Gramajla Tuhaf Kurgu: Gram Gotik – I

Ülkemizdeki kitap yayıncılığı ile ilgili yeni gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyorum. Yeni denenen kapak tasarımları, kullanılan materyaller (mumlu kapak gibi örneğin Marslı) gibi farklı biçimlerde piyasada yer alan tasarımlar her daim ilgimi cezbediyor. Adını daha evvelden duymadığım yayınevlerimizden biri olan Gram Kitap da az önce bahsettiğim türde bir farklılık ile okuyucuyu karşılıyor.

Tuhaf kurgu ve korku edebiyatını seven bir sürü insanız şurada. En az bir Lovecraft, bir Edgar Allan Poe okumuşluğumuz vardır hepimizin. Gram Kitap bu noktada tam bizlik olduğunu ispatlıyor. Türün en sevilen roman ve öykü yazarlarının kaleme aldığı güzide hikayeleri küçük küçük kitaplar halinde basıyorlar. Her biri yaklaşık 30-35 sayfa olan bu kitaplardan -ya da kitapçıklardan- üç tanesi geçenlerde elime geçti. Okuduğum sıra ile biraz bahsetmek isterim bunlardan. Kısa kısa tanıtıp en sonda genel bir durum değerlendirmesi yapalım hadi.

1 – Heidegger’in Deneyi

Nathaniel Hawthrone’un kaleminden okuduğumuz öykü dünyanın en yalnız adamı” olarak tanıtılan Doktor Heidegger’in çalışmaları hakkında. En sonuncusu ile ilgili konuşmak bir nevi tanıtımını yapmak için eski dostlarından üç erkek ve bir kadından oluşan bir ihtiyarlar heyetini evine davet eder. Birbirlerini uzun zamandır tanıyan bu gruba en büyük dertlerinin çaresini bulduğunu iddia eder. Pişmanlıklarla geçen zaman geri alınamaz belki ama ya o yaşlara geri dönme şansınız olsaydı…  Ya gençlik mucizevi bir şekilde tekrar kapınızı çalsaydı. Ne yapardınız?

Belki de ölüme herkesten yakın olan dört kişi için bu sorunun cevabı çok yakında. Doktor Heidegger’in ellerinde…

Hawthorne1

Nathaniel Hawthrone

2 – Tekinsiz

Bu öykü J.Sheridan Le Fanu tarafından yazılmış. Ülkemizde zannedersem sadece Carmilla adlı kitabı basılmıştı, okuyun o da güzeldir.

Otorite sahibi bir grup insanın katılmakla mükellef olduğu ulusal çapta bir toplantıdan sonra eve dönüş yolculuğuna çıkan Albay Demarion’un istikameti, şiddetli rüzgar ve fırtına sebebiyle değişir. Olumsuz hava şartlarını atlatıp, evine sağ salim varmak için geceyi bir yol kenarındaki bir handa geçirmeye karar verir. Ancak handan içeriye adımını atıp kendisini tanıttığında bütün odaların dolu olduğu cevabını alır. Hancı, yalnızca bir odanın boş olduğunu söyler. Fakat sözü edilen oda kimsenin kalmak istemediği, hayaletli bir odadır. Duyduğu hayalet hikayesinden etkilenmeyen Albay, odayı tutmakta ısrar eder ve anlaşmaya varırlar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde anlatılanlarda gerçeklik payı olduğu anlaşılır. Zira hayalet derdini anlatmak için Albay Demarion’u ziyaret eder…

3 – Maymun Pençesi

Bu defa yazar olarak W. W. Jacobs karşılıyor okuru. Akşam vakti şömine başında satranç oynayan baba-oğul ve yanı başlarında oturup onları izleyen anne. Huzurlu bir aile ortamı. Beklenen bir misafir de vardır sözü edilen evde ve çok geçmeden kapı çalınır. Dışarıdaki soğuk ve yağmura rağmen beklenilen yerde olmayı başarır Uzman Çavuş Morris. İki eski arkadaş Mr. White ve Çavuş eski günleri yad etmeye başlarlar. Laf lafı açar ve konu Moriss’in yaptığı Hindistan seyahatine gelir. Orada bir şekilde eline geçen bir tılsımdan, maymun pençesinden konuşmaya başlarlar. Kullanan kişinin üç dileğini yerine getirdiği söylenen tılsım, White ailesinin dikkatini çeker.

Üç dilek. Dilemekte özgürsünüz ama nasıl gerçekleşeceği maymun pençesine kalmış…

William Wymark Jacobs

William Wymark Jacobs

Güzel Format

En başta sözünü ettiğim farklı format olayında son zamanlarda gördüğüm en başarılı olay Gram Gotik serisi oldu. Boyutları itibari ile her zaman yanınızda taşıyabileceğiniz kitapların içerikleri de tatmin edici olmuş. Okuduğum üç öyküde birbirinden güzeldi. Özellikle Maymun Pençesi ilk üç kitap içerisindeki favorim. Tılsımın çok karanlık bir -ilk dilekte gördüğümüz- espri anlayışı var Heidegger’in Deneyi bir çok yerde karşımıza çıkan gençlik iksiri imgesini güzel bir şekilde işlemiş. Daha gerçekçi bir yaklaşım olmuş. Tekinsiz, bir hayalet hikayesi ancak üçüncü sınıf korku filmi kafasında değil. Adalet yerini bulsun diye nöbet tutan bir hayalet okumak ilginç oldu açıkçası.

Kitaplar ya da kitapçıklar ile ilgili memnun olmadığım tek nokta sanırım kullanılan font oldu. Bana fazla büyük geldi. Biraz daha küçük bir font tercihi yapılabilirdi diye düşünüyorum. Bu noktada şu olabilir belki. Hikayeler bu formatta en fazla 35 sayfa civarında. Font küçülürse bu sefer daha da kısalacak. Haklı bir nokta lakin bu seferde tek kitapçığa aynı yazarın iki öyküsü basılabilir. Bizimkisi fikir yürütme sadece. Yoksa seride kaç kitap çıkarsa çıksın her türlü alıp okuyacağım.

Tuhaf kurguyu sevenlere nerede ne zaman isterlerse okuyabilecekleri kitaplar Gram Kitap’tan. Sadece Mephisto mağazalarında bulabildiğim serinin diğer kitapları hakkında da -bu yazı format ile ilgili tanıtım oldu daha ziyade- bir şeyler konuşacağız.

Benzer Yazılar

Yorumlar