Eğlenceye Acıkanlara Şampiyonların Kahvaltısı
Daha önce birkaç defa adını duyduğum ve internet denen mecrada kendisine rastladığım ancak bu zamana kadar okumadığım yazarlardan bir tanesi de Kurt Vonnegut. Hakkında bilgi birikimim sıfıra yakınken kısa bir Google araştırması sonucu Hugo Ödüllü bir yazar olduğunu öğrenmem ile birlikte nereden okumaya başlayayım derken, Şampiyonların Kahvaltısı adındaki eseri ile başlangıç yaptım. Absürt konusu, akıllara kazınan karakterleri ve eğlenceli anlatımıyla ile okuduğum ilk Vonnegut kitabı oldu. Darısı diğer kitaplarına.
Bir bilim kurgu kitabı diyebiliriz Şampiyonların Kahvaltısı için. Ama öyle pek de bildiğimiz, alıştığımız türde olduğu söylemek zor diyor ve konuya geçiyorum.
Hikayemizin ana karakterlerinden biri olan Kilgore Trout ellili yaşlarında ve yaşı kadar bilim kurgu roman ve hikayesi yazmış bir şahsiyet olarak karşımızı çıkıyor. Çocukluktan başlayan şanssızlığı yakasını bırakmaz. Öyle ki; Bermuda doğumlu olan küçük Trout, bölgeye özgün deniz kartallarının soyunun tükenmesine şahitlik eder. Yazarlık kariyerine de sirayet eden bu şansı sayesinde, yazdığı birbirinden “ilginç”, bilim kurgu türüne yeni bir soluk getiren hikayeleri konuyla en alakasız mecralarda yer alır. Döneminde oldukça popüler olan üçüncü sınıf yetişkin dergilerinde. Eni konu ne kadar bahtsız olduğu hakkında biraz fikrimizin olduğu Trout bir gün aklının ucundan geçmeyecek bir teklif alır. Bir sanat festivali için Midland City’e -yerin ismi bir kenarda dursun- davet edildiğini ilişkin bir mektup alır. Kendisine davetiye ile birlikte gelen bin dolar gibi bir para gönderilmiştir (sponsor Bay Rosewater) ve davete icabet etmemek ayıp olur diyerek yola çıkar. Kilgore Trout “standartlarında” bir yolculuk ile festival alanına varır. Burada Dwayne Hoover ile tanışır. Tanışır tanışmasına ama…
Dwayne Hoover ile tanışmanın tam zamanı. Kendisi Midland City’de bir Pontiac bayi sahibi. İş hayatı bakımından işleri hep iyiye gider Hoover’ın. Amerika’daki en iyi işverenlerden birisi olarak gösterilir. Buna karşın aile hayatı söz konusu olduğunda işler tam tersi istikamette ilerler. İyi bir hayat yaşamaya çalışan adamımızın başı kullandığı “kimyasallar” yüzünden biraz derttedir. Başlarda öyle büyük sorunlar ortaya çıkmazken zaman ilerledikçe halüsinasyonlar görmeye başlar. İntihar eğilimli bir adam olma noktasına kadar işler iyice berbat bir hale geldiğini gördüğümüz Hoover, hayatın anlamını aradığı sırada Kilgore Trout ile karşılaşır. Sorunlarının çözümünü bulduğunu düşünürken gerçeklerle yüzleşir.
Ne Kurgu Ama!
Şimdi şöyle ki kitabı okurken acayip eğlendim. Başta da söylediğim gibi bilim kurgu kitabı Şampiyonların Kahvaltısı ama absürt komedi ögelerini başarıyla bünyesinde barındırmayı başarması beni benden aldı. Özellikle karakter bazında şimdilik bir eşini görmedim. Kurt Vonnegut’un ikinci kimliği diyebileceğimiz Kilgore Trout’un içinde olduğu diyaloglar özellikle okuması en keyifli olan bölümlerdi. Yazarın uyguladığı, bir konuyu anlatırken başka bir yere sapıp, çok abuk bir konuda çok “ilginç” bilgiler vermesi kitabın sıkılmadan okunmasını sağlıyor. Öyle ki bazen konu nasıl buraya geldi dediğim çok oldu. Yer yer karşımıza çıkan basit çizimler -ki hepsi yazara ait- okumayı daha bir keyifli kılıyor.
Yeni baskısı April Yayınları’ndan çıkan (kapak çok güzel olmuş) Şampiyonların Kahvaltsı’nı Algan Sezgintüredi çevirisi ile okudum ve gayet iyi iş çıkarmış kendisi. Kilgore Trout’un baş rolünde olduğu Şampiyonların Kahbaltısı’nı okuduk bitti. Sırada Mezbaha 5 var. Yazı yazıldığı an itibari ile raflardaki yerini çoktan aldı (April’deki abilere selam olsun).