Dünyaların Savaşı – H.G. Wells İmzalı Bir Bilimkurgu Klasiği

Artık istila başlamıştır. Daha sonraları, Isı Işını’nın yanı sıra “Kara Duman” olarak tanımlanan zehirli bir gazla da saldırılarına devam eden bu yaratıkların, basit ve barbarca bir yakıp yıkma isteğinden ziyade, belirli maksatlar gözetilerek yürütülen bir eylem planlarının olduğu düşünülecektir.

wotw2

Birinci kitapta, istilanın başladığı güne dek dünya dışında hayatın var olabileceğine inanmamış, dahası böylesi bir fikri küçümsemiş insanların yaşadığı akıl almaz panikten ve girişilen büyük katliamdan ayrıntılarıyla söz eden anlatıcı, ayrıca kendisine başka silindirlerin de civar bölgelere inmeye başladığını bildiren bir topçu erinden, yolda karşılaştığı bir papazdan ve bir tıp öğrencisi olduğu bilinen kardeşinin yolculuğundan da söz eder. İkinci kitapta (Marslıların Kontrolündeki Dünya) ise anlatıcı, birlikte yol aldığı papazla girdikleri bir evde, şiddetli bir yeşil ışık ve büyük bir sarsıntı beraberinde, beşinci silindirin de dünya yüzeyine inişine tanık olur ve günler boyunca, silindirin inişinin neden olduğu yıkıntılar arasında saklanır. Bir süre sonra, kıyamet sonrasını andıran bir sahnede adeta tek başına kalan bir oyuncu gibi dolaşmaya başlayan anlatıcı, kızıl gezegenden gelerek etrafı kaplayan ve suyun bol bulunduğu yerlerde biten “kızıl ot”la da karşılaşır. İnsanlığın sonunun geldiğini ve artık kaybedilmiş bir savaşın orta yerinde öylece kaldığını düşünen anlatıcı, gerek kendi başına, gerekse daha sonra tekrar karşılaştığı topçu eriyle, kıyamet sonrası senaryolar üzerinde düşünmeye başlar. Ardından yoluna tek başına devam etmeye karar veren umutsuz haldeki anlatıcı, her şeyini kaybetmiş insanlara özgü cesaretle üç ayaklı savaş makinelerinin karşısına çıktığında, inanılmaz bir bilimsel gerçekle yüz yüze gelir. Acaba Marslılar, Dünya’nın biyolojik etkenlerine karşı dayanıklı mıdırlar?

Bu ölümsüz eserinde sömürgecilik, sosyal Darwinizm, doğal seçilim, bilim ve din gibi birçok meseleye atıflarda bulunan H.G. Wells, inanılmaz betimlemeleri ve sağlam bilimsel arka planıyla okurlarını şaşırtmayı ve düşündürmeyi başarmıştır. Dünya dışı yaratıkların tanımının ve istila senaryosunun ilk kez başarıyla okurlara sunulduğu bu roman, birçok yazarı etkilemiş; edebiyat haricinde sinema ve tiyatroda da yansımalarını bulmuş ve kitleleri yabancı oldukları meseleler üzerinde düşünmeye itmiştir. Bunların en akılda kalıcı olanı kuşkusuz, 1930’larda Howard Koch tarafından radyoya uyarlanan ve Orson Welles tarafından okunan senaryonun gerçek bir radyo yayını sanılması üzerine insanlarda yaratmış olduğu büyük paniktir.

wotw3

Bilimkurgu türünün bilinen ilk temsilcilerinden biri olan H.G. Wells’in, İthaki Yayınları tarafından dilimize kazandırılmış olan “Zaman Makinesi” ve “Görünmez Adam” gibi eserleri de zaman içinde büyük ilgi görmüştür. Ancak Wells’i özellikle bu eseriyle özel kılan şey, belki de Arthur C. Clarke’ın şu tespiti olmuştur:

Bence insanlar artık nevrotik egoların bitip tükenmek bilmeden daha derine inip duran incelemeriyle sürekli sonsuz üçgenler ve dörtgenlerin artık yıpranmış yinelemelerinden sıkılmış oldukları için Wells’i yeniden okumaya başlamışlardır. Wells de insanın kalbinde gizli kalmış sırları herkes kadar görebiliyordu, ama o içinde barındırdığı sonsuz vaatler ve tehlikelerle evreni de görüyordu.”

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar