Olayımız Nedir?

Munchkin 1’in konsepti şu; biz zindanda maceraya atılmış bir grubuz. Ve grup olarak, karşımıza çıkan kapıları sıra ile açıyor ve o anda karşımıza ne çıktıysa, hepimiz payımıza düşeni alıyoruz. Gerek yaratık, gerek lanet, gerekse hazine olarak. İşte işin özünde D&D konseptli rol yapma oyunu olması buradan geliyor.

Oyuna başladığınızda, elinize aldığınız kartlardan, kendi sıranız geldiğinde eğer mevcutsa, ırk ve sınıf kartlarınızı yere yerleştiriyorsunuz. Bu ırklar, hepimizin artık bildiği; Elf, Cüce, Buçukluk ve kendine has kartı olmayan İnsan. Sınıflar ise; Cleric, Savaşçı, Büyücü, Hırsız olarak belirlenmiş. Her ırkın ve her sınıfın kendine has özellikleri var.

Irkların özelliklerinden bahsedecek olursam eğer; İnsan bildiğimiz düz insan. Bir olayı yok, fakat sadece insanların kullanabileceği eşyalar, ırk sahibi kişileri bazen üzebiliyor. Elfler, dövemeyecekleri düşmanlar karşısında kaçma zarlarına bonus alırken, Cüceler ellerinde fazladan 1 kart taşıyabiliyorlar. Son olarak, Buçukluklar ise dövemeyeceği bir düşmandan kaçarken başarısız olursa, bir kez daha sıvışmayı deneyebiliyor.

Sınıflara gelecek olursak, bu sınıflar biraz dengesiz yapılmış olsalar da, oyunda her an her şey yaşanabileceği için, neyin iyi neyin kötü olduğu sadece içinde bulunduğunuz o “tur” a bağlı. Basitçe; Savaşçı diğerlerinin yapamadığı şekilde kendi seviyesindeki yaratığı dövebilirken, Cleric elindeki işine yaramayan kartları yerdeki mezarlığa atılan kartlarla değiştirebiliyor. Büyücü ise elinden bol miktarda kart atarak, dövemeyeceği bir yaratığı etkileyerek, kendini son anda kurtarabiliyor. Hırsız mı demiştik? Ne yaptığını biliyorsunuz, elinin altında bolca silah ve zırh kartı bulunduran arkadaşınızın eşyalarını çalmak, gerekirse level kaybettiriyorsa varsın olsun!

Alüminyum folyo ile yaratık dövmek!

Sana Yardım Ederim Ama!

Son günlerde bu sözcüğü o kadar çok duyuyorum ki, herhalde haftanın yarısı boyunca durmadan Muchkin oynadığımızdan, ister istemez kulaklarımda çınlıyor. Evet dostlar, artık oyuna az çok nasıl giriş yapacağınızı biliyorsunuz. Hadi biraz çirkinleşelim!

Oyunda öncelikli olarak, yerden bir kapı kartı çekiyorsunuz. (Muchkin tabiri ile; “Kicking down the Door) ardından eğer karşınıza bir yaratık gelirse, kapışmanız gerekiyor. Elbette, seviyeniz yetmezse kaçmalısınız, kaçamazsanız her yaratığın altında belirtilen, yaratığa özel; “Bad Stuff” mevcut. Level kaybetmek, tamamen ölmek, eşyalarını yitirmek hatta maçoluğunuzu yitirmek bile mevcut.

Elf’sen gelme!

Elbette, yaratık çıkınca dostlarınızı(!) yardıma çağırmanız mümkün. Tabii ki, bunun bir karşılığı var. O da yaratığın üzerindeki hazinelerden bazılarını, aranızda yaptığınız pazarlığa bağlı olarak, size yardıma gelen oyuncuya vermek. Sizden hiç hazine talep etmeyen oyunculara da dikkat edin dostlar. Bu yazıya üstteki alt başlığı kazandıran, herhangi bir hazine talep etmeksizin, elf olduğu için yardıma geldiğinde seviye kazanan mini çakal oyuncular konusunda sizi uyarmak istedim.

