Fantastik Kurguda Bir Anti-Kahraman Efsanesi – Elric: Ruh Hırsızı

İlk olarak daha evvel okuduğum fantastik edebiyat romanlarında rastlamadığım türde bir kahraman diyebilirim Elric için. Biraz Drizzt’i biraz da Raistlin’i anımsatan, doğumundan beri yakasını bırakmayan bir lanetin yanında lanetli bir de kılıçla yaşamaya devam eden hanedanının son imparatoru; Meliboneli Elric; bağımlısı olduğu kılıcı Fırtınayaratan ile, parçası olduğu Kaos güçlerine karşı kıyasıya bir savaşa tutuşur.

Uzun süredir fantastik kitap okumuyordum ve Elric açıkçası kitap susuzluğuma iyi geldi . Michael Moorcock’ın yarattığı, bilindik kahraman tanımına pek uymayan Elric, ilk olarak Science Fantasy dergisinin Haziran 1961 sayısında okurun karşısına çıkmış ve 1964 yılına kadar yayınlanmaya devam etmiş. Elric’in maceralarında Moorcock’a birbirinden yetenekli çizerler eşlik etmiş. Bu yazıda üzerine konuşacağımız kitap ise vaktiyle Science Fantasy dergisinde yayınlanmış olan Elric hikayelerinin derlenmiş hali olan Melibone’nin Son İmparatoru Tarihçeleri (Cilt 1). Alan Moore’un önsözüyle başlıyoruz okumaya ve ardından Elric’in maceralarına giriş yapıyoruz.

elric1

Meiboneli Elric, Parlayan İmparatorluk Çağı’nda dünyayı on bin yıl boyunca istikrarlı bir şekilde yönetmiş olan Melibone Hanedanı’nın yaşayan son imparatorudur. Albino olarak doğan, kızıl gözlü büyücü kral, hayata resmen 1-0 geride başlar. Hastalığından kaynaklı fiziksel güç eksikliğini kılıcından temin eden Elric’in hayatı Fırtınayaratan isimli cehennemde dövülmüş rün kılıcının ucundadır. Mecazi anlamda değil gerçek manada Fırtınayaratan ve onun sağladığı yaşam gücü olmadan hayatını devam ettirmesi neredeyse imkansız olan Elric, ne kadar denerse denesin kılıç olmadan hayatta kalmanın bir yolunu (geçici çözümler haricinde) bulamaz. Doğuştan gelen hastalığı Elric’in hayatını zehir etmeye yetmiyormuş gibi; Fırtınayaratan da işleri iyice içinden çıkılmaz bir hale getirir. Sayısız düşmanın kanı ile süslenen kılıç saplantılı bir şekilde Elric’in dostları ya da dost olmaya yaklaştıklarının kanına ilgi duymaktadır. Doğup büyüdüğü topraklardan olan Cymoril’den (Rüya Gören Şehir adlı hikaye), hayatını bağışlayan Bakshaanlı tüccara kadar (Ruh Hırsızı hikayesi) Fırtınayaratan birçok dost hayatın sona ermesine sebep olur. Hatta Elric en yakın dostunu konu ile ilgili uyarır;

“Bu şeytan kılıcından sakın, Ayhüznü. Düşmanı öldürüyor ama en çok, dost ve akrabaların kanının tadını seviyor.”

Kısa hikayeler şeklinde okuyoruz Elric’in ve Fırtınayaratan’ın, hayatla ölüm arasındaki yolda birbirlerine bağımlı olan kılıcın ve efendisinin başından geçenleri. Bazen Ayhüznü, ufak tefek kızıl saçlı güneyli savaşçı, Elric’e uğursuz maceralarında yardım ediyor. Albino Kral yardıma en çok da Kaos ile Düzen arasındaki savaşta ihtiyaç duyar. Tüm dünyanın kaderine etkileyecek olan iyi ile kötünün savaşında Elric, atalarının hizmet ettiği Kaos güçlerini terk ederek Düzen’in yanında yer alır. Çünkü dünyanın temiz bir sayfa açmaya ihtiyacı vardır ve bu yüzden Elric ve dostları hayatları pahasına bunun için savaşır. Kaderin onlara biçtiği görevleri yerine getirmek için ölümün kendisi de dahil akla hayale gelmeyecek güçlerle karşı karşıya gelirler.

Michael Moorcook

Michael Moorcock

Kahramandan ziyade bir anti-kahraman portresi çiziyor Elric. Kederiyle yaşayan, ihanetlerin acısını sırtında taşıyan Albino Kral, soyunun sonuncusu. Hastalığıyla mücadele etmenin tek yolu Fırtınayaratan’ı kullanması. Bu onu kılıca bağımlı hale getiriyor denebilir. Peki ya kılıç? Cehennemde dövülmüş rün kılıcı, kana susayan ve ölümlü ruhlara açlık duyan Fırtınayaratan; ihtiyacı olan kıyımı gerçekleştirmek için bir kullanıcıya ihtiyaç duymaktadır. Bu durum onun da Elric’e bağımlı olduğu gibi bir sonuç ortaya çıkarır. Mutlaka başkaları da kılıcı kullanabilir. Ama kim hayatta kalmak için Fırtınayaratan’ı kullanmaya mecbur olan Elric kadar iyi bir sahip olabilir ki?

John Picacio’nun çizimleriyle bezeli kitapta daha önce dergilerde yayınlanmış olan Elric hikayelerini sıralı bir şekilde okuyoruz. Sıralı kısmına dair ufak bir not; hikayelerin bu şekilde yayınlanması konu bütünlüğü açısından gayet yerinde olmuş. Kitap içerisinde Elric dışında, yazarın hayat verdiği Sexton Blake ve Sojan adlı karakterlerin de çizimleri yer alıyor. Hatta “Asno Görevi” adındaki hikaye bir Sojan hikayesi olarak karşımıza çıkıyor ve açıkçası ileride devamını merak etmeme sebep oluyor.

İthaki Yayınları’nın Türkçeye çevirdiği Melibone’nin Son İmparatoru Tarihçeleri Cilt-1 ile Albino Kral Elric’in maceralarına sıkı bir giriş yapıyoruz. Dolu dolu içerik tam da yayınevinden beklendiği gibi. Umarım en kısa sürede diğer ciltlere de kavuşuruz. Çok güzel de bir kapağı var benden söylemesi!

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar

Yorumlar kapatılmış.