Bu Defa Tek Başına: Katilbot Günceleri – Yapay Koşullanma

Seri kitap okumakla ilgili sanırım en önemli nokta serinin tüm kitaplarının, okumaya başladığınız anda elinizin altında hazır olması. Devam eden ya da yayın tarihi konusunda pürüzler olan seriler genelde can sıkıcı sonuçlar ortaya çıkartabiliyor (bkz. Kral Katili Güncesi). Benim bu ve bundan önceki yazılarda ele aldığım kitapla ilgili neyse ki böyle bir sorunla karşılaşmıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde ilk kitabı hakkında buradaki yazıyı yazdığım Katilbot Günlükleri serisinin ikinci kitabı Yapay Koşullanma ile buradayım. Bilimkurgu türünde genelde tek kitaplar okumaktan hoşlanıyor olsam da söz konusu seri yakın zamanda okuduğum başarılı eserlerden bir tanesiydi. Uzun zamandır seri kitap okumadığım düşünülürse iyi denk geldi de denebilir.

Gelecek öngörüsü bakımından özellikle başarılı bulduğum ve ana karakteriyle de ilgi çekici bir yapım. İlk kitapta hatırlarsanız Katilbot adlı arkadaşın kendi bilincini aktif hale getirmiş bir android, yapay zeka olduğunu görmüştük. Bu, etrafındaki insanlarla arasında kurduğu duygusal ilişkiler anlamında dikkat çeken detaylara olanak vermişti. Bu defa arkadaşımızı tek başına bir şeylerin peşine düşerken izliyoruz. Özgür bir birey olarak.

Geçmişin Peşinde

Problemli bir geçmişe sahip olduğunu bildiğimiz Katilbot, yaşadığı travmatik bir olayı araştırmak için insanlarını terk edip yollara düşer. Amacı -ilk kitapta tanıdığımız- Dr. Mensah ve ekibi ile çalışmadan önceki görevlerinin birinde sebep olduğu bir dizi cinayeti açıklığa kavuşturmaktır. Sorun, yaşanan olayların ne kadarında kendi bilinci doğrultusunda hareket edip etmediği.

Bunun için RaviHyral adlı madencilik kompleksinin yer aldığı gezegene doğru yola koyulur. İnsan değilde bir robot, yani taşınabilir mal olduğu için gezegenler arası tek başına bir seyahat onun için pek mümkün gözükmüyor. Bunun için kendisi gibi makine olan uzay gemileriyle ittifak kurmaya ihtiyacı vardır. Hedefine ulaşmak için pek çoğu ile anlaşma sağlayan(!) adamımızın bu sefer ki yol arkadaşı ise bir üniversitenin tıbbi araştırmaları için kullanılan bir çeşit araştırma taşıyıcısı (GAT) olur. Kısaltmadaki G harfini sizde çok seveceksiniz. Zira daha önceki deneyimlerinden çok daha farklı bir yolculuğa çıkar.

Ancak tabi ki her şey bununla da bitmez. Katilbot, nasıl bir yolculuğa çıktığının GAT sayesinde farkına varır. Daha önce insanlar yanındaki  robot olmak çok kolayken bu defa insanlar arasındaki yalnız makine olmaya çalışır. Pek de olası gözükmeyen bu durum ki tıbbi malzemelerle dolu bir gemide fazla bir sorun teşkil etmez. Görünüşün her şey olduğunu boşuna söylememişler.

Asıl eğlence adamımız gezegene ayak bastığı anda başlar. Gezegende serbesçe dolaşabilmesi için bir insan gibi, bir insan olarak işe ihtiyacı vardır. Amacına ulaşmak için bu konuda da GAT’tan yardım alır. Kısa süren araştırmaları sonuda bir grup mühendise güvenlik danışmanı olmayı kabul eder. Geçmişinin peşine düşerken -yine- insanları için kendisini tehlikeye atar. Sanırım hem yufka yürekli olmak hemde kendi türünden olanlara acımak bir robot için uygun özellikler değil.

İnsan Olmanın Yükü

Katilbot önceki kitapta bize kendisi ile ilgili bir hayli bilgi vermişti. Merkezi işletim sistemini hacklemek, yerine getirmesi gereken görevleri varken dizi izlemek ve yanındaki insanlar için -yapmama opsiyonu olduğu halde- hayatını tehlikeye atmak gibi kötü huyları olduğunu öğrenmiştik. Bu defa bir robottan ziyade insan gibi hareket ediyor; bilerek ve sonuçlarının farkında olarak sorumluluk alıyor. İnsanlarla kendi adına anlaşma yapıyor ve bunun neticesinde sunduğu hizmet karşısında para kazanıyor. Kitabın konusu tabi ki bu değil ama detay bu şekilde ve detaylar bütünün anlaşılmasını sağlar.

