Hanabi – Kutu Oyunu Görünümlü Takım Oyunu

Bu yazımda Co-op oyun sevenlerin mutlaka denemesi gereken bir oyundan bahsetmek istiyorum: Hanabi.

Hanabi, Japoncada havai fişek demekmiş. Neden böyle bir ismi olduğunu bilmiyorum. Zira oyunda patlayan bir şey yok. Tasarlayan adam da Japon değil, Antoine Bauza isimli bir (anladığım kadarıyla) Fransız. Bunun bir pazarlama stratejisi olduğunu düşünüyorum. Tahminimce oyun Uzak Doğu tarzında tasarlanınca, bir zeka oyunu hissini tüketicilere daha iyi geçiriyor.

Efendim, Hanabi oynaması çok kolay, ustalaşması ise oldukça zor bir oyun. Siz ve oyun arkadaşlarınız el birliğiyle oyunun kendisini yenmeye çalışıyorsunuz.

Oyunu basitçe bir kart oyunu olarak tanımlayabiliriz. Birden beşe kadar sayıların olduğu toplam 5 farklı renk kart destesi var. Her bir kart destesi için de 3 tane 1, 2’şer tane 2, 3 ve 4 ve 1 tane de 5 kartı barındırıyor. Sonra bu desteler birleştirilip karıştırılıyor ve tek bir desteyle oyun oynanıyor. Amacınız; her renk kart destesini 1’den 5’e kadar sıralı bir şekilde dizmek. Tek sorun bunu yaparken elinizi göremiyor olmanız. Oyunu zorlaştıran en önemli şey bu: Kartları elinizde ters bir şekilde tutuyorsunuz. Kimse kendi elini göremiyor, ancak tüm takım arkadaşlarınız sizin elinizi görebiliyor.

2-5 kişi oynanabilen Hanabi'nin çok sayıda farklı versiyonu üretilmiş.

2-5 kişi oynanabilen Hanabi’nin çok sayıda farklı versiyonu üretilmiş.

Oyun saat yönünde ilerliyor. Oyuncu sayısına bağlı olarak 4-5 kart dağıtılıyor. (2-3 kişilik oyunlarda 5, 4-5 kişilik oyunlarda 4). Sıra size geldiğinde yapabileceğiniz 3 hamle var:

  1. Masaya bir kart oynamak.
  2. Bir kartı oyun dışı bırakmak
  3. Takım arkadaşınıza ipucu vermek.

Masaya Bir Kart Oynamak

Elinizdeki bir kartı masaya sürebilirsiniz. Eğer doğru sırada bir kart oynadıysanız sıkıntı yok (Örneğin boş masaya 1 numaralı bir kart indiyseniz). Bu durumda kazanmaya bir adım yaklaşmışsınız demektir. Ancak yanlış kart oynarsanız, takımınıza bir cana mal oluyorsunuz (Örneğin; boş masaya 4 numaralı bir kart indiyseniz). Toplam 3 canınız var. Yani 3 hata yaptığınızda oyun bitiyor. Bu nedenle kafanıza göre kart oynamak çok akıl karı bir iş değil. Yine de “Ben şansımı denerim arkadaş!” diyebilirsiniz tabii… Ama bu durumda oyun kısa, oyun arkadaşlarınızın tepkisi ise uzun sürecektir. Benden söylemesi…

Bir Kartı Oyun Dışı Bırakmak

Elinizdeki bir kartı oyun dışı bırakabilirsiniz. Bu eyleminiz takımınıza bir ipucu hakkı kazandırıyor. Bir sonraki maddede görebileceğiniz gibi ipuçları son derece büyük bir önem taşıyor. Ancak unutmayın! Elinizdeki kartları gelişi güzel oyun dışı bırakmanız halinde sayılı olan kartları elinizden atmış oluyorsunuz. Örneğin 2 tane beyaz 4’ten ikisini de oyun dışı bırakırsanız, bu oyunda beyaz seriyi tamamlayamayacağınız anlamına gelir. Bu nedenle attığınız karttan emin olmanızda hayır var. Attığınız her karttan sonra elinizi tekrar gerekli sayıya ulaştırmak için kart çekmeniz gerektiğini de ekleyeyim.

hanabi1

Takım Arkadaşınıza İpucu Vermek

Tıpkı sizin gibi takım arkadaşınızın da elinde ne olduğuna dair hiçbir fikri yok. Bunu ona ancak siz anlatabilirsiniz. Bunun için oyunda 8 adet ipucu pulu bulunuyor. Her ipucunuzda bu pullardan birini kullanıyorsunuz. Yani ipuçları sonsuz değil. Ancak yukarıda belirttiğim gibi bir kartı oyun dışı bırakarak yeni ipuçları yaratılabiliyor. Verebileceğiniz 2 ipucu var: Renkle veya sayıyla ilgili. Örneğin oyuncuya “1. ve 4. Kartın beyaz” ya da “1. 2. ve 4. Kartın 1” şeklinde ipucu verebilirsiniz. Bu noktada ipucu kullanımınız oyunun kaderini belirliyor. Zira ipucu vererek aslında takım arkadaşınıza hangi kartları, ne zaman oynaması gerektiğine dair bir yönlendirme yapmış oluyorsunuz. Örneğin yerde yeşil desteden ilk 3 kart dizilmişse, takım arkadaşınızı “elindeki 3. Kart 4” diye yönlendirebiliyorsunuz.

Yorumlar