Modern Zamanın İncelikli Eleştirisi: Momo

Bu sefer farklı bir kitaptan farklı bir şekilde bahsedeceğim sizlere. Elimizdeki tek ve en gerçek iki sermayeden biri olan zaman üzerine yazılmış, okuduğum en güzel kitap: Momo. Çocuk kitabı sanarak kenara bırakabileceğiniz için şimdiden belirtiyorum, kendisi bence ne çocuk kitabı ne de yetişkin kitabı, Momo bir “insan” kitabı. Michael Ende’nin yazdığı kitap, Leman Çalışkan tarafından çevrilmiş ve Kabalcı Yayınları ile Türk okurlarla buluşturulmuş. Ben aslında kitabı yanlışlıkla aldım ve “Neyse bakalım kafam dağılır” diyerek okumaya başladım. Başlamadan şunu söylemeliyim, kitap kafanızı dağıtırken pek çok yeri de gerçek anlamda toplayacak.

Herkesin yüreğine dokunan küçük kız

Kimsenin bilmediği bir yerde, bilinmeyen bir zamanda, kimsenin bilmediği başka bir yerden gelip herkesin hayatına dokunan Momo; küçük bir kız çocuğudur aslında. Yanına gelenleri hiçbir şey yapmasa bile dinleyen ve düşünmelerini sağlayan, çocuklarla oyunlar oynayan ve herkesi sakinleştiren ve dinginlik veren bir kız çocuğu. Kaygısız ve mutlu yaşamak için gerekli olan dinginliğe sahip olan Momo etrafındakileri de bu şekilde kendi dinginliğinde buluşturmaktadır.

Bu noktaya kadar her şey çok güzel değil mi? Kendi küçük mutluluklarıyla dünyalarını güzelleştiren insanların hayatları bu düzende devam ederken bir gün aniden ortaya Duman Adamlar çıkar. Ellerinde sigaralarıyla çıkagelen, takım elbiseli bu adamlar insanları bir bir zaman tasarrufuna ikna etmeye başlar. Zamandan nasıl mı tasarruf edilir? Şöyle ki; arkadaşlarınızla geçirdiğiniz hoş ve boş zamanları biriktirip, kendinize ya da sevdiklerinize harcadığınız zamanları çalışmakla geçirerek tabi ki. “Her gün gülümsemek ve selamlaşmak için kullanılan zaman olmasaydı verimlilikteki artış mevcuttakinden daha fazla olacaktı” düşüncesiyle Duman Adamlar halkı birer birer kendi sistemlerine kaydetmeye başlar. Duman Adamları tanıyanlar sistemin içine girdikten sonra yaşadıklarını tamamen unutup, yeni hayatlarına daha konsantre ve daha tasarruflu bir biçimde başlar.

Bu sırada Momo tabi ki gittikçe yalnızlaşır, artık ona akıl danışmaya gelenler gelmez olur. Çocuklarını da göndermez aileler, çünkü artık Momo tam bir zaman hırsızıdır onlara göre. Olayların iç yüzünü anlamak isteyen Momo, işin peşini bırakmaz ve zaman içinde zamana karşı bir mücadeleye girişir.

Momo moderniteye karşı!

Momo her şeyden önce bir sistem eleştirisi kitabı. Kabına ve içindeki çizimlere bakıp “Çocuk kitabı işte” deyip kenara atılacak bir kitap değil. Kitabın içindeki bazı kısımlarda gerçekten çok güzel yerleştirilmiş modernite eleştirileri var. Modernite ne alaka diye düşünenler için şöyle açıklayabilirim. Sanayi Devrimi sonrası özellikle büyük kentlerde erkek iş gücünün yanında kadın iş gücüne de ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle kadınlar da fabrikalarda çalışmaya başlamıştır. Kadınların da ev dışına çıkmasıyla birlikte, çocuklara göz kulak olacak ebeveynin bulunmaması ve sisteme ilerde gerekecek olan iş gücünün yaratılması için ilk okullar ortaya çıkmıştır. Çocukların nasıl ve ne şekilde davranması ve düşünmesi gerektiğini öğreten ayrıca sisteme yeni insanlar hazırlayan bu yapıların bir benzeri kitapta da karşımıza çıkıyor. Kadınlı erkekli çalışmaya koyulan insanların çocukları Momo’dan etkilenmesin diye Duman Adamlar çocuklar için nasıl oyun oynanması gerektiğinin öğretildiği binalar kurdurtur. Çocuklar artık güvende ve tasarruf bilinciyle büyümektedir.

