Lavuk Evil Paladin’in Hikayesi – Bölüm 5
Ateşten Geçtim ve İnancım Sınandı, Artık Beyaz Estanerion Olmam Lazım?
Benden başka delikanlı çıkmadığı için de, epeyce hasar görme pahasına kolumu oraya uzatıp anahtarı alıyorum. DM’e “bunun için fazladan XP isterim” der gibi anlamlı anlamlı bakıyorum. O da bana “yettin sen gari, her şeye XP isteme” der gibi anlamlı anlamlı bakıyor.“Neyse şimdilik DM sensin ama yarın bir gün roller değişirse görürsün” dercesine bakıyorum. Hemen kafasını “Bu konulara girmeyelim lütfen” dercesine diğer tarafa çeviriyor… Halbuki Gandalf gibi ben de ateşle test edilmiştim, çok büyük güçler kazanmam gerekiyordu diye düşünüyorum. Ancak DM, ateşle olan sınavımın biraz ufak olduğunu düşünüyordu sanırım, neyse artık…
O sırada, odadaki metalleri karıştırırken büyülü olduğu belli olan bir tane de büyük savaş çekici buluyoruz. Hemen alıyorum ancak özelliklerini anlamıyoruz. Olsun fazladan hasar verse yeter bize diye düşünüyoruz ancak özellikleri belli olmadığı için de, güvenip kimseye teslim edemiyorum. Lanetli felan çıkarsa üzerlerine yapışır ya da iradelerini eline geçirir, sonra uğraş dur. Şunun şurasında herkes paladin değil, bu türden cezbetmelere karşı koyamayacaklarını düşündüğüm için çekici kimseye elletmiyorum.
Bu sırada bir tane de anahtar gibi bir şey buluyoruz, biz çekiçle ilgilenirken Gümüşel cambiondan gelen telepatik emirle gidip, bu anahtarla cambionu kurtarıyor. Biz “lan nereye” demeden cambionun kaçıp gitmesini uzaktan görebiliyoruz. Tam Gümüşel’in ağzını burnunu kıracakken, Zuros ve Aramil etki altında olabileceğini hatırlatıyorlar.
Estanerion (ben): Şimdi düştün elime, bize ihanet edersin ha.
Gümüşel: Ne ihaneti ya, olayım bu benim
E: Ne olayı lan, gittin potansiyel düşman ve müttefik olan bir yaratığı kurtardın, hem de bana sormadan.
G: Öyle icap etti.
E: İşte benim de kafanı kesmem icap ediyor bu durumda, eh artık kusura bakmazsın.
Zuros: Belki de etki altında yapmıştır.
Aramil: Evet olabilir.
E: Eeee nasıl büyücü, rahip felansınız siz anlayın o zaman.
Zuros: Ben anlamam, savaş rahibiyim ben savaştan anlarım.
E: Bişeyden de anlasan ölürsün.
Aramil: Ben anladım ya, etki altındaydı.
E: Nasıl anladın?
Aramil: Bunlar büyülü yaratıklardır, böyle şeyler yaparlar. Kuzen normal hareket etmiyordu.
E: Anlamadın yani atıp tutuyorsun, emin misin sen?
Aramil: Eminim ya. (Gümüşel’e döner) Hadi yine iyisin hayatını kurtardım bana borçlusun.
G: Ayıpsın ödeşiriz bir ara.
Zorla da olsa Gümüşel’in büyü altında öyle hareket ettiğine inanıyoruz. Ancak bu ne ilk, ne de son güvensiz hareketi olduğu için, gözümüz de üzerinde oluyor. O zindan boyunca ne zaman değerli bir şeyler bulsak, dokunmasına izin vermiyoruz. Bir ara bulduğumuz bazı lootları çalmayı deniyor, ancak üçümüz birden gözümüzü üstünde tutarak hiçbir şeyi aradan yürütmesine izin vermiyoruz.
Neden sonra, başka düşmanlarla karşılaştıktan sonra nihayet bütün zindanı temizliyor ve anahtarları bularak “o” asayı almaya hak kazanıyoruz.
Artık Aramil’i ve yanında çok güçlü bir asayla birlikte gruba katmış bulunuyorum. Bir sonraki hedefimiz o diyardaki tehlikeli büyücüleri avlayan ya da bir yere kapatan, büyücülerle savaşan “savaşçı büyücü/eldritch knight” lardan oluşan tarikattaki bir diğer kuzenimizi almak!
Devamı gelecek… Gibi…