Ejderha Mızrağı: İkizlerin Zamanı – Zaman Hiç Olmadığı Kadar Karanlık

İşte Bu!

İlk bölümlerde kitabın gidişatı belli olduğu zaman sanırım cidden böyle hissettim. Kitap, tam manası ile bir Raistlin Majere kitabı. Bu yönü için bile okunmaya değer ve anlaşılan o ki üçleme bu minvalde devam edecek. Eh, bence gayet iyi. Ejderha Mızrağı karakterleri içerisindeki en ilgi çekici karakter olduğu su götürmez olan Raistlin’in neler yapabildiği ya da neler yapabileceği okuduğumuz bir kitap. Ve anladığımız kadarı ile bu daha başlangıç, aperatif. Ana yemek ilerleyen kitaplarda. Kum saati gözleriyle ölümün kendisini gören büyücüye doyacağız gibi duruyor.

Esasen benim için kitabın başladığı nokta önemliydi. Şöyle ki Ejderha Mızrağı’nın hikaye evreni gayet geniş ve anladığım kadarı ile okuyucuyu bekleyen daha yığınla kitap var. Hal böyle olunca mevcut hikayenin akışı açısından ikinci seri için en uygun başlangıç yeri Mızrak Savaşlarının bitimi ya da ona yakın bir zaman dilimi olurdu. Zira okuduğumuz karakterlerin savaş sonrası neler yaptıkları, hayatlarına nasıl devam ettikleri hakkında bilgimizin olması okuyucu ile hikaye hatta kurgulanan evren arasından bir çeşit bağ kurulmasını sağlıyor. Misal İkizlerin Zamanında sadece adı geçse bile Altınay’ın savaştan sonra neler yaptığı hala aklımda. Hikayede herhangi bir kopukluk, boşluk olmasına izin vermeden başlayan ikinci seri bu noktada benim gibi birçok okuyucunun beğenisini kazandığını düşünüyorum. Devamlılık ve tempo seri kitaplar için vazgeçilmez teknik detaylar.

Anladığımız üzere zamanda yolculuk meselesi kitabın senaryosunun üzerine inşa edildiği temeli oluşturuyor. Özellikle bilimkurgu türü içerisinde görmeye alıştığımız bu yolculuk teması, fantastik eserler söz konusu olduğunda sanırım daha kolay ve esnek uygulanabiliyor. Şöyle ki iki türü ele aldığımız zaman bilimkurguda gerçekleşen herhangi bir olayın, bu her şey olabilir, nedeni ve nasılı bilim merkezli olarak açıklanır. Bilimin ana akışa çeki düzen verdiği, yönünü tayin ettiği tür içerisinde bireylerin karşı karşıya kaldıkları durumlara getirilen açıklamaların pozitif bilimler ışığında yapıldığını görürüz.

Kurgu bilimin üzerine ince ince tasarlanır, kurgulanır. Buna karşılık fantezi edebiyatında bir şeyin nasıl olduğu/olabildiği ile ilgili herhangi bir açıklama ya da bilimsel gerçekliği olan, mantık kullanarak ulaşılabilen bir açıklamaya ihtiyaç duyulmaz. Büyünün bilime üstün geldiği noktada işte tam olarak burası; doğa kanunları ile istediği gibi oynayabilmesi. Büyü, bilimin görevini üstlenir ve daha da ileriye gidebilir. Akıl almaz şeylerin akla mantığa uygun hale gelmesi için bir tutam büyü yeterli olacaktır. Bunun kötü bir şey olduğunu kesinlikle söylemiyorum. Mutlaka büyününde en can alıcı noktası hikayedeki etkisi ve konunun akışına olan müdahalesi.

Her büyücünün her büyüyü yapamadığı gibi uygulanan büyü/büyülerinde senaryoyu baltalamadığı okumalar tadından yenmez, bilesiniz. Yoksa her büyücü karakter tanrı olsaydı Raistlin’i özel kılan ne olurdu, değil mi ama? Kitapta zaman yolculuğu olayı gayet makul bir şekilde hayata geçirilmiş. Makulden kastım kitabın akışına ket vurmuyor oluşu. Hatta bir yerde Raistlin zamanın göreceli olduğu ile ilgili Caramon’a bir vaaz veriyor, o kısmı özellikle güzeldi.

Daha Fazla Güç

İkizlerin Zamanı ile başlayan ikinci üçleme, Mızrak Savaşları gibi epik bir olayı anlatan ilk üçlemeden daha ilgi çekici bir konuyu ele alıyor. Tamam, Tanis, Sturm, Flint vs. diğer karakterlerin bu savaşlarda yaşadıkları, yaşattıkları cidden hem okuması keyifli hem de dokunaklı şeylerdi. Lakin burada güç hırsı ile yanıp tutuşan bir kara büyücü ve onun zamanda geriye giderek tüm bir dünyanın alışkanlıklarını, inançlarını değiştiren Afet’in yaşandığı dönemde yaşadıkları anlatılıyor.  Çok daha ilginç olduğu konusunda ısrarcıyım.

Özellikle Afet ile ilgili şimdiye kadar muğlak bilgilerimiz vardı. Sürekli adı geçiyordu ancak kendisini, ne olduğunu anlatan yoktu. İlk kitap bize tüm olanı biteni resmen yaşatıyor. Başından sonuna kadar, tanrıların gözü dönmüş kullarını uyarmak için neler yaptıkları, akılları başlarına gelmeyince de nasıl ceza kestiklerini okuma imkanı bulabiliyoruz. Birçok okuyucunun en keyif aldığı kısım sanırım bu anlatının olduğu bölümdü. Zira dile kolay her şey olup bittikten sonra koskoca şehirden geriye sadece kan kırmızısı bir deniz ve denizin altındaki harabeler kalıyor.

Devam

Yazılmış ve yaratılmış en kaliteli, okunmaya değer fantastik evren Ejderha Mızrağı, İkizlerin Zamanı ile başlayan ikinci üçleme ile devam ediyor. Fantazya edebiyatı söz konusu olduğu zaman okuyacak bir şeyler bulamayanlara harika bir alternatif olacağını düşündüğüm Ejderha Mızrağı kitapları İthaki Yayınlarının özen göstererek hazırladığı yeni baskıları ile raflarda okuyucusunu bekliyor. Sırf Raistlin için bile okumaya değer, emin olun.

Yorumlar