A’dan Z’ye Warhammer 40k – Space Marine’ler

Bu yazıda sizinle beraber Space Marine’lere giriş yapacak ve beraberinde bir Space Marine’i diğer askerlerden farklı kılan organ implantları ve eğitimlere bakmaya çalışacağız.

En başta şu soruya yanıt verelim: Neden Space Marine? Yani çok rahat bir biçimde Space Infantry veya Space Navy denilebilirken, niye bu adamlar Marine demişler? Aslına baktığınızda bu konseptin edebi janra düşmesi R.A. Heinlein tarafından yapıldı. Starship Troopers adlı kitapta (film güzel falan diyeni dövecem) tasvir edilen ütopyada geçen askerlerin kullandığı power armor ile bu konsept ortaya çıktı diyebilirim. Bu zırh öyle bir zırhtı ki; kullanmayı öğrendikten sonra ister rafadan bir yumurtayı parçalamadan üstünü açabiliyor, isterseniz de tonlarca yükü haşırt efektiyle kaldırıp atabiliyordunuz. Aynı zamanda yük taşıma oranınız da arttığı için, adamlar yanınıza alev makinası, pompalı tüfek, nükleer bomba (minik, taktik nükleerler) ve bıçak verip ortamlara sizi salabiliyordu. Bu ordunun adı da Mobile Infantry idi zaten.

Armorum şekil, olmuşum tekil!

Armorum şekil, olmuşum tekil!

Şimdi Space Marine olmalarını sağlayan şey ortada zaten, bir bitli piyadenin olması. Imperial Guard denilen birim zaten tam da bu işleve oturuyor, nitekim adamların savaş taktiklerine baktığınızda tam bir piyade ordusu olduğunu görüyorsunuz. Her ne kadar bazı yazarlar bunu böyle çizmese de, akıllı bir IG taktisyeni eğer elinde varsa en başta sağlam bir satürasyon bombardımanıyla merhaba diyerek ardından neredeyse bitmez derecede çok olan piyadeyi yallah ederek görevini başarır.

IG; topçu ve piyade üstünden yürür ya da ben öyle düşünmek istiyorum. Tank kavramı zaten WH40k genelinde çok öyle kabul gören bir şey değil. Baneblade haricindekilerin hepsini, metal kutu olarak nitelendirmek mümkün. Space Marine’ler ise aynı deniz piyadeleri gibi amfibik harekat yapıyorlar aslında. Bir Imperial Guard ordusunun deployment’i bildiğimiz ordular gibi. İşte en başta piyade iniyor, köprü başlarını tuttuktan sonra geri kalan destek elemanları indiriliyor ve topyekün harp yapılıyor. Ancak Space Marine’ler ise kafadan uzay gemisinden droppodlarla atılarak savaşın ortasına iniyorlar ve herhangi bir destek elemanları olmuyor. Zaten bu yüzden “Uzayın Deniz Piyadeleri”.

Bin marine o gün çocuklar gibi şendik!

Bin marine o gün çocuklar gibi şendik!

Space Marine’lar İmparatorun ilk süper asker projesi değiller. Daha öncesinde Dünya’yı ele geçirirken kullandığı Yıldırım Savaşçıları (Thunder Warriors)’nın geliştirilmiş halleri. Bu geliştirmeyi sağlayan temel şey de primarchlar. Primarchların nasıl yapıldığı ise henüz bize açıklanmayan bir muamma. Daha önceki yazıda belirttiğim üzere söylenilen şey kaos tanrılarından bir şekilde güçlerini çalıp primarchları yaptığı. Bu primarchlardan da genetik tohumları alarak 23 space marine bölüğü oluşturuyor. Thunder Warrior’ların nasıl donatıldıklarını bilmiyoruz ancak Space Marine’lerin nasıl üretildikleri bize bildirilen bir şey.

Bir space marine’i diğer askerlerden farklı kılan şey bedenlerine takılan 19 tane organ, eğitim ve indoktrinasyon süreci. Bu askerler 10-14 yaşları arasında toplanıyorlar ve daha çok ölüm dünyaları veya vahşi gezegenlerden seçiliyorlar. Bu yaşa kadar hayatta kalan çocukların space marine yapım sürecinden sağlam çıkmaları daha olası çünkü.
İlk etapta bir space marine ile 10 yaşındaki çocuk aynı fizyolojik ve genetik yapıya sahip. Hatta Space Marine olmak için seçilen çocukların genetik olarak Homo sapiens olduğu kesin bir şey. Çünkü en ufak bir genetik bozukluk direkt olarak elimine olmalarına veya süreç dahilinde ölmelerine neden oluyor ve bu en başından beri olan bir şey. Mesela Thousand Sons’un kaçak büyücüsü Ahriman’ın kardeşi Ohrmuzd bu süreçte ölüyor ve bu çocuklar Dünyalılar. Terra doğumlular yani.

Bu yazı, "A'dan Z'ye Warhammer 40K Evreni" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar