Kralkatili Güncesi: Kvothe ve Kişilik Bozuklukları
Merhabalar. Bu yazıda aslında seriyi okurken fark ettiğiniz, ama belki net bir şekilde kendi içinizde veya herhangi bir ortamda dile getiremediğiniz bir kişilik bozukluğunun üstünde duracağım. Çünkü aslında her yaptığından veya başına gelen badirelerden bir yarar elde eden kralkatili ile yeri geldiğinde yatağında saatlerce ağlamak isteyip arkadaşlarıyla gülen eğlenen Kvothe arasında kendisinin bile bilincinde olmadığı pek çok farklılık var. Bu farklılıkların en başında da iki kişiliğin istek ve arzuları geliyor. Bir diğer yandan da her şeyini kaybederek benliğinde eksilmiş ve Kote’ye dönüşmüş bir insan söz konusu. Kote; depresif, pasif ve bir şekilde umut ışığı bekleyen zayıf bir şahısken Kvothe bu özelliklerin tamamen tersi yönünde ilerliyor. Elbette bunun da belli nedenleri var, acaba ne ola ki? Sırasıyla incelemeye başlayalım.
Kvothe ve Kralkatili Arasındaki Farklar
Bildiğiniz üzere kitapta baş kahramanımız asıl trajedesini anne ve babasını kaybettiğinde yaşamış ve birden o zamana kadar oluşmuş karakter arzu ve isteklerini hiçe sayarak Chandrialılara odaklanmıştı. Kralkatili kişiliğinin başlangıcı bu amaçtan doğuyor. Belli bir gruba takıntılı olan ve hedefine ulaşmak için her şeyini verebilecek, herkesten faydalanabilecek bir kişilik Kralkatili. Nasıl bir yol izleneceğinin planlarını yapan, çok güzel yalanları birkaç saniye içerisinde kurabilen, soğukkanlı ve zor kararlar almaktan çekinmeyen bir kişilik. Peki bu kişilik nasıl bir gelişim gösterdi? Kralkatili daha Kvothe’da yeni yeni şekillenmeye başlarken aceleci ve kesin sonuç isteyen bir yapıya sahipti. Fakat bunun için daha fazla bilgi, güç ve kaynak gerektiğini anladıkça planları ve eğilimleri öncelikle bunları elde etmeye yöneldi.
Deneyimleri arttıkça sakinleşen bu kişilik yeri geldiğinde değişik hedefler içeren planlar da yaparak türlü türlü tecrübeler edindi. Asıl önemli kısımsa bu kişiliğin gurur seviyesinin çok yüksek olması. Kralkatili aşağılanmayı ve hor görülmeyi asla hazmedemiyor, unutmuyor. Ne olursa da olsun akıllardan çıkmayacak intikam fikirleri ile başına gelecekleri göze alarak geri dönüyor. Bu gurur meselelerinin en büyük etkilerini Ambrose ile yaşadığı sürtüşmelerde ona verdiği cevaplara, tepkilere bakarak örneklendirebiliriz. Ama elbette kim Ambrose gibi biriyle etkileşimde olsa nefret edip ağzının ortasına bir tane yumruk yapıştırmayı ister fakat konu Kralkatili olunca birkaç farklılık ve taşkınlıkla karşı karşıyayız. Bu konuya Kvothe kişiliğine de değindikten sonra tekrar bir geri dönüş yapacağım ve asıl aktarmak istediğimi o zaman daha net anlayacaksınızdır.
Gerçek Benliği
Gelgelelim Kvothecuğuma. Kvothe Edema Ruh olmasından kaynaklanan bir gösteriş meraklılığına, dikkatleri üzerine toplamaya ve alkışlar duyma gereksinimine sahip. Meraklı ve girişken bir karakter olan bu kişiliğimizin müzik üzerine de büyük bir ilgisi ve yeteneği var. Şarkılar ile kendini daha iyi ifade edebiliyor. Kvothe anne babasını kaybettiği o gün bu karakterinde sapmalar ve kaybolmalar yaşadı. Çünkü eskisi gibi ilgi peşine düştüğünde tamamen yanıtsız kalacağını bilmek onun hep alıştığı ana davranışlarında beklenmeyen dalgalanmalara sebep oldu.
Kralkatilinin etkisinin altında kalıp belli bir süre geri plana düşen bu kişilik, taşlar hayatı için iyice yerine oturdukça eskisi gibi kendini tekrar göstermeye başladı. Üniversite yaşamına başladığında edindiği arkadaşlar, gerekmiyorken yardım ettiği o insanlar hep Kvothe’un bir kenara atamayacağı duygularının sonuçlarıydı. Her ne kadar Kralkatili kişiliğinin düşünceleri ile yoluna devam etse de anlık yaşadığı olaylar karşısında hislerini gizlemekte zorlandığı zamanlar da oldu. Bu arkadaşta büyük bir gelişme vesaire çok göremedik çünkü zaten çocukluğundan oturmuş bir kişilikti, sonuç olarak sadece geri plana düşüşüne ve yine kendini göstermeye başlayışına, bazen de işi berbat edişine şahitlik ettik.
Şimdi de biraz bu iki kişiliğin farklılıklarını örneklendirerek anlatayım. Üniversite takımıyla yaptığı gezilerde eğlencesine bakan ve diğerlerine de bunu yansıtan kişi Kvothe iken o sırada aradığı kişileri gözleyen ve onlara dikkat kesilen kişi Kralkatiliydi. Maer’in hayatının riskte olduğunu fark edip bunun peşine düşen kişi Kvothe iken bu sırada kendi amacı hakkındaki bilgileri elde etmeye çalışan kişi Kralkatiliydi. Felurian ve eğlencesinde kaybolan kişi Kvothe iken etrafı keşfetmeye çıkıp Ctaeh ile derin bir diyaloğa dalan kişi Kralkatiliydi. Ve en önemlisi Meluan ile yaptığı konuşmada öfkesine yenik düşüp hakaretler yağdıran kişi kesinlikle Kvothe idi. Çünkü Kralkatili asla böyle büyük bir hata yapmaz aksine daha fazlasını öğrenebilmek için Meluan’ın tüm laflarını yutup kadının sonradan söyleyeceklerine kafasını vererek kendince önemli sorular yönlendirirdi.
Birliktelik
İşin asıl önemli kısmıysa, Kralkatili ve Kvothe o kadar birbirine uyumlu ve iç içe ki bunu kendisi bile fark edemiyor. Çünkü ne Kvothe Kralkatilinin ona özgü olmayan hareketlerini yadsıyor ne de Kralkatili Kvothe’un onun planlarını tersdüz eden veya büyük gelişmeleri kaçıran hareketlerine yeri geldiğinde kızıyordu. Çünkü bu iki kişilik yaşadıkları olaylar sırasında birbiri içinde iyice harmanlandı ve ikisi de bir bütünmüş gibi davranmaya başladı.
Mesela Ambrose’a dolaylı yoldan eşek diyip onu insanların içinde aşağılayarak intikam alan karakterde iki kişiliğin de birleşiminin güzel bir örneğini görebiliriz. Kralkatili bu davranış ile insanların gözündeki yerini ve gururunu korumayı düşünürken Kvothe’un düşündüğü insanların onun bu yaptığını nasıl beğendiği ve gizli alkışlarıyla yükselttiği egosuydu. Bir başka örnek de şöyle ki Ambrose’un odasına gizlice girmek isterken bunu asıl isteyen kişinin Kvothe olması. Çünkü Ambrose Kvothe için değerli olan bir şeyi ele geçirmişti. Kralkatili bu tür kişisel önem taşıyan nesneler için durduk yere büyük riskler almazdı. Ama aynı zamanda bunu yapabilmek için çevresindeki insanlardan faydalanan kişi Kralkatiliydi.
Belirtmiş olduğum gibi bu farklı kişiliker bir nevi birbirlerini ne olursa olsun kollayan dostlar misali etkileşim sergiliyorlar. Sonucunda da hiçbir iç çatışma yaşanmıyor ve kahraman aslında kişilik bozukluğu yaşadığını fark edemiyor. Geçmiş de onun ağzından anlatıldığı için bu dikkatsizliğine okuyucular da ister istemez kurban gidebiliyor.
Kısacası Kralkatili kahramanın daha çok fantastik yüzü haline gelirken Kvothe bu kahramanın daha çok insan olan ,Edema Ruh da denebilir, yüzünü oluşturuyordu. Ve bu iki sıfat bir arada yeri geldiğinde bizi güldürürken yeri geldiğinde de ağzımızı beş karış açık bırakarak aslında günümüz insanlarına yakın bir çerçevede, adeta içimizden biri oldular.