Yazar Martha Wells

Sizin, benim, hepimizin kendi kararları doğrultusunda çalıştığı bir iş ve bu işten kazancı var. Bunu kendimiz için, verdiğimiz bireysel kararlar doğrultusunda yapıyoruz. Bir insan olarak. Bu defa Katilbot’ta tıpkı bizim gibi kendisi için, kendi alacağı bir görev için, kendi şartlarıyla masaya oturuyor. İnsan olmaya bir adım daha yaklaştığını okuyoruz. İstemediği işlerde emek sarf edenlerimizde var muhakkak ancak bu, söz konusu işi bir birey olarak kabul etmiş olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Önceki kitapta Katilbot’un verilen emirleri askıya alıp dizi izlemeyi tercih ettiğini okumuştuk. Aynı kategoride olan iki farklı durum. Ancak ikincisi daha insani, daha bireysel ve daha fazla sorumluluk içeriyor.

Arkadaşımızın başından geçenleri okuyor olmamız tabi ki yazarın kurgusu -başka ne olacaktı ki- ancak bunun ne denli başarılı olduğunu şu şekilde ifade etmek istiyorum: Katilbot yaptıklarının sonuçları ile yüleşmeyi seçiyor. Onlardan kaçmak yerine onlaın üzerine gitmeyi tercih ediyor. Bu sayade kendi vicdanını rahatlatma şansı bulabilir çünkü. Bu da onunla empati kurmamızı kolaylaştırıyor. Neden ne yapacağı hakkında bir fikri olmayan bir robotu değilde bu arkadaşı okuyoruz. Çünkü merkezi sistemini bilinçli olarak hackleme kapasitesi onu doğru kararlar verebilecek bir birey haline getiriyor. Vicdan azabı çekip geçmişinin peşine düşmesi noktası onunla ilgili en beğendiğim ayrıntılardan bir tanesi. Bunun için yine insanlarla işbirliği yapması gerekiyor ancak daha önce yazdığım gibi bu defa onun şartları geçerli.

Ortak Mesele İnsanlar

Geçmişin izindeki yolculuk zeki bir arkadaşı sayesinde daha da katlanılabilir oluyor: GAT. Eski bir arkadaşından yardım istemiş gibi oldu böyle söyleyince. Tabi böyle bir durum mümkün değil çünkü o bir makine. Ya da teknik anlamda öyle.

GAT için çok bilmiş bir araştırma gemisi diyebiliriz. Adamımız Katilbot ile pek de sıcak başlamayan ilişkileri zamanla ortaklık seviyesine ulaşıyor. Katilbot’a amacına ulaşmasında yardımcı olabilecek donanıma sahip olduğunu kısa sürede anlıyoruz. Her türlü teknik desteği sağlayan GAT’ın bir zayıf noktası var. Tanısın ya da tanımasın insanların başına bir şey gelmesine dayanamıyor. Sanıyorum yardımcı olmasındaki en büyük etkende bu;işin içine korunmaya ihtiyacı olan insanların dahil olması. Yani yine ne olmuş oluyor insanların hayatları her şeyden önemli hale geliyor. E tabi kurgu gereği verilmesi beklenen reaksiyonlar yok değil ancak Asimov’un robot yasalarına gönderme niteliğinde bir detay söz konusu. Yalnızca daha duygusal olanı.

Seriyle ilgili bir önceki yazımda üçleme olarak yazıldığı bilgisini vermiştim ancak yanıldığımı söylemek istiyorum. Eser dört kitaptan oluşuyor. Doğru düzgün araştımadan yazmış olduğum bilgi için buradan özürlerimi sunuyorum. Ve bu durumla ilgili bir detay daha eklemek gerekirse seriye ait bütün kitaplar dilimize çevrilmiş durumda.

İthaki Yayınları etiketi ile kitapçılarda rahatlıkla bulabileceğiniz bir seri Katilbot Günlükleri. Ancak şu günlerden evden çıkmak yerine internetten sipariş vermek daha makul bir hareket olabilir. Zira kendi içinde bir distopya olarak nitelenebilecek günlerden geçiyoruz. Benden söylemesi, ev her zaman daha güvenlidir…

Benzer Yazılar

Yorumlar