Olay belli; Kill the Monsters, Steal the Treasure, Stab your buddy!

Neyse; siz anlaşmayı tamamlayıp, yaratığı döveceğiniz sırada, bir başka oyuncu elindeki yaratık güçlendiren kartları ya da her iki tarafı etkileyebilecek eşyaları kullanarak, sizin dövüşünüzü zorlaştırabilir, eğer hırsız ise sizi haince sırtınızdan bıçaklayabilir (-2 veriyor namussuzlar.) ya da dövüşünüzü iptal edecek bir kart oynayarak, hazine ve seviye kazanmanıza engel olabilir.

Aman dikkat edin, müdahale süresi orijinal kurallar dahilinde; 2.6 saniye! Çabuk karar vermeniz gerekli.

Nalet Gelsin Böyle Oyuna!

Merak etmeyin sevgili dostlar(!), o da Muchkin’de bolca mevcut. Zira, oyunun bir başka etkileyici ve hatta eğlendirici faktörü de, lanetler (Curse). Eğlendirici dedim, çünkü ne zaman lanet kartı oynasanız, bu kartlar oldukça eğlendirici özelliklere ve görsellere sahip. “Sen git zindanda ördek topla!” diyerek, önüne bıraktığım 2 level düşüren ve konsept gereği, zindanda loot olarak oyuncuya, oyuncak ördek toplatan lanet kartı ile oyun kurtarmışlığım vardır. Hatta ve hatta, oyunda maço arkadaşlarınız varsa, önlerine “Cinsiyet Değiştirme” laneti bırakıp olacakları seyredin, bizim arkadaş genelde masadan kalkıp gidiyor (Hehe!).Eh, işin eğlenceli kısmının dışında. Lanet kartları oyunda çok önemli bir yere sahip diyebilirim. Her ne kadar elinizin altında bol miktarda hazine, silah ve zırh olsa da, elinize geçen ödenmemiş vergi borcu kartı ile elinizden çıkardığınız altın değerindeki eşya kadar, bütün oyuncuların mezarlığa eşya atmasını sağlayarak durumu eşitleyebilirsiniz. Veyahut, oyuncunuzun bel bağladığı sınıfını ya da ırkını ortadan kaldıracak, değiştirebilecek türden lanetler mevcut. Bunlar ve benzeri bir çok lanet kartı oyunda mevcut. Ve fazlası ile eğlendirici!

İşin Özü!

Munchkin oynamak için sebep aslında çok fazla. Ama en önemli özelliği, sizi sıradan kart oyunlarından (-ki yurdum batağından, piştisinden bahsetmiyorum.) çok daha fazla eğlendireceği. Sadece oyun kartlarının üzerini okuyup, resimlerdeki ufak ayrıntıları fark edince bile istemsizce gülmeye başlıyorsunuz.

Evet dostlar, ki bu yazıyı okuduğunuza göre sizlere artık pek dost canlısı görünmüyorumdur, Munchkin sizleri fazlası ile eğlendirecek, müptelası haline getirebilecek düzeyde. (Bir kaç el atalım, kalkarız diyerek gece 3’e, 4’e kadar oynamışlığımız vardır.) Oyunu oynarken sevdiğiniz dostlarınızı kızdırmak ve neticesinde çok abartırsanız, arkadaşlarınızla aranızı açmanıza vesile olacak bir oyun Munchkin. Bu yüzden kimle oynadığınıza dikkat edin.

Küçük Ama Önemli Not: Munchkin’de her çeşit hile, hurda var. Buna yerden kart çalmak, mevcutsa cebinde fazla kart gezdirmek de dahil. Hatta, o denli önemli bir mevzu ki, yapılan Munchkin turnuvalarında diğer oyuncular fark etmediği takdirde, turnuva hakemi görse bile, sizin kart çalmanız serbest!