Tüm bu ikilemi geride bırakacak olursak elimizde bir de Kote ve Kvothe var. Kote kitapta asıl hikayeyi anlatan kişi. Tamamen objektif ve tüm eski bencilliğinin, egosunun ve o an için saçma bulduğu arzularının farkında. Bir bakıma sanki maziyi üzülerek ve özleyerek anan oldukça yaşlı biri gibi. Fakat bittabi Kvothe birden basit yollarla bu amca ruhlu kişiye dönüşmedi. En nihayetinde hiç kimse büyük bir umutsuzluk içerisinde kaybolmak istemez. Peki nedir düşüşünün sebebi? Benim bir teorim var;
Kvothe’un Kote Olmasındaki Neden
Şimdi efenim, malumunuz bizim haylaz oğlan Kvothe yine yerinde duramayıp kendi halinde bi haltlar yiyor ve en sonunda bunlardan kurtulabilmek için (?) adını değiştirip ufak bir kasabının uç köşesinde han işletmeciliğine girişiyor. Yani tabii ki Kvothe’dan beklenmedik davranışlar değil bunlar ancak bizim merak ettiğimiz kısım Kote neden Kvothe’un eskiden anlattığı zamanlarda yapabildiği işleri yapmıyor, daha doğrusu yapamıyor? Peki sadece tek değişen bu muydu? Kvothe mu bir şeyleri kaybetti yoksa yaptıklarının sonucu olarak bunlar göz göre göre elinden gitti-alındı mı? Soruları kafamıza otturttuysak asıl önemli olan kısma, cevaplara geçelim.
Öncelikle kısa bir hatırlatma yapayım. Biz Kvothe’un, annesinin Netalia Kilipsiz olduğunu yani Meluan’ın yeğeni olup Kilipsiz kanı taşıdığını, Kilipsizlerin soyadının anlamının kilitsiz olduğunu tarihte de ilk zamanlarında Kilitsiz olduklarını ama imla hataları yüzünden günümüze Kilipsiz olarak ulaştıklarını, imparatorluklardan bile eski bir aile olduklarını, Meluan’ın kilitsiz nasıl açılacağı anlaşılmayan kimsenin de açamadığı eski atalarından kalma bir kutusu olduğunu, buna benzer bir sandığın Kote’nin odasında şu an yer aldığını, bu ikiliye benzer olarak Üniversite’deki kütüphanede açılamayan ve yine nasıl açılacağı anlaşılamayan Dört Levhalı Kapı’nın olduğunu, son olarak da Kvothe’un Amyr ve Chandrialıların peşinde olduğunu zaten biliyoruz. O halde bunları aklımızda bulundurarak teorimize geçebiliriz yavaştan.
Nerden Çıktı O?
Kvothe ve Kote kısmına gelmeden önce birazcık Dört Levhalı Kapı ve arkasında gizlediklerinden bahsedelim. Bana kalırsa bu kapının yapımında emeği geçen tek bir aileden söz edebiliriz onlar da tabii ki Kilipsizler. Zaten soylarının anlamı bu, atalarından kalma aynı buna benzer bir yadigârları var, kurulmuş ve süregelen çoğu imparatorluktan daha eskiler? Bu tarz başka bir aile varsa bile en azından bahsi bu tür yerlerde geçmeyecek kadar bir emekleri olmamış. O yüzden bu kapının arkasında kesinlikle Kilipsizler var diyebiliriz. Peki madem onlar var, bu kapının arkasına siz ne gizlediniz kardeşim? Amyrler desem? Tarihte onları yazabilecek, tanıtıp anlatabilecek kadar eskiler. Büyük ihtimal öyle olduklarını düşünürsek Kilipsizlerin vakti zamanında bu kurtarıcılar ile bir etkileşimleri de gerçekleşmiş demektir. Yani Amyrler aileden bunları özellikle gizlemelerini söyleyip kendi gelecek nesillerine bile aktarmalarına karşı çıkmış olabilirler. Sonuçta onlardan habersiz Amyrler hakkında bir şeyleri gizleme ihtiyacı duymazsınız. Sizden istenmiş olması gerekir.
İşin en büyük sorunsalı bu kutu, sandık ve kapının nasıl açıldığı. Hatırlarsanız 2. günde Bast Kote’nin isteği üzerine odasındaki sandığı açmaya çalışıyor ama ne yaparsa yapsın bir türlü başaramıyordu. Ama Kvothe’un yapıp da kendisinin yapamadığı tek bir şey var, isimlere seslenmek. O halde bu gizemli kapaklarımızın isimlere dayalı bir mekanizması olduğunu varsayabiliriz.