Modern yaşama dair pek çok ayrıntı yine kitapta ustalıkla eleştiriliyor. Son zamanlarda Instagram’da gördüğümüz aileleri düşünelim mesela; renkli ve pahalı oyuncakların alındığı ama bir türlü mutlu olmayan huysuz çocuklara sahip ebeveynleri gözünüzün önüne getirin. Kitapta çocuklarının onlardan ne istediğini bir türlü anlayamayan bu aileleri de görebileceksiniz. Zamanı olmayan ailelerin belli toplumsal baskılardan kurtulmak ya da sadece neslini devam ettirme içgüdüsü nedeniyle edindikleri çocuklarına büyük telaşları nedeniyle harcayamadıkları zamanları ne yaptıkları sorusu kitabı okurken aklımın bir köşesini sürekli meşgul etti. Nihayetinde bir insana “hayatındaki en önemli kişileri say” denildiği zaman sayacağı ilk beş kişiden biri mutlaka kendi çocuğu olacaktır. Ancak dilimize kolaylıkla aldığımız öncelikleri uygulamaya geçirmekte nedense aşırı zorlanabiliyoruz. Bunda tabi ki modern yaşamın getirdiği meşguliyet, zamansızlık, büyük şehir telaşı, zamanı ekonomik ve verimli kullanma gibi unsurların da çok etkili olduğunu söylemem gerekiyor.

Büyüklere masal tadında bir roman

Momo çocuklarınıza yatmadan okumak isteyeceğiniz ve kendiniz için de zaman konusunu irdelemek açısından en iyi kitaplardan biri. Küçük bir çocuğun sistem eleştirisinden ne anlayacağını soruyor olabilirsiniz. Ancak yazar Michael Ende o kadar güzel ve ustalıklı bir dile sahip ki, kitap aynı zamanda bir çocuk için oldukça heyecanlı bir serüven kitabı olarak okunabilir. Aynı zamanda dostluğa ve insanlığa dair o kadar güzel ve insana dokunan hikayeler var ki, sırf bunlar için bile okunmalı bu kitap. Örneğin “Momo ve Gigi’nin masalı” açıp tekrar tekrar okunabilecek güzellikte bir hikaye. Momo, Gigi ve Beppo arasındaki dostluk diyaloglar aracılığıyla çok hoş bir biçimde aktarılıyor. Öyle ki, bunun ancak yaşanarak edinilebileceği hissini doğuruyor. Kitabın baş karakteri Momo olsa da, Momo haricindeki karakterlerin de öykünün akışındaki önemi ve her şeyden önemlisi söyledikleri bence oldukça dikkate değer.

Dediğim gibi bu kitap insanı hem dağıtıp hem de toplayan bir kitap. Tabi ki kitabı nasıl bir dönemde ve hangi duygularla okuduğunuz da çok önemli. Ama benim açımdan kimlerle ve nelerle zaman geçirmem gerektiği konusunda bana oldukça yardımcı oldu. Hayat biricik ve o kadar tek ki, onu yaşarken herhangi bir anınızdan feragat edip zevkinizden ve mutluluğunuzdan tasarruf etmenin ne kadar saçma olduğunu anlıyorsunuz bu kitapla.

Momo’nun bir de 1986 yapım filmi bulunmakta

Bir modern zaman masalı Momo, onu hem doğrulayan hem de yanlışlayan. Kendinize dair pek çok şey bulabileceğiniz ve pek çok şeye de özlem duyacağınız bir roman. İçinde hala çocukluk ve samimiyet olan insanlardansanız eğer, yüreğinizle seveceğiniz bir başucu kitabı olacağına dair size garanti verebilirim. En başta da dediğim gibi, elimizdeki en gerçek iki sermayeden biri olan zaman üzerine yazılmış çok güzel bir kitap Momo. Her nefeste ölümümüze yaklaşırken ve başka bir hayatımız daha olmayacağı bilgisi elimizdeyken zamandan tasarruf etme saçmalıklarının ne kadar da boş olduğunu gösteren bu kitabı okumanız dileğiyle..

Benzer Yazılar

Yorumlar