Kan Şarkısı – Damarlarındaki Sesi Dinleme Öğüdü

Savaş marifetleriyle edindiği yeni isimler dışında Vaelin Al Sorna’nın, ‘Kuzgunun Gölgesi’ olarak isimlendirilmesindeki gerçek de elbette kitapta anlatılıyor. Efsane karakterimiz Vaelin, ülkeler, halklar, dinler ve insanlar arasındaki savaşlar yanı sıra kuşkusuz insan için en sıkıntılı imtihan olan kendisiyle savaşa sürükleniyor.

Savaş söz konusu olduğunda erkek cinsi ön planda gibi algılansa da “Kan Şarkısı” romanında güçlü kadınlar da var. Vaelin’in annesi gibi erkeklerde kalıcı etkiler bırakmış karakterler arasında güzellik ve zeka birleşimi Prenses Lyrna Al Nieren’ın gücü göz dolduruyor. Ancak yazarımız Ryan’ın, ellerinde bıçaklarıyla fahişe-casus ikiliğindeki kadın karakterleri dışında bedeni ve askeri savaşlar için kadınları uygun bulmadığı da görülüyor. Savaş, iktidar mücadelesi boyutu dışında Ryan’ın dünyasında erkek işi.

Ortaçağ Tarihi Okumuş Yazar…

Kuşkusuz fantezi edebiyat türü dediğimizde kurgu coğrafya/zaman dışında gizem meselesi de önem kazanıyor. Vaelin’in yaşadığı gizemli olaylar yanı sıra din meselesiyle başlı başına mistik olaylara zemin hazırlanıyor. Romanda işin işine din girmesiyle birlikte savaş için insanlık tarihindeki en kadim gerekçe de kendiliğinden kurgulanmış oluyor. İnançlar için kan dökülüyor.

Ayrıca “Kan Şarkısı” romanında, Türkiye’deki okuyucular açısından tanıdık gelebilecek unsurlar bulunduğunu da söyleyelim. Mesela; Vaelin’in gizemli Kurt’la karşılaştığı satırlar, Ergenekon Efsanesi’nin Kurt’a yüklenmiş mistik rolü çağrıştırabilecektir. Veyahutta etnik ve dini mezhepsel çatışmaları sıcağı sıcağına yaşamayı devam ettiren Türkiye’nin mevcut atmosferi, pekala da Birleşmiş Diyar’ın atmosferini anlaşılmasını kolaylaştırabilecektir. Elbette fantezi edebiyat örneği olması itibariyle “Kan Şarkısı”nın, Türkiye’nin sahne olduğu inanç temelli görünümlü ancak kişisel, politik çıkarlar çerçevesinde kurgulanmış ahvalini anlatma derdi yok. Ama yazar Anthony Ryan’ın, kurguladığı dünya ve zaman çok farklı da olsa insanlığı anlatmış olması itibariyle romandaki pek çok olay bize insanlık tarihinden yaşanmış olayları da çağrıştırıyor.

Vaelin'in İsimsiz Kurt'u gördüğü sahne

Vaelin’in İsimsiz Kurt’u gördüğü sahne

Kitap final bölümünde okuyucularına gizem bakımından sürpriz sunuyor ki, sayfalar ilerlerken bir şey olacağını biliyorsunuz ama ne olacağını kestiremiyorsanız ya da kimle ilgili olduğunu.

Son olarak Ryan’ın kişisel web sitesinde paylaştığı röportajlarına göre, “Kan Şarkısı” üçlemedeki ilk roman olarak 6,5 yılda tamamlanmış. Ancak İngiltere’de fantezi edebiyat türünde yayıncılıkla uğraşanlardan red yanıtı alınca kendi imkanlarıyla yayınlamakta inat etmiş. Sonrasıysa İthaki Yayınları’nın da çeviri hakkını satın aldığı Penguin House’un yazarına dönüşmesi. Kitaba ilişkin insanlık tarihinden çağrışımlara ilişkin son notumuzu ise Ryan’ın lisans diplomasını tarih alanından almış olduğunu ve özellikle de Ortaçağ Tarihi’nde uzmanlaştığını belirterek düşelim. Ryan’ın da röportajlarından birisinde belirttiği üzere romandaki insanlığa dair unsurlardan bir kısmı tarihten “ödünç” alınmış olması şaşırtıcı değil.

Amazon’un listesinde “çok satanlar” sıralamasında uzun süre kalmış kitabı, keyifle okuyabileceğinizi de ekleyerek, benim şimdiden üçlemedeki ikinci kitap “Kule Efendisi”ni elime aldığımı da söyleyeyim. İyi okumalar…

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar