Rus İşi Fantastik Kurgu – Night Watch
Neyse, Anton’a dönelim. Anton vampirleri avlamak için özel bir tozla beraber karıştırdığı domuz kanını içiyor. Bu sayede, vampirlere karşı daha duyarlı oluyor. Metroya binip Moskova’yı turlamaya başladığında başının üstünde devasa bir lanet vorteksi olan bir kadınla karşılaşıyor. “Lanet vorteksi ne” dediğinizi duyar gibiyim, bu dünyada ettiğiniz her küfür veya dediğiniz her “Allah seni kahretsin” lafı söylenenin üstüne bir lanet etkisi yapıyor. Normal insanların “lanet katsayısı” çok önemli değil, ancak olmaz olmaz size bir büyücü musallat olup sistematik biçimde bu vorteksi beslerse başınıza kötü şeyler gelmeye başlıyor. Yeterince büyürse zaten sokakta bir tinerci sizi bıçaklayabiliyor veya durduk yerde kalp krizi geçirip ölebiliyorsunuz ve bu vorteks dağılıyor.
Bu hanımın başındaki vorteks ise neredeyse kendisi kadar. Anton, vampirlerle savaşmak için doldurttuğu amulet’i bu vorteksi dağıtmak için kullanıyor. Ancak vorteks dağılmıyor ve kadının peşinden gelmeye devam ediyor. Vampirin çağrısını, ki beklediğinin aksine dişi bir ses bu, duyduğu için diğer metro durağında inmek zorunda kalıyor Anton. Ancak şaşırmadan da edemiyor, normalde bu etkinin vorteksi dağıtması gerekirken “Sahibine sadık bir köpek gibi” kadının peşinden gitmesi alışılmadık bir durum.
Anton çağrılan 15-16 yaşlarındaki çocuğu takip edip vampirleri buluyor. Birisi Watch’a kayıtlı erkek bir vampir, diğeri de “yavrusu” olan dişisi. Erkek, dişisine avlanmayı öğretiyor ama Watch’a kayıt ettirmeyi “unutmuş”. Zira izinsiz yavrulamış halde. Erkek vampiri, watch’a kayıt olduklarında ruhlarına işlenen efsunu bozarak öldürüyor. Kız vampir de kaçıyor. Daha sonra evine döndüğünde kapı komşusu vampir ailesinin tek çocuğu Kostya ile karşılaşıyor. Kostya fena bozuk atıyor Anton’a. “Arkadaşımdı o benim, çok da iyi bir adamdı” diyor. Anton “Ben görevimi yaptım.” dese de bozuluyor.
Ertesi gün oluyor, bu arada Anton rüyasında şefine rapor veriyor. Bu rapor sırasında, metroda karşılaştığı kız en başta öylesine konulmuş gibi görünse de direkt olarak hikayenin merkezine yerleşiyor. O vorteks vardı ya hani adam boyunda olan, apartman boyuna çıkmış halde. Boris Ignatievich vampir konusunda fırça çekse de konu vortekse geldiğinde bundan daha kısasının Çernobil’e yolaçtığını söylüyor ve ekliyor “Anton, o vorteksi ben bile bozamazdım.” diye.
Akabinde Anton kızın avladığı çocuğun evine gidiyor. Çocuk evde vampirlere karşı kendisini savunmaya almaya çalışıyor. Burası çok güzel yapılmış, çocuk popüler kültürden çözümler üretmeye çalışıyor. İşte haç mı taksam, ama inançsızım yahu ne etkisi olacak ki, sarımsak! Sarımsak süreyim üstüme başıma falan diyerek kendince çabalıyor. Anton ve yanına verilen işlediği suçlardan ötürü baykuş formuna hapsedilmiş ortağı Olga bu duruma biraz gülüyorlar. Bu evrende kediler tüm katmanları görebiliyor ve tıslayarak çocuğun dikkatini onlara çekiyor. Egor, çocuk, fark etmeden korkusundan alaca karanlığa geçiyor.
Anton çocuğu sakinleştiriyor, onu gerçek dünyaya döndürüyor ve Night Watch’ı anlatıyor. Alaca karanlıktan çıkartmasının sebebi de orada geçirdiğiniz her saniye size zarar veriyor. Yeterince uzun kalırsanız bir daha çıkamayacak kadar zayıflıyor ve zihinsiz enerji vorteksi olarak geziniyorsunuz. İlk önce çocuk kendisini bir süper kahraman hikayesinde sansa da, Anton her Diğeri’nin hakkı olduğu üzere, anlaşmayı gösterdiğinde hayal kırıklığına uğruyor. “Yani” diye soruyor “Eğer o vampirin izni olsaydı ben öldürülürken kenarda öylece duracak mıydın?”. Anton yanıt veremiyor. O sırada patronundan mesaj geliyor, “Anton vorteksli kızı bulduk. Çabuk buraya gel. Çocuğun evine diğer görevlileri yolluyorum onlar onu koruyacaklar.” diyerek. Bu arada bu çocuğun özelliği de alaca karanlığa girip çıkmasına rağmen hala kaderinin tayin olmaması. Normalde ilk defa alaca karanlığa girdiğinizde karanlık mı, aydınlık mı olacağınız ortaya çıkıyor. Bu çocuğunkisi ise hala altın renginde.