Son Zaman Lordu’nun Son Direnişi: Trenzalore Öyküleri
-
Gülçin Akturan
- Kitap
- 10 Ağustos 2015
Yeni sezon başlamadan Doktor’un hiç bilinmeyen öykülerini okuyarak onunla biraz hasret gidermek ister misiniz? “Zaman ve mekandan bağımsız hareket edebilen bir Zaman Lordu’nun tabi ki bilinmeyen öyküleri vardır.” diye düşünebilirsiniz. Ancak bu sefer durum biraz farklı, TARDIS’in hiç harekete geçmediği öykülerin yer aldığı, Doktor’un asla gitmemesi gereken bir yerde geçen bir kitaptan bahsedeceğim size: “Trenzalore Öyküleri”.
İthaki Yayınları’ndan çıkan Trenzalore Öyküleri’nde 4 farklı yazar, Doctor’un zaman çizgisinde çok önemli bir yeri olan Trenzalore’daki Noel Kasabası’nda geçen 4 farklı öykü kaleme almış. On birinci Doktor’un Noel Kasabası’nda geçirdiği günleri anlatan, kronolojik olarak yer alan öyküler bunlar. Ayrıca öykülerin isimlerinde hemen fark edeceğiiniz minik bir de detay gizli.
Peki Trenzalore Öyküleri’nde sizi neler bekliyor ve bu öykülerin diğer Doctor Who öykülerinden farkı ne? Bir kere kitap on birinci Doktor’u özleyenler için müthiş bir hasret giderme imkanı sunuyor. Bu kitapta ilginç bir şekilde TARDIS’in harekete geçmediğini söylemiştim, dolayısıyla uzay ve zamanda yolculuk yok. Ama Doktor’un olduğu yerde heyecan eksik olur mu? Tabi ki olmaz! Bu sefer de Doktor’un düşmanları bizzat ayağına gelip onunla Noel Kasabası’nda yüzleşiyor. Papalık Merkezi Sistemi Kilisesi’nin Noel Kasabası üzerine yerleştirdiği bariyer yüzünden düşmanlarımız Doktor’a ulaşmak için değişik yollar tercih ediyorlar. Örneğin kimisi kendilerini buz içine saklarken, kimisi de Noel Kasabası sakinlerinin rüyaları üzerinden Doktor’a ulaşmaya çalışıyor.
Diğer öykülerden farklı olarak Doktor’un hep yanında olan yol arkadaşları “Trenzalore Öyküleri”nde yok. “Doktor yapayalnız mı?” diye düşünmeyin, tanıdık bir sima göreceksiniz ve bu isim yüzünüze bir tebessüm konduracak. Bunun haricinde Noel Kasabası sakinleri de asırlardır kasabalarını her türlü istilacıya karşı koruyan Doktor’un bir nevi yardımcılığını üstleniyor.
Kitaba başlamadan önce ya da sonra “The Time of the Doctor” bölümünü izlemenizi öneririm. Ben kitabı bitirdikten sonra izlemeyi tercih ettim ve kitabın içinde yer alan bazı göndermeleri izlerken de görünce tekrar kitabı elime aldım. Örneğin “The Time of the Doctor”da Doktor’un elinde gördüğünüz bastonun nasıl ortaya çıktığı George Mann’in kaleme aldığı “Kurtlu Elma” isimli öyküde yer alıyor. Ayrıca Doktor’un neden baston kullandığını da yine bu öyküde öğreneceksiniz. Mark Morris’in “Rüyalar” isimli öyküsünde de yine bölümden hatırlayacağınız bir ismin kullanıldığını göreceksiniz.
Bir on birinci Doktor hayranı olarak, sadece on birinci Doktor’un yer aldığı dört farklı öykü okumak şahsım adına oldukça eğlenceliydi. Kitaba başlayınca bir oturuşta tüm öyküleri bitirmek isteyeceksiniz -ki ben nasıl bitirdiğimi bile anlayamadım, o yüzden bir anda sayfalar azalınca “Keşke bu kadar hızlı okumasaydım.” diyebilirsiniz. Bir de eklemeden geçemeyeceğim, Noel Kasabası’nın sürekli kar altındaki iklimi sayesinde kitabı bir de kış gelince kar yağarken okumaya karar verdim. O zamana kadar Doktor’u özleyeceğiniz kesin olduğu için “Trenzalore Öyküleri”ni bitirdikten sonra eğer henüz okumadıysanız yine İthaki Yayınları’ndan çıkmış olan “Doctor Who – Shada” veya “11 Doktor, 11 Öykü” isimli kitapları okumanızı öneririm. On birinci Doktor’un Trenzalore’da Noel Kasabası çocuklarının oyuncaklarını tamir ederken düşmanlarıyla nasıl savaştığını merak ediyorsanız, TARDIS’e ihtiyacınız yok; “Trenzalore Öyküleri” tüm kitapçılarda sizleri bekliyor!