Azrail Koşuyor – Stephen King’den Politik Distopyalar

Uzun Yürüyüş – The Long Walk

İlk hikayede, distopyayı oluşturan temel neden kapitalizm olurken ikinci hikayede şirketler yerini militarizme ve politik görüşlerin kısıtlanmasına bırakır.

Protagonist karakter bu kez 16 yaşındaki Ray Garraty’dir. Azrail Koşuyor’da var olan Dünya’nın temellerine daha çok girilirken bu hikayede ağırlık karakterlerdedir. Ancak içinde bulundukları yarışmanın yapısı ve aralarındaki sohbetlerden, farklı siyasi fikirlerin ve bunları yüksek sesle dile getirmenin tehlikelerine göndermeler yapılmaktadır.

Bu kez var olan yarışma, 18 yaşın üzerindekilerin katılamadığı ve ülkenin her yerinden başvuruları kabul eden Uzun Yürüyüş’tür. Uzun Yürüyüş’e tam yüz tane delikanlı katılır, son anda vaz geçenler olursa diye yedekler de bulundurulur ve her Uzun Yürüyüş mutlaka yüz kişi ile başlar.

Yarışmada, yürürken hızınız 4 milin altına düştüğünde ya da durduğunuzda bir ihtar alırsınız. Eğer durduysanız sonraki otuz saniye boyunca başka ihtar almazsınız. Toplamda üç ihtar alma hakkınız vardır ve üç ihtarınız varken dördüncüyü alacak olursanız, yürüyüşleri izleyen ciplerdeki askerler sizi vurarak çıkış biletinizi verirler. Yine de ihtarınız varken, bir saat boyunca herhangi bir ihtar almazsanız bir ihtarınız silinir.

Yani isterseniz bir buçuk dakika boyunca oturup dinlenebilirsiniz ancak ondan sonraki saatler boyunca, ölümle aranızda sadece bir tökezleme kadar mesafe kalmış olur.

C2

Yürü ya da yürüme, işte bütün mesele bu.

İşte bu kurallar içinde yarışmacılar önceden belirlenmiş şehirler arası yolda yürümeye başlarlar. Yürüyüş başladıktan sonra iki ihtimal kalır, ya ölür ya da en sona kalarak yarışmayı kazanırsınız. Yarışma, doğası gereği üçüncü bir ihtimale izin vermez.

Kazananın çok büyük ödüller aldığı, epey popüler olduğu diyaloglarda anlatılsa da bu ödül hikaye boyunca muğlak bırakılmış. Bence bu, var olan distopyalara ciddi bir gönderme. Ödülün bile belirsiz bırakılıyor olması, çizilen karanlık portreye ciddi bir katkı yapıyor.

Hikaye ilerlerken Garraty, diğer yürüyüşçülerin bir kısmı ile tanışıyor. Birbirlerinin hikayelerini, neden yürüyüşe katıldıklarını detayları ile öğreniyoruz. Fakat hikaye boyunca ölüm, yürüyüşçülerin olduğu kadar okuyucunun da peşini bırakmıyor. Ölümün ne kadar tahmin edilemez olduğu ve yakamızdan hiç bir zaman ayrılmadığı fikrini Uzun Yürüyüş dışında bu kadar başarılı bir şekilde veren bir hikaye daha önce görmediğimi söylersem abartmış olmam.

Buna rağmen hikaye sizi sürekli bir gerginlik altında tutmayıp, sıklıkla rahatlatmasını biliyor. Çeşitli karakterler ve aralarında aşktan sekse, politikadan iş hayatına, cenaze levazımatçısının hikayesinden dikişçinin anlattıklarına kadar geçen sohbetler sürekli boyunca hikayeyi dinamik tutuyor.

Garraty’nin ve diğerlerinin yürüyüş boyunca geçirdikleri değişimler de bir o kadar görülmeye değer. Zaman zaman kendilerini kaybetseler de gerek birbirlerine destek olup, gerekse birbirlerini yarışmadan düşürmeye çalışanlar arasında geçenler sürekli değişim gösteriyor.

Son Söz

Stephen King’in ne kadar başarılı bir yazar olduğu bana göre tartışma götürmez. Farklı kültürel gruplar tarafından eleştirilere maruz kalsa da Yeşil Yol gibi sıra dışı bir eserden, Kara Kule gibi bir fantaziye ya da Sadist (Misery) gibi bir psikolojik gerilime ne kadar kolay adapte olduğunu gördüğünüzde farklı türleri denediğinde elde ettiği başarıya şaşırmıyorsunuz.

Eşsiz bir hayal gücüne sahip efsane yazar: Stephen King

Eşsiz bir hayal gücüne sahip efsane yazar: Stephen King

Buna rağmen yazar, bu iki hikayeyi ve daha bir kaç hikayeyi daha Richard Bachman isimli sahte kimliği ile yazmayı seçmiş. Açıkçası bu net bir meydan okuma taktiği. Stephen King olarak yazdığı her şeyin okunacağını bilen yazar, farklı bir isimle değişik bir türde yazıp, yine okunup okunmayacağını test etmiş. Bu da kendini geliştirmeye ve farklı şeyler denemeye ne kadar açık olduğunu gösteriyor.

Benzer temaları aynı kitaba toplayan Altın Kitaplar da zamanında önemli bir iş yapmış. Hem King hayranlarına hem de Bradbury tarzı distopyalara meraklı olanlara şiddetle öneriyorum.

Yorumlar