip, birkaç yıl önce internetin Türk mahallesini şenlendirmeyi başarmıştır. “Uzaylılar Hoşgeldiniz” hicvi, kikirdeterek güldürmenin yanında bilimkurgunun sıkıntılı soruları yeniden bağlamlandırma işlevine çok güzel bir örnek teşkil eder. Ve üstüne düşününce hakikaten konsepti komiktir. Sarıkayavari bir havası vardır.

Bilimkurgunun yeniden bağlamlandırma işlevi, özellikle siyaseten gergin zamanlarda öne çıkar. İnsanların en zor değişen tepkileri, çocuklukta edindikleri duygusal tepkilerdir. Bu tepkiler her zaman akılcı süreçlerin önünü tıkar ama bu tepkiler eninde sonunda gerçek toplumlara ve olaylara bağlıdır. Soruları gerçek kişi ve olaylardan uzaklaştırıp, farazi toplumlar ve olaylar üzerinden irdelemek, öteki türlü mümkün olmayan bir tartışmayı var edebilir.

Çocuklukta edinilmiş duygusal tepkilerin kılavuzluk ettiği her tartışma boka batmaya mahkumdur. Çünkü; topluluklar değişse de, bireyler çocuklukta edindikleri duygusal tepkilerin ötesine geçemeyeceklerdir. Bu duygusal tepkiler, hem kişinin dünya algısını artık geçerli olmayan koşullara göre şekillendirerek sapla samanın karışmasına sebep olur, hem de ikiyüzlü davranışa zemin hazırlar.

En esnek kafalı insanın bile çocukken edindiği bazı değişmez duygusal tepkiler vardır. (İşbu tepkiler hiç gündeme gelmemiş mevzularla alakalıysa hiç kendini belli etmeyebilir, ama hafızası olan herkesin duygusal tepkileri vardır.). Esnek kafalılık, sadece duygusal tepkilerini her konuya katmama yeteneğidir. Diğerlerini aksine esnek kafalılar oturup konuşmaya müsaittir ama bu konuşma esnasında, hassasiyetlerine doğrudan değinmemek gerekir. Hassasiyetlerine dokunulursa bilinçaltı kontrolü alır, akıldışı laflar etmeye başlarlar.

Temsili değildir.

Temsili değildir.

Mesela Ekşi*deki herhangi bir siyasi atışmayı ele alalım. Açın bakın en son mevzunun altında kaç kişi elle tutulur verilerden çıkarım yapıyor, kaç kişi nefret ettiği insanlara laf sokmak için mal bulmuş göçebe gibi saldırıyor. Tartışmaya üslubuyla yazanların tamamı da, ötekine karşı duyduğu nefretle motive oluyor. Birinin çalışıp ortaya çıkardığı nesnel veri ve mantık analize “Ben bunu karşı tarafa atsam kafa yarar mı?” gözüyle bakılan bir ortamdan, akılcı sonuç çıkması beklenmez.

Bilimkurgunun mevzuların bağlamını değiştirmesi işte bu noktada çok işe yarar. Okuma yazma bilmeyen bir çocuğa resimdeki kuşları saydırarak toplama öğretmek gibidir. Çocuğun okuma yazma ile sorunu olması, toplama çıkarma kavramını anlayamayacağı anlamına gelmez. Sadece toplama çıkarma kavramını okuma yazma gerektirmeyen bir metodla göstermek gerekir. Şemsi Yastıman da esasen bunu yapmaktadır, Türkiyenin bazı sorunlarını “yahu uzaylılar gelip de bizim memleketin halini görse utanmayacak mısınız?” çerçevesine oturtmak, insanları hem güldürecek hem de düşünmeye sevk edecektir. Biliyoruz ki; güldürürken düşündürebilmek Anadolu’da en büyük erdemlerden biridir.

Bu her zaman işleyecek, bilimkurgu dünyanın dertlerini çözecek gibi bir kaide tabii ki yok. Eğer olsaydı zaten 60-80 arasındaki nice sosyal hiciv bilimkurguları, dünyanın çoğu derdini çözerdi. Benzer şekilde her bilimkurgunun altında böyle alt metin aramak da nafiledir. Bazen bilimkurgu sadece uzaylıya mermi sıkan mutant askerler hakkındadır.

İmparator için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir.

İmparator için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir.

*Ekşi Sözlük kavgaları üzerinden siyasi retorikteki dalgalanmaları takip edebilirsiniz. Ekşi Sözlükde trollerin birbirlerine attıkları savlar, sokaktaki savları iyi takip eder ve sokaktaki fikriyatın evrimini yansıtırlar. Ekşideki tartışmalar siyasi görüşlerin nüfus dağılımı açısından dengesizdir, ama o zaten bu yazının konusu değil.

Sonraki Yazı
Önceki Yazı

Bu yazı, "Büyü ve Bilim Üzerine Denemeler" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar