Doktor’un tatilinin nasıl olmasını beklersiniz? Sıradan mı, eğlenceli mi yoksa dünyayı tahmin edilemez tehlikelerden korumakla dolu mu? Tabi ki Doktor Who’nun kendi şahsıyla paralel olarak son seçenek daha makul duruyor. İthaki Yayınları’ndan çıkan Doctor Who: Ölüm Şehri’nde Doktor ve Roman’a Paris tatillerinin arasına bir de dünyayı kurtarmayı sıkıştırıyor.

Doktor Who, Paris ve Dünyayı Yok Etmek İsteyen Bir Uzaylı…

Kitap, Jagaroth’ların son temsilcilerinin uzay gemisiyle bir gezegenden kalkma denemesiyle başlıyor. Arızalı gemiyle son bir deneme yapan Jagaroth’ların lideri yok olmayı da göze alır. Hikayenin esas başlangıç noktası ise dördüncü Doktor ve Romana’nın çok insani bir ihtiyacıdır. Tüm ırklarda olduğu gibi, Doktor ve Romana da evreni kurtarmaktan yorgun düşmüş olsalar gerek ki, tatil ihtiyacını hisseder. Koca evrenin yükünü taşıyan biri için gayet makul bir istek aslında. Bunun için de adres olarak sanatın ve romantizmin merkezi Paris’i seçerler.

Doktor ve Romana Paris sokaklarında bouillabaisse ve sıcak şarapla harika bir tatil geçirirken zamanda tuhaf sıçramalar olduğunu fark ederler. Yine de tatillerini yarıda kesmeden, tüm evrenin en etkileyici sanat müzesini ziyaret eden Doktor ve Romana’nın yolu ünlü sanat tüccarı kont Carlos Scarlioni ile kesişir. Yalnız Kont ve etkileyici eşi Kontes’te bir tuhaflık vardır; artık izine rastlanmayan çoğu sanat eseri Kont’un malikanesinde bulunmaktadır. Ayrıca kontes’in bileğinde de Dünya teknolojisinden çok ileride bir bileklik vardır. Bir de tabi Kont’un herkesten sakladığı, bodrumunda yer alan laboratuvarı da Kont ile ilgili kuşkuları arttırmaktadır.

Bu Mona Lisa’lardan Hangisi Gerçek?

Kont’un sanata olan ilginç tutkusu ve laboratuvarındaki deneyine olan saplantısının nedenini öğrenince kitabın sonunu daha da merak ediyorsunuz. Bir de tabi, işin içine Mona Lisalar girince sayfaların nasıl ilerlediğini anlayamıyorsunuz. Doktor’un sürekli yaptığı gibi tarihteki ünlü şahsiyetlere bu kitapta da selam çaktığını görebilirsiniz. Eh tabi ki Mona Lisa kapaklı bir kitapta Leonardo DaVinci ile karşılaşmayı beklemek de oldukça normal oluyor. 1970’lerin sonunda Paris’in nasıl olduğunu merak edenler için de tasvirleriyle güzel bir imkan sunuyor kitap.

Okuduktan Sonra mı İzlemeli?

Doctor Who: Ölüm Şehri kitabı aslında klasik serinin on yedinci sezonunun ikinci öyküsü. Ben bölümü izlemeyi, kitabı okuduktan sonra tercih ettim çünkü kitabın sonunda yer alan yazar açıklaması böylece çok daha anlamlı hale geldi. Aslında James Goss’un bize sunduğu kitap, dizi bölümünün prova metinlerine dayanıyor. İlk etapta bambaşka bir şekilde “A Gamble with Time”  ismiyle David Fisher tarafından yazılan senaryo daha sonra Douglas Adams ile kitaptaki şekline getiriliyor.  James Goss imzalı kitap ise ufak kelime değişiklikleriyle ve bazı eklemelerle bizlerle bu şekilde buluşmuş oluyor. Yani prova metinleri, dizi senaryosu ve James Goss’un kendi dokunuşuyla bir araya gelen değişik bir eser Doctor Who: Ölüm Şehri.

Yazar Douglas Adams

Bazı Küçük Aksaklıklar

Kitap kurgusuyla, anlatımıyla ve de aksiyonuyla bir Doctor Who bölümünden bekleyeceğiniz her şeyi size sunuyor. Ayrıca Paris anlatımı ve sanat eserlerine dair detaylar da kitabı ilgi çekici kılan diğer detaylar. Yalnız kitabın Türkçe çevirisinde karşılaştığım bazı aksaklıklardan da bahsetmem gerekiyor. Kitabı okurken farklı bölümlerin farklı kişiler tarafından çevrildiği gibi tuhaf bir hisse kapıldım. Bunun nedeni de üslup farklılıklarının belirgin derecede oluşuydu. Ayrıca yayına hazırlanırken acele edilmiş olacak ki anlatım bozuklukları yer yer okumayı güç hale getirdi. Bir de Fransızca kullanılan ifadelerin Türkçe açıklamasının dipnot olarak verilmemesi Fransızca bilmeyenlere zorluk çıkarabilir diye düşünüyorum. Bu gibi aksaklıkların yeni basımlarda düzelmesini de yürekten diliyorum.

Douglas Adams’ın elinin değdiği ve bitirdikten sonra izleyebileceğiniz güzel bir Doctor Who macerası için en kısa zamanda Doctor Who: Ölüm Şehri’ni okumanızı öneririm. Canlı tasvirleriyle Paris sokaklarında Doktor ve Romana ile sanat ve gizemin peşine düşebilirsiniz!