Rüzgarın Adı
Kvothe’un da isimlere yatkın olduğunu, en azından daha önce birkaç kez rüzgarın adını seslendiğini kitapta okumuştuk. O zaman bunu başka isimleri de söyleyebilmeye yormamız da bir sakınca yok bana kalırsa. O zaman bu kendinden emin kahramanımız bittabi kapıyı açabilmek için de isimleri kullanabilir. Ve o kapının ardına ulaştığında da birdenbire kendini en çok aradığı yerde bulur: Amyrler. Onların hakkında hiç kimsenin bilmediği bilgiler. Ancak bu ne kadar doğru bir hareket? En nihayetinde eğer kendilerini gizlemiş olmak istiyorlarsa bunun için çok sağlam nedenleri olmalı. Ne ola ki o neden?
Chandrialıların, grupları doğrultusundaki doğru olan bilgileri insanlara aktarmayı seçen kişileri bularak mavi alevlerine yem ettiklerini 2 kez okumuştuk. Eğer bu adamlar kendilerini gerçekten tanımaya başlayan insanları kılıçlarına kurban ediyorlarsa demek ki Amyrler’e dair bilgileri okuduğunda Kvothe Chandrialı grup hakkındaki bilgileri de beraberinde öğrenecek. Ve hepimiz biliyoruz ki fantastik bir evrende herhangi bir kapı aralandığı vakit, oradan mutlaka geçmesi gerekenden fazla kişi geçer ya da kapının içindekiler her zaman ulaşmaması gereken yerlere ulaşır. O halde Amyrler ile alakalı bu bilgiler gizliliğini yitirip kendileriyle beraber Chandrialıların da gerçeklerini yaymaya başladığında bu mavi alev birliği için avlayacak insanların tonla artması, yani diyarın birbirine karışması demek. Bunun sebebi kim peki? Ailesinin intikamının peşinde olan tek bir kızıl saçlı çocuk. Elbette Amyrler birinden hesap soracaksa bu Kvothe olacaktı.
Hakkına Düşen Pay
Ya ona verilen ceza? Yani Kvothe’un ödedeği bedel ne? Amyrlerin isim konusunda usta bir seviyede olduğunu biliyoruz. Bunu ilk olarak haklarında anlatılan Selitos’un Lanre’yi karanlığa hapsettiği o lanette görebiliriz. Çünkü Selitos bunu Lanre’nin ismini kullanarak yapıyor ve onun Heliax olmasını sağlıyordu. Ayrıca zaten isimler hakkında yetenekleri veya bilgileri olmasa kendi gerçeklerini buna güvenerek saklamazlardı. Yani büyük olasılıkla Amylerin Kvothe için cezası onun ismini yok etmek, ismini değiştirmek, ismini unutmasını sağlamak, isimlere seslenebilmesini engellemek veya türevleri olabilir.
Çünkü Kvothe Kote olduğunda artık istese de eskiden yapabildiği çoğu şeyi yapamıyor, en azından isimlere seslenemiyor. Şu kısmı hatırlayın, Bast Kvothe’un isteği üzerine odasındaki sandığı açmaya çalışıyor ama neyi denerse denesin bir türlü ilerleme kaydedemiyordu. Sonra Kote sandığın yanına diz çöküyor ve ‘’Açıl kahrolası, Edro’’ diyordu. Neydi Edro? Ne bir karakter ne de herhangi bir temsili var.Edro, Ulu Taborlin’in kullandığı isim dünyasında açıl anlamına gelen, en azından o işlevi gören bir kelime. Ama işe yaramıyordu, çünkü artık isimlere ulaşabilen bir Kvothe’umuz yok. Diğer tüm yetilerini de buna bağlı olarak kaybetmiş olabileceğine inanıyorum.
Nasıl mı? Kvothe karakterinin gururuna ne kadar düşkün, ne kadar egoist olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Şimdi bu dostumuz isimlerinden mahrum kalınca artık belki de kendi ismini bile yitirince ve bir köşede sessiz sakin beklemesi gerekince hatta amacına ulaşmayı geçiyorum kendini bu uğurda mahvedince birbirini domino taşı misali etkileyen bu olaylar onun diğer yetilerinde büyük ölçüde körelmelere yol açmış olabilir. Bu da Kvothe’dan bir adet Kote elde etmemizi sağlar.
Yani Kvothe’un Kote olma sebebi kendi iç nedenlerinden ötürü gizli kalması gereken bilgilerin yayılmasına sebebiyet vererek Chandrialılara enfes bir ortam hazırlaması, onları ava çekmesi ve buna bağlı olarak diyarı birbirine katıp hala devam eden savaşlara sebep olması sonucu Amyrler tarafından çarptırıldığı cezadır diyebiliriz. En azından bana göre. Umarım aklınıza yatan veya aklınızdaki soru işaretlerini gideren bir yazı olmuştur.