İpek

Diğerleri ile eşdeğer görülse de, serilerde çok ön plana çıkan bir karakter. Casusları ile ünlü Drasniya’nın en yetenekli casusu. Aynı zamanda akrobat ve hırsız. Gizlenme, kılık değiştirme, anlaşma yapma konularında da uzman. Grubun maceraları sırasında kimliklerini gizlemesine yardımcı olan esas karakter. Gerektiğinde de çok çevik ve inanılmaz bir şekilde dövüşebiliyor. Hettar ve Barak gibi Alorn olsa da iğneleyiciliği çok daha uç noktalara ulaşabiliyor. Belgarath ve Polgara dahil, her karakterin sinirlerini oldukça hızlı bir şekilde bozabilen, tam bir usta oyuncu. Kehanetteki ismi ise “Rehber” ya da “Hırsız” olarak geçiyor.

Durnik

Grubun çoğunun aksine soylu ya da savaşçı değil. Garion’un büyüdüğü çiftliğin demircisi ve kim olduğunu bilmemesine rağmen, ilk dönemlerinden bu yana saf bir şekilde Polgara’ya aşık. Polgara’nın binlerce yıl yaşındaki bir büyücü olduğunu öğrendiğinde bile hisleri hemen hiç değişmiyor. Seriler boyunca, özellikle diğer karakterlerin pek pratik sahibi olmadıkları çoğu günlük meseleyi tek başına halledebilen, elinden her iş gelen, iyi niyetli ve çalışkan bir adam. Kehanette ise “İki Kere Yaşayan Adam” olarak geçiyor ve son kitabın sonuna kadar bunun ne anlama geldiği çözülemiyor. En başından sonuna kadar Garion ve Polgara’nın yanında büyük olaylara atılan, Garion’un en eski dostu hatta sıklıkla baba ya da abi figürü olarak gördüğü adam.

Lelldorin

Kehanette “Okçu” diye geçen, Arendiya krallığının ezilen tarafının baş kaldıran soylularından biri. Tüm Arendler gibi çok cesur olsa da, pek pratik düşünemiyor. Kısa sürede Garion’la çok iyi dost oluyor. Halkının tamamı ok ve yay kullanmaya meyilli olsa da, Lelldorin açık ara en iyi okçu olarak biliniyor.

Mandrollen

Arendiya’nın hakim sınıfının soylularından bir şövalye. Arendiya’nın ve Dünya’nın hem davranış hem de silah kullanma bakımından açık ara en iyi şövalyesi. Yeri geldiğinde koca bir orduya tek başına meydan okumayı bile düşünen, çok derinlikli düşünmeyen ancak akıl almayacak derecede cesur birisi. “Koruyucu Şövalye” olarak geçiyor ve Kehanetteki esas yeri CeNedra’yı korumak olarak görünüyor. Zamanla Barak ve diğer Alorn’ların esprilerine, yaklaşımlarına alışan, sevecen ancak yanlış yaklaşıldığında oldukça tehlikeli bir karakter.

Relg

Kutsal saydıkları bir dağın içinde yaşayan Ulgo halkının zoraki temsilcisi. Aşırı fanatik ve bağnaz olduğu için dağın dışına bile adım atmak istemese de, tanrısından doğrudan gelen bir emir yüzünden gruba katılıyor. Taş duvarların içinden geçebilen, genelde az konuşan ve her hareketinde günah arayan, ilgi çekici bir karakter. Zaman içinde bu huylarını biraz yumuşatmayı ve diğerleriyle kaynaşmayı beceriyor. Kehanette “Kör” olarak geçiyor.

Sadi

Kehanette “Erkek olmayan adam” olarak geçen bir diğer ilgi çekici karakter. Nyissa Kraliçe’sinin baş hadım ağası ve zehirlerle iksirler konusunda uzman olan, siyaseti de iyi bilen, başlarda pek sevilmeyen ancak sonradan (özellikle ikinci seride) kendine daha çok yer bulan bir karakter.

Taiba

Kehanetteki adı “Kayıp Irkın Anası” olarak geçen, köle zindanlarından kurtarılan ancak hiç de ezik büzük bir köle gibi olmadığını ve çok güçlü bir karaktere sahip olduğunu gösteren bir kadın. Uzun vadede çok önemli sonuçlara yol açıyor.

Ülkeler ve Yöneticileri

Seri boyunca bu karakterlerin dışında daha pek çok kişiyle tanışıyoruz. Hatta bazıları, çeşitli isimlerle Kehanette bile geçiyorlar. Ayrıca sayısız kral ve soylu ile de karşılaşıyoruz ve hepsi dikkate değer karakterler. Buna rağmen en önemli yeri esas gruptaki bu karakterler oluşturuyor. Yine de kısa kısa, soyluları ve yöneticileri de tanıtalım.

Çerek Kralı Anheg ve Kraliçesi Islena

Anheg, kaba saba ve çabuk parlayan biri gibi görünse de çok büyük bir kütüphaneye sahip olan, kendini çok iyi yetiştirmiş bir kral. Ayrıca siyasette de güçlü ve işine gelmeyen sonuçları engellemek için kendisini farklı tanıtmaktan çekinmiyor. Islena ise, sıklıkla güçsüz görünerek hatalar yapabilen bir kraliçe. Öyle ki; sonraki kitap ve serilerde, yaptığı bir hata yüzünden Çerek ve tüm Alorya’da çıkabilecek bir iç savaş için çanak tutmuş oluyor.

Algarya Kralı Ço-hag ve Kraliçesi Silar

Ço-hag’ın bacakları tutmuyor ve bu yüzden yardımcıları tarafından taşınıp ata binidiriliyor. Buna rağmen at üzerinde çoğu süvariden iyi bir savaşçı ve sıklıkla daha az konuşup, daha çok aksiyon almayı isteyen bir karakter. Yine de en bilge krallardan biri. Silar ise oldukça sessiz ve güvenilir bir kraliçe.