Harper Lee ve Geride Bıraktığı Büyülü Eseri Üzerine: Bülbülü Öldürmek

“Bülbüller bizi eğlendirmek için şarkı söylemek dışında bir şey yapmaz. İnsanların bahçelerindeki bitkileri yemezler, mısır ambarlarına yuvalanmazlar, tek yaptıkları iş bize içlerini dökmektir. İşte bu yüzden bülbülleri öldürmek günahtır.”

Yazarlar vardır, sürekli meyve veren, devamlı yeşil kalan ağaçlar gibidir. Her daim orada olacaklarını, çok büyük bir doğal felaket olmadığı sürece ürünlerinden her zaman yararlanabileceğinizi bilirsiniz. Ama bazı yazarlar, ilk salıncağınızı kurduğunuz, dallarından kendinize oyuncak yaptığınız, gölgesinde oturup dinlendiğiniz ağaçlar gibidir. Sürekli sizi madden doyuracak bir şeyler beklemezsiniz onlardan. Tek bir özellikleriyle manen doyururlar sizi. Kimi yazarlar, tek bir eseriyle sizi öylesine etkilemişlerdir ki, karakterinizi inşa etmişlerdir. Okuma alışkanlığını bir kere o harikulade eserle edinmiş, aile ya da okul gibi kurumların, belki de hayatın kendisinin size öğretemeyeceği şeyleri öğrenmişsinizdir onlardan. Her şeyden önce, büyük bir gönül borcunuz vardır o esere de, yazarına da.

Amerikalı yazar Harper Lee, benim için bu yazarlardan biriydi. Harper Lee, 89 senelik yaşamı boyunca yalnızca iki roman yazdı. İlki, 1960 yılında kaleme aldığı, yarı otobiyografik romanı Bülbülü Öldürmek (To Kill A Mockingbird), ikincisiyse, aynı hikâyenin devamı olan ve 2015’te çıkıp Sel Yayınları tarafından vakit kaybetmeden Türkçe’ye kazandırılan Tespih Ağacının Gölgesinde (Go Set A Watchman) oldu. Yani Lee, hayatı boyunca kafasında tek bir hikâyeyi evirip çevirdi ve insanların gerek yüreklerinde, gerekse zihinlerinde seneler boyunca parlaklığını yitirmeden kalacak karakterler yaratmayı başardı. Bülbülü Öldürmek, yazıldığı ve yazarın kitapta ele aldığı dönemde ve mekânda, işlediği konunun önemi nedeniyle de oldukça önemli bir eserdir. Zira ırkçılığın ve özellikle ABD Güney eyaletlerinde senelerce devam eden siyahi vatandaşlara karşı uygulanan adaletsizliğin bu denli içe işleyen ve etkileyici biçimde ele alındığı, bu denli ses getirdiği bir başka roman daha yoktur.

Harper Lee

Harper Lee

1926 yılında Alabama’da dünyaya gelen Harper Lee, kitabındaki ana karakter Scout’a çok benzer bir şekilde, avukat bir babanın çocuğuydu. Annesini küçük yaşta (Scout ise henüz doğmadan) kaybetmiş, babası ve ağabeyiyle yaşamış, yaşadığı mahallede tanık olduğu ayrımcılıklardan ziyadesiyle etkilenmiş, hayal gücü zengin bir çocuk olarak yaşadıklarını hep biriktirmiş. Yine romanda yazları teyzesiyle birlikte kalmaya gelen Dill ismindeki arkadaşları da, Lee’nin çocukluk arkadaşı olan ünlü yazar Truman Capote’den başkası değildir. Kitapta Scout, ağabeyi Jem ve Dill’in keyifli oyunları ve macareları aslında bu iki büyük yazarın çocukluk dönemlerine ışık tutan keyifli anılar olarak da dikkatimizi çeker.

Truman Capote ve Harper Lee, Capote’nin Soğukkanlılıkla eserini imzalarken

Truman Capote ve Harper Lee, Capote’nin Soğukkanlılıkla eserini imzalarken

Bülbülü Öldürmek, yukarıda da söz ettiğim gibi, altı yaşındaki  Jean Louise Finch (Scout)’in ağzından bizlere aktarılan bir hikâye. Dürüst ve dul bir orta yaşlı adam olan babası Atticus Finch, ağabeyi Jem, çocukluk arkadaşları Dill, ırkçı tutumlarıyla tipik birer Güney kasabası insanı olan komşuları ve özellikle de yıllar evvel yaşanan birtakım olaylar nedeniyle evinden hiç çıkmayan, gizemli bir adam olan Arthur “Boo” Radley gibi karakterlerle zenginleşen hikâye, Scout’un sevimli ve akıcı anlatımıyla okuyucuyu hemen kendine bağlıyor. Arthur “Boo” Radley, yıllardır mahallelinin kendisi hakkında anlattığı korkunç ve bire bin katılmış hikâyelerle bir şehir efsanesine dönüşen ve bu yönüyle özellikle çocukların ilgisini çeken bir karakter haline gelmiştir. Evinden hiç çıkmayan ve kimsenin nasıl biri olduğu konusundan bir fikri olmayan Radley, özellikle Scout’un merakını celbetmektedir. Öyle ki, hayatlarını bu sıkıcı kasabada hayaller aleminde oyunlar oynayarak geçiren çocuklar, arada sırada bir ağacın iç kısmına bırakılan minik hediyelerin oraya bu gizemli adam tarafından bırakıldığına inanmaktadırlar.

Yorumlar