Dev Isaac Asimov Kronolojisi, Okuma Listesi ve Kitap Özetleri – Bölüm 2
Dikkat: Bu yazı dizisi, kitap özetlerini, dolayısıyla hikayeler hakkında bol miktarda spoiler içermektedir.
Isaac Asimov kronolojisi ve özetleriyle okuma listesine devam ediyoruz…
Robot Serisi’nden sonra İmparatorluk ve Vakıf Serileri’nin geldiğinden bahsetmiştik. Bu bölümde de bu iki seriyi detaylıca tanıtacağız.
(Not : Verdiğim listeleme, gerçek okuma sırasıdır. Çoğu kaynakta yerleri farklı görünse de kronolojik olarak bu şekilde okunmaları daha sağlıklı olacaktır)
2 – İmparatorluk Serisi
Robot serisinin, sıklıkla polisiyeye benzediğinden bahsetmiştik. İmparatorluk serileri de tam anlamıyla polisiye olmasalar da her bir kitabında çözülmeyi bekleyen bir gizem ve hızlı bir tempo hakimdir. Yine de bana göre, kronolojinin en zayıf halkası İmparatorluk Serisidir. İlk seride Daneel, Giskard, Elijah Baley ve Gladia hemen her kitapta bulunuyorlardı. Vakıf serisinde de aynı karakterler olmasa da görece olarak daha dar bir zaman aralığında geçmektedir. Bu bağlamda bakılırsa, İmparatorluk Serisi’ndeki hikayeler birbirlerinden çok uzak mesafelerde ve zamanlarda geçmektedirler. Yine de, kendi içindeki benzeşmeyi azaltmak dışında başka bir negatif etki yapmamaktadır.
2a – Zamandan Kaçış (Pebble in the Sky)
Esasında Asimov’un ilk romanıdır. 20. yüzyılın ortalarında yaşayan, emekli bir terzinin bir şekilde Dünya’nın radyoaktif olduğunun söylendiği ve Galaktik İmparatorluklardan bahsedilen bir başka zaman dilimine gider. Artık Dünya’da çok az insan yaşamaktadır ve galaksinin önemsiz bir parçasıdır.
Türün kalanını aksine, space-opera’dan çok macera türüne daha yakındır. Aynı evrende geçmesine rağmen, serilerin geneline hiç bir etkisi olmayan, daha küçük bir hikaye anlatılır.
Bana göre, tüm kronolojinin açık ara en kopuk kitabıdır. Çok heyecanlı bir hikaye sunmasına rağmen, serilere etkisi olmadığı için bunun bilincinde olup okunmalıdır.
Yine de bu kitapta geçen kişi ve yerler, sonradan kronolojinin kurulmasın hizmet etmiş ve temel dayanak oluşturmuştur.
2b – Asi Gezegen Tyrann (The Stars, Like Dust)
Hikaye, Dünya gezegenindeki bir üniversitede başlıyor. Civar gezegenlerden birinin yöneticisinin oğlu olan Biron Farrell, önce suikastten kurtulur sonra da istemeden de olsa gezegenler arasında, bilinen ve bilinmeyen düşmanlardan kaçmak zorunda kalır.
Bu sırada civar sektörlerde etkili olan Tyrann Krallığının, kendisinin ve ailesinin esas düşmanı olduğunu öğrenir. Serinin adı İmparatorluk olmasına rağmen, Trantor İmparatorluğu halen tam olarak kurulamamıştır ve bölgeye fazla etki edemeyecek kadar uzaktadır.
Bu kitapta da oldukça fazla politik gönderme bulunsa da, bir önceki kitap gibi oldukça hızlı ve akıcı bir şekilde ilerliyor.
2c – Tanrılar ve İmparatorlar (The Currents of Space)
Kitap, kyrt isimli özel bir tür ipek üreten gezegen olan Florina’da geçiyor. Bu sıralarda Trantor İmparatorluğu, bölgesel güç olmaktan çıkıp Galaktik bir imparatorluğa dönüşmektedir. Robot Serilerinin sonunda, Dünyalı insanların uzaycıları geçerek tüm Galaksi’ye yayılmaya başladıklarından söz etmiştik. Bu kitapta ise yayılmaz sona ermiş, aradan binyıllar geçmiş, uzaycılar kaybolmuş, sayısız gezegenin içinden Trantor’un imparatorluk yolunda öne çıktığını görüyoruz.
Florina, Kyrt’e ve bunu işleyecek insan gücüne sahip olmasına rağmen Sark gezegeni tarafından sömürülmektedir. Bu noktada, Dünya tarihindeki çoğu sömürgeciliğe benzer bir sistem ve hiyerarşik yapıyı kitapta görürüz. Sark’lılar, Florina’da, yerden çok yüksekteki yerleşim yerlerinde, kyrt’in getirdiği büyük paralar sayesinde lüks içinde yaşamaktadırlar. Gezegen yüzeyinde ise Florina’lılar, 1800’lü yıllara benzer bir teknoloji ile yaşamaktadırlar. Kendilerine dayatılan sosyal sistem “Efendi”lerine hizmet etmektir. Bu hizmet anlayışı, kültürlerine öylesine derin nüfuz etmiştir ki başkaldıranlar bile kötü gözle görülmektedirler.
Kitabın hikayesinde, gezegende başıboş bir biçimde bulunup, yarım akıllı anlamına gelen “Rik” diye isimlendirilen bir uzay analizcisinin hikayesi anlatılıyor. Rik ve kendisini bulan kadının arayışı, Sark / Florina arasındaki çarpık ilişkiyi gözler önüne serecektir.
Ayrıca bu kitapta, bir kez daha radyoaktif Dünya gezegeninden söz edilir ancak o kadar çok zaman geçmiş ve tarih o kadar belirsiz hale gelmiştir ki Dünya’nın insanlığın ana gezegeni olduğu unutulmaya başlanmıştır.