Lavuk Evil Paladin’in Hikayesi – Bölüm 5

Hogwarts Gibi Ama Biraz Daha Şey Olanı…

Binaya giriyoruz, içerisi pislik içinde, leş gibi de kokuyor zaten. Bir de büyü akademisi olacak burası, hiç tasvip etmiyorum böyle pislikleri, kokuları. Alt katlara doğru (zeminin altına) ilerliyoruz. Sürüyle odadan geçiyoruz, nihayet en dipteki odalardan birinde kuzeni buluyoruz. Bir masaya cesetler yatırmış, kesmiş içlerini inceliyor. Kuzenim doktor çıkmış demek ki! nasıl seviniyorum, nasıl coşuyorum anlatamam!

Estanerion (Ben): Biz onu warlock olsun diye gönderdik ama çok çalışıp doktor çıkmış, helal olsun valla.
Aramil: Warlockum ben zaten.
E: Hadi ya… Aileden bir tane okumuş adam çıktı diye sevinmiştim tam da… Neyse, nabıyon burada kuzen?
A: İnceleme, bakıyorum içlerinde ne var diye.
E: Ne varmış?
A: Bok var, hehehe…
Gümüşel: Bakıyım, ben de bakıyım.

Çürümetruk (Temsili)

Çürümetruk (Temsili)

Hadi bakalım buyur buradan yak. Aramil’de ayrı bir tip çıktı. Neyse Aramil’e savaşı, amcamızın yıldızlarda gördüğünü ve hepimizi çağırdığını anlatıyorum. Ustam izin verirse gelirim tabi diyor. O sırada ustasının sesini duyuyoruz : “Gidebilirsin ancak kendini kanıtlarsan ve bana iyi bir gösteri sunarsanız”

Nasıl ada burası arkadaş, her tarafı ayrı bir manyak dolu. “Sen de mi çocuk istiyorsun bizden?” diye bağırıyorum. Ustası derdini anlatıyor, o sırada kapılar felan üzerimize kapanıyor. “Zindanlarımdan çıkarsanız, Aramil sizinle gelebilir. Ayrıca ünlü asalarımdan birini de, eğer hak ederse yanında götürebilir. Asayı götürebilmek için anahtarları toplamalısınız” diye durumu açıklıyor. Yanımızdaki cübbeli çırak da çoktan kaybolmuş. Aramil’e soruyorum “Asa işe yarar mı?” diye. “Ustam öyle dediyse kesin çok güçlüdür, mutlaka asayı da alalım” diyor. Çaresiz kılıcımı çekip grubun en önüne geçiyorum, zindanları araştırmaya başlıyoruz.

Zindanlar ve Ruh Hastaları!

Zindanda dolanmaya başlıyoruz, burada biraz savaştık ama çok üzerinde durmaya gerek yok. Açıkçası şovumu yapıp geçtim. Peeeeh…

Nihayet bir odada, odada duvarlara zincirlenmiş durumda olan, epeyce yakışıklı bir abiyle karşılaştık. Biraz dikkat edince devil/insan kırması olan cambion ırkından olduğunu anlıyoruz. Odaya zincirlenmiş ama kim bilir hangi amaçlar için… Aramil’e bakıyorum “Senin ustada da ne zevk varmış arkadaş, her kuşun eti de yenmez be” diyorum ancak hiç renk vermiyor. Adam ölmeden her şeyi denemek istiyor demek ki…

Neyse bu cambion’un yanına gittiğimizde, hepimizin üzerinde hipnotik bir etki oluşturmayı denedikten sonra bir takım saldırgan davranışlara meyletmeye başlayınca, anından benden gerekli tepkiyi alıyor. Tepki nedir derseniz bir ipucu vereyim; “kafa” ile başlıyor “kesmek” ile bitiyor. Heh…

Şu adama posta koydum, daha ötesi var mı? Sen şeytansan biz şeytanın dik alasıyız be!

Şu adama posta koydum, daha ötesi var mı? Sen şeytansan biz şeytanın dik alasıyız be!

Neyse cambion benden tırsınca, biraz alttan almaya başlıyor. “Beni buradan kurtarırsanız size şunu veririm bunu veririm” diye abi çekmeye başlıyor. Aklıma cambionun kullanım alanları ile ilgili bir sürü fikir geliyor, denk getirirsem kurtarıp yanımda gezdirme kararı alıyorum. Ancak bu arada bizim (yine çok afedersiniz) Gümüşel salağı hipnotik etkiye kanmış durumda. Cambion tarafından telepatik olarak emir alıyormuş. Bunu da sonradan anlıyoruz, ileride açıklayacağım…

Bu yazı, "Lavuk Evil Paladin'in Hikayesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar