Hırsızlar Cumhuriyeti: Locke Lamora’nın Başı Asıl Şimdi Dertte

Hırsızlık, dolandırıcılık vb. mesleklerin (ya da hobilerinin, kimin ne için yaptığına göre değişir) kitaplara konu edildiğine genellikle polisiye türünde karşılaşırız. Zaten konu itibariyle polisiye kurguların herhangi bir sebepten ötürü -cinayet, adam kaçırma gibi- suç işlemiş birisinin yakalanması üzerine kurulu olduğu için en uygun yer bu tür oluyor haliyle. Lakin eğer bu saydıklarım fantastik edebiyata meze olmuşsa eğer, ortaya bambaşka bir okuma deneyimi çıkar ki tadından yenmez.

İlk kitabının arka kapak yazısında zaten benim gibi birçok okuru kendisine aşık etmeyi başarmış Centilmen Piçler serisi -hız kesmeden demek isterdim ama kesmiş- Hırsızlar Cumhuriyeti’yle devam ediyor. Scott Lynch’in çeşitli nedenlerle yazmayı geciktirdiği kitap, ilk iki kitaptan çok daha farklı bir konuyla geliyor. Bu sefer Locke ve Jean siyaset sahnesinde kendilerini hiç olmadığı kadar entrikayla karşı karşıya buluyor.

Locke Lamora’nın Yalanları ile Camorr’da başlayan macera, ikinci kitap Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler ile birlikte içinden çıkılamaz bir hal almıştı. Hatırlarsanız Locke boyundan büyük bir işe kalkışmış ve hediye olarak panzehiri olmayan bir zehir kazanmıştı. Ölümle burun buruna, yatalak bir vaziyette hayatına devam ederken reddedemeyeceği birisi reddedemeyeceği bir teklifle ortaya çıkar.

hirsizlar-cumhuriyet-1

Farklı Bir Arena

Bir Bağlıbüyücüyle pazarlığa oturamazsınız. O size şartları söyler, siz kabul eder ve işe koyulursunuz. Bu sefer de bir değişiklik olmuyor. Locke ve Jean hayatlarına devam edebilmek için karşılarına çıkartılan şartlara boyun eğerek işe koyulurlar. Bu defa hiç yapmadıkları türden bir iş ile karşı karşıya kalan ikili, Karthain şehrinin beş yılda bir yapılan seçimlerini kazanmakla görevlendirilir. İki farklı grup arasında gerçekleşen ve bütün şehrin en büyük heyecan kaynağı, belki de en büyük etkinliği olan seçimlerin bir diğer özelliği de adil olması gerektiği. Aynen öyle, seçime hile karıştırmak yasak. Şöyle de denebilir; yapılan tüm hile hurda hasır altı edildiği -gerçek hayatta olduğu gibi- ve tanıklar susturulduğu sürece sorun yok. Cinayet hariç her türlü aksiyona yer verilen seçimlerde Locke Lamora’nın en büyük düşmanının kendisi olduğu ortaya çıkar. Geçmişi hiç olmadığı kadar yakınındadır. Hatta rakibinden başkası değildir.

Seçimler iki farklı grup arasında gerçekleşiyor ve bu grupların her birisi bir Bağlıbüyücü hizbinin desteğini arkasına almış durumda. Her iki grup da seçimler boyunca -toplam altı haftalık propaganda süresi var-  daha fazla oy kazanabilmek adına birer adet temsilci seçiyor, kiralıyor. Derin Kökler adına Locke ve Jean görev alırken Kara Zambak için bu görevi eski bir Centilmen Piç, Sabetha alır. Camorr’da yaşadıkları sırada Locke ve Sabetha arasında yaşanan aşk bu seçimi hiç olmadığı kadar zor bir hale getirir.

Karşısında her zamanki rakiplerinden çok daha zorlu, kendisi gibi düşünen bir beyin varken Locke, hiç olmadığı kadar zor bir durumda bulur kendisini. Ve geçmiş de işin içine karıştıkça işler iyice çığırından çıkar. Tıpkı yıllar önce başka bir şehirde sahneledikleri Hırsızlar Cumhuriyeti adlı tiyatro oyununda olduğu gibi…

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar