Lavuk Evil Paladin’in Hikayesi – Bölüm 3
Lavuk Evil Paladin’in epik hikayesine devam ediyoruz. Eğer önceki bölümleri merak ediyorsanız, yazının sonunda linklerini bulabilirsiniz…
Adı Ne Olsun? Yunus İdi, Hızır idi. Norman İdi, Zuros İdi.
En son, haydutluk yapan kuzenim Gümüşel ile diğer kuzenimizi almaya gidecektik. Sonradan Gümüşel’in ilk isminin Jack, lakabının Gümüşel olduğunu öğrendim ancak ben Gümüşel demeye devam edeceğim. Jack ne gözünü sevdiğimin?
Bükülmez Kalkan şövalyeleri ile takılan savaş rahibi karakter de aramıza katılacaktı. Karakteri tasarlarken isim söyle dedik, verdiği cevap şu:
“Imm, hımmm, hummm… Bilemedim ya Norman olsun mu?”
Norman ne lan? İsim bilemeyince insanın aklına Norman gelir mi? Fikret gelir, Mesut gelir haydi bilemedin Yusuf gelir. “Bana Amerikan tineycır isimleriyle gelmeyin Jack, Norman felan boyband mı kuruyoruz ulan!” diye çıkıştım. Biz yanına gidene kadar isim bulamayınca “Maden isim bulamadın senin adın Zuros olsun” diyerek erkeksi tınılara sahip bir isim seçmesini sağladım. Bunun için de kendimle çok gurur duydum doğrusu…
Eskinin Norman’ı, yeninin Zuros’u karakteri tasarlarken DM ile Bükülmez Kalkan Şövalyelerini, kaldığı manastırı ve kendi taptığı tanrı olan “Efendi”yi konuşuyorlar:
DM: Bükülmez Kalkan Şövalyeleri, Hextor’a tapıyorlar ancak savaş etkinliklerini arttıracak herkesi aralarına kabul ediyorlar. Özellikle de kuralcı ve savaşta işe yarayan birilerine kapıları hep açıktır. Senin gibi iyileştirme büyüleri de yapan, savaşçı, zırhlı bir rahibi çok kullanışlı buluyorlar.
Zuros: Hımmm (bizimki hep hımmm hummm der) peki benim tanrım farklı, sorun olmuyor mu?
DM: Hayır, Efendi (gerçek adı pek bilinmiyor) ve Hextor birlikte çalışan tanrılar, sorun olmaz.
Zuros: Peki Efendi ne ya da kim?
DM: Sen de az biliyorsun, yönelimin dolayısı ile büyülerin aynı türdeki tanrılara yöneliyor zaten. Bükülmez Kalkan Şövalyeleri ile birlikte en son iki köy arasındaki küçük çaplı bir savaşa katılmıştınız. Oradan başlayacaksın.
Zuros: Hummm, tamam o zaman. Ben köylüleri dövüyorum, sonra yoluma çıkanları döveceğim. En sonunda da Efendi’yi döverim.
DM: Rahipsin ve kendi tanrını mı döveceksin doğru mu?
Zuros: Hımmm, döverim bir gün onu da…
Aferin kuzenime, cesur olduğu kesin! Peki akıllı sayılmaz ama en azından cesur. Bu da bir şeydir.
Bükülmez Kalkan Yolları Taştan
Gümüşel ve adamları ile birlikte, diğer kuzenimizi olduğu yere doğru yol almaya başlıyoruz. Yolda bunun adamları huysuzlanıyor, neticede hepsi afedersiniz it, uğursuz. Vay efendim sizin kaleniz şu yönde, biz niye diğer tarafa gidiyoruz da bilmem ne. Size ne ulan? Kızıyorum çok, yan yan kılıcıma bakıyorum. Bir kaç tanesini ibretlik yapıp sallandırsak susacaklar ama Gümüşel yardımcısı ile konuşuyor ve bir çözüm üretiyorlar.
Nihayetinde adamlarının büyük kısmını arada bir yerde kamp kurarak bırakmaya karar veriyoruz. Biz küçük bir grupla, Bükülmez Kalkan’cıların oraya doğru gidip kuzen Zuros’u alacağız. İki hobgoblin, bir izciyi yanıma alıyorum. Kuzen de iyi okçularından üçünü alıyor. Benim üç tane izcide kuzenin haydutları ile birlikte kampta kalacaklar. Gözlerini dört açıp, pislik çıkarmaya niyetlenenleri fişlemelerini söylüyorum. Bunlar bizim yönelimde normal şeyler…