Biz Gayet İyiyiz: Ben de Öyle Düşünmüştüm
-
Zülfikar Yamaç
- Kitap
- 15 Kasım 2016
Korku, gerilim edebiyatı ile ilgili klasik yazar ve kitaplar haricinde okuyacak bir şeyler bulmak gittikçe zorlaşmaya başladı. Yayınlanan kitapların çoğu zayıf kurguları ile ilgi çekici olmaktan çok uzak. Adam gibi bir kurgusu, karakterleri olsun açıp okuyalım. Yakın zamanda piyasaya çıkan “Biz Gayet İyiyiz” gibi. Açıkçası çok değişik kafalar var burada şimdiden söyleyeyim.
Yazarı Daryl Gregory. İsim olarak sanıyorum Türk okuru için pek tanıdık değil. Dilimizde yayınlanan tek kitabı da Biz Gayet İyiyiz. Benzer türde kitapların dışında yazdığı çizgi romanlarla -bilende bu çizgi romanlardan bilir- da işinde belli bir deneyimi sahip. İlginç ilginç karakterleri çok acayip bir şekilde bir araya getirmiş. Nerede mi? Bir grup terapisinde. Aynen öyle.
Olay şu şekilde gelişiyor. Hepsi hayatlarının bir kısmında doğaüstü şeylere ve olaylara tanık olmuş bir grup insanı bir araya toplayıp onlarla grup terapisi yapmaya karar veren Dr. Jan Sayer -ya da sadece Jan- ne yapmayı amaçlıyor orası pek belli değil. Sözde yaşadıkları olaylar hakkında konuşup, içinde bulundukları bunalımlı durumdan kurtulmalarını sağlamak. Bir grup olarak hareket edip,her birinin bir diğerinden psikolojik destek alması, yalnız olmadığını hissetmesi vs. Ama işin aslının pek de öyle olmadığı çok geçmeden anlaşılıyor. Canavar dedektifi olarak bilinen Harrison, ellerini yamyamlara kaptıran Stan, kemiklerine bir çeşit mesaj kazınmış olan Barbara, kim olduğu belli olmayan Greta ve gözlüksüz yaşayamayan Martin. Bunlar bir araya gelip başlarından geçeni anlattıkça anormalliğin bile sınırını aşıp geçen olaylar ortaya çıkmaya başlıyor. Irvin Yalom vari bir grup terapisiyle başlayan tedavi süreci çok geçmeden bir çeşit canavar avına dönüşüyor.
Anormallikler Sürüyle
Aklı başında bir tane bir karakteri olmayan bir kitap olduğunu söyleyerek giriş yapabilirim sanırım. Kitabın başından sonuna kadar da bu şekilde devam ediyor. Doğaüstü olayların gerçek hayatın kabul edilmiş bir parçası olan hikayede -yüz küsür sayfa, roman değilde romans diyebiliriz- yazar, anlatım olarak birinci kişi ile üçüncü kişi anlatım yöntemini beraber kullanmış. Kitapta ana karakter olarak sayabileceğimiz en fazla Harrison olduğu için birinci kişi anlatım onun olduğu sahnelerde kullanılmış. Böylesi şu açıdan iyi, sürekli birinci kişi anlatımı olsaydı kitap için bir ana karakterin belirlenmesi gerekebilirdi, anlatımı güçlendirmek için. Ancak burada sürekli beraber olan bir grup insandan bahsediyoruz, hepsi de ana karakter olmaya aday. O yüzden grubun beraber olduğu anlarda üçüncü kişi bakış açısına geçilmiş. Daha anlaşılabilir olduğunu söyleyebilirim.
Kitap içinde yaşanan olayların çoğu görmeye alıştığımız türden hadiseler. Çeşit çeşit canavarlar, kan dökmeye dayalı ayinler gibi. Ancak bu kitap için bunu farklı kılan şey olayların gelişme şekli. Daryl Gregory burada herkese hikayesini anlattırıp ondan sonra olayları anlatmaya başlıyor. Kullandığı dil itibari ile mizahi yönlere sahip olan kitabı okurken sıkıldığımı hatırlamıyorum. Zaten iki günde rahatlıkla bitirilecek bir hacimde. Akıcı ve kolay okunan dili sağ olsun. Tek takıldığım nokta kitap bittiği zaman tam anlamıyla son vermiyor oluşu. Biraz havada kalan bir son olmuş. Kitabın da en zayıf olduğu kısım burası diye düşünüyorum. Ancak genel anlamda ortada okunmaya değer bir hikaye var. Piyasada bu kitabın kalınlığının üç katı olan daha zayıf kurgular cirit atarken iyi bir alternatif.
Rahat okunan yapısı, ilgi çekici olay örgüsü ile Biz Gayet İyiyiz, okunmayı hak eden bir kitap olmuş. Grup terapisi için ne kadar manyak varsa bir araya gelmiş ve emin olun yaşanan hadiselerde en hafif tabirle bir o kadar manyakça. İthaki Yayınları etiketi ile piyasada yer alan kitabı bulmak için en yakın kitapçıya sormanız yeterli.