A’dan Z’ye Warhammer 40K Evreni – Günlük Yaşam

Warhammer 40k evreninde İnsan imparatorluğunda yaşamanın ne kadar zor olduğundan geçen yazıda bahsetmiştim. Bu yazıda biraz daha açmak istiyorum bunu.

İnsan imparatorluğu galaksilerarası bir imparatorluk. 30000li yıllarda İmparator’un başında olduğu büyük sefer (Great Crusade) ile insanlar, o döneme kadar warp fırtınaları ile ulaşılamaz hale gelen önceki galaktik imparatorluğun geride bıraktığı gezegenlere tekrardan erişmeye başladı. Warhammer 40k’da baskın olan “eski teknoloji iyidir hacı” mantığının temellerinin bu dönemde olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla. Çünkü bir taraftan Mars Rahipliği (Priesthood of Mars) bu seferle STClere tekrardan ulaşmaya çalışıyordu. İmparatorluk ise sınırlarını genişletmekle meşguldü. Bu savaşta da İmparatorluk Muhafızlarından (Imperial Guard) çok Space Marine birlikleri kullanılıyordu. Hatta bu dönemlerde İmparatorluk ordusu (Imperial Army) adını taşıyan bu örgüt, Astartes (Space Marineler yani – Adeptus Astartes) komutasındaydı.

Space Marine konsepti imparatorluk için yeni bir şey değildi. Aslında bu arkadaşlar, İmparator’un dünyayı tek imparatorluk haline getirirken ürettiği Yıldırım Savaşçılarının (Thunder Warriors) bir üst modeliydi. İmparator’un sarayının içinde olan genetik laboratuvarlarda üretilen 22 Primarch’ın genlerini taşıyan ve hepsi gen organlarını taşıdığı bu Primarchların özelliklerini taşıyan askerlerdi. 22 diyorum evet, çünkü Horus Heresy kitaplarında 2 Primarch’ın yokedildiğini görüyorsunuz. İsimleri siliniyor, hatta sarayın altında imparatorun ilk notlarını ve gen bankalarını içeren ve Malcador the Sigillite’ın başında olduğu örgütün merkezi olan katakomblarda bile bu Primarchları ifade eden simgelerin silindiğini görüyoruz (The Sigillite adındaki sesli kitapta geçiyor bu).

wh40k0202

Imperial Guard. Piyade ordusu olarak bilinse de arkadaki tanklara dikkat edin derim.

Teknoloji, Şehirler ve Günlük Hayat

Velhasıl bu sefer sayesinde imparatorluk kısa sürede milyonlarca gezegene erişti. Ve 40k dönemlerinde bile aynı sayıda olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu sayının getirdiği doğal bir sonuç olarak da imparatorluk medeniyetinin teknolojisi standart olamıyor. Bir tarafta Terra ve Mars gibi yüksek teknolojiye sahip yerler varken diğer tarafta kabaca barbar gibi yaşayan Fenris gibi gezegenler de olabiliyor. Arada günümüz teknolojisine yakınsar bir halde olan gezegenler de mevcut. Hive City dediğimiz yerler de var, bunlar ise devasa büyüklükteki binaların içinde olan şehirler. Genel olarak gelir seviyeniz arttıkça yaşadığınız kat da yükseliyor. En diplerde genellikle paryalar, fakirler ve mutantlar mevcut oluyor.

İmparatorluk hükümranlığı altında modern diyebileceğimiz bir şehirde yaşayan bir insanın günümüzdeki bir insandan çok bir farkı da yok. Tiyatroya gidiyor, çalışıyor, esnaflar esnaflıklarını, muhasebeciler muhasebeciliklerini yapıyorlar. Yani evet imparatorluk uzayı sürekli olarak savaş altında olan bir medeniyet ama iç taraflarda bunun düzeni etkilediğini çok görmüyorsunuz. Belli aralıklarla İmparatorluk Muhafızları (Imperial Guard) gezegenden, kotalı bir biçimde adam topluyor. Bazen de gezegende de bir gezegen savunma gücü (Planetary Defence Force – PDF) oluyor. PDFler genel olarak Muhafızlar tarafından aşağı görülüyorlar.

Şehirlerde eğer teknolojik olarak çok geride değilse kredi çipleri kullanılıyor. Okuduğum kadarıyla usbstick gibi bunlar, kredi aktarımı yapmıyorsunuz da adama gayet fiziksel olarak veriyorsunuz bu waferleri. Datapadlar, bilgisayarlar (codifier olarak geçiyor) var ve bunları hacklemek de mümkün. Tabii ki bunların önemli bir kısmı resmi bilgisayarlar olduğu için yoldan geçen adam bunu yaparsa çok neşeli günler geçirirken, bir engizitör (veya yamağı diyebileceğimiz sorgucuları ) yaparsa çok sıkıntı olmuyor.

wh40k0203

Jaghatai Khan (kesinlikle Çağatay diye okunmuyor, ne alakası var canım(!)) ve bin atlısı çocuklar gibi şenken

Suç ve Ceza

Bir suç işlendiği zaman, bu cinayet olur, hırsızlık olur, obscura gibi uyuşturucu ticareti olabilir bununlailk olarak Adeptus Arbites ilgileniyor. Adeptus Arbites günümüzdeki polis kuvvetinin yetkileri abartılmış hali. Bir elde shock baton, diğer elde pompalı tüfek olaya dalabiliyorlar. Judge Dredd gibi düşünün diyebilirim rahatlıkla. Mesela Eisenhorn üçlemesindeki Godwyn Fischig‘in eylemlerini okuduğunuzda bunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Bu yazı, "A'dan Z'ye Warhammer 40K Evreni" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar