Sonu Gelmez Bir Arayış: Cebirci

Bilimkurgu edebiyatı içerdiği materyal bakımından yaşadığımız evrene benzer bir yerde. Sonsuzdur. Yeter ki; hayal gücü bizimle olsun. O zaman yıldız sistemleri arasındaki seyahatlerden tutun, dillere destan uzay savaşlarına kadar her şeye kapı aralayabilirsiniz. O kapıdan geçip geçmemek size bağlı ve geçtikten sonrası bambaşka bir dünyadan ziyade bambaşka bir evren sunuyor. Cebirci de o kapılardan bir tanesi.

Yazar koltuğunda Iain M. Banks’in oturduğu kitap, yukarıda sözünü ettiğim seyahatlerden savaşlara kadar her şeyi bünyesinde barındırıyor. Bunu da sonu gelmez tasvirlerle yapıyor ki yazara bu noktada şapka çıkartmak istiyorum.

Yine Biz

Yıl olmuş 4034, galakside A noktasından B noktasına (en sevdiğim mesafe belirtme yöntemi) seyahatleri gerçekleştirebilen bir insanoğlu düşünün ve hala savaşıyoruz. Tamam o kadar yılın geçmesi savaşmamamız gerektiği manasına gelmeyebilir ama hala mı dedirtiyor. Evet, hala savaşıyoruz. O çok sık adını duyduğumuz galaktik imparatorluklar kıvamında bir kuruluş/yapılanma olan Mercatoria büyük bir saldırı tehdidi ile karşı karşıya. Hem de yine insanlar tarafından. Ya da baş rolde yine bir insan var. Zira birbirinden farklı onlarca canlı yaşam formu ile beraber yaşayabildiğimiz gibi savaşabiliyoruz da.

mercutoria

İlahi Tezahür Ayrışması Beş (ya da İT5) işgalci kuvvetler olarak karşımıza çıkıyor. Sapkın liderlerinin önderliğinde tabiri caizse galaksinin öteki ucundan geliyorlar. Nereden çıktılar, neden bize (biz?) saldırıyorlar derken sebebini çok geçmeden öğreniyoruz. Olayın cereyan ettiği galaksinin birçok yerinden saklı olan ve uzayda seyahat etmek için elzem değere sahip solucan deliklerinin yerini gösteren bir liste, bir kitabın peşinde bu topluluk. Söz konusu uzay boşluğu olunca ışık hızı bile yavaş kaldığından, uğrunda savaşlar verilip gezegenlerin yağmalanabileceği bu bilgiye Mercatoria daha önce ulaşıp söz konusu savaşın seyrini kendi lehine çevirmek ister ve bunun içinde zamanının en iyi araştırmacılarından birisi olan ademoğlu Yavaş Kahin Fassin Taak görevlendirilir.

Ahali Listesi adındaki bu listeyi ya da kitabı bulabilmek için Mercatoria’nın en üst düzey yetkilileri tarafından göreve çağrılan Fassin, ilk başta ne olup bittiğini, kendini nasıl olup da burada bulduğunu anlayamadan Ahali adlı ırkın (detaylı olarak sonra değineceğiz) ikamet ettiği Ulubis adlı güneş sisteminin en büyük gaz-devi gezegenlerinden birisi olan Nasqueron’a doğru yola çıkar. Hayatının önceki aşamalarında yaptığı bazı araştırmalar vasıtası ile bu ırka mensup kişiler ile kurduğu dostluk veya benzeri ilişkiler, kendisini bu görevde bulmasına sebep olur (hem de evlilik arifesinde). Görevi Mercatoria’nın gücüne güç katacak, olası bir düşman tehdidi durumunda kendilerine avantaj sağlayacak, saldırı durumunda çok daha rahat savunma yapabilmelerini sağlayacak, galaksinin birçok yerine Ahali tarafından gizlenmiş ve sadece onların bilgisi dahilinde olan solucan deliklerinin yerlerini gösteren listeyi, Ahali Listesi’ni bulmak.

algebraist1

Çıktığı bu görev, hem kendisi hem sevdikleri hemde birçok gezegende yaşayan insanın ya da diğer canlıların hayatını kurtarabilmek için belki de ellerindeki tek seçenek. Fassin, onlarca yıllık araştırmacı hayatı boyunca aklına bile getirmediği tehlikeler ve gerçeklerle yüzleşmek zorunda. Yaşamını, yaşadığı güneş sistemini, belki de tüm galaksiyi etkileyecek Ahali Listesi’ne ulaşabilmek için.

Ahali De Ne Ola ki?

Ahali resmen her şey. Kitap içerisinde yukarıda sözünü ettiğim gibi insanoğluna onlarca ırk eşlik ediyor. Kimisinin yarasa kanatlarına benzer uzuvları varken, kimisi de deniz anası görünümünde vücutlara sahip. Ancak yazarın yarattığı canlı yaşam formları içerisinde bir tanesi var ki; o hepsini solda sıfır bırakır (ne demekse bu da) nitelikte. Ahali ırkı için kitabın ana karakterleri demek mümkün sanırım. Zira olaylar ciddi anlamda onların etrafında dönüyor. Görünürde kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz nitelikte olmalarının yanı sıra, ortalama yaşam süresi iki milyar yıl olan (rakam ile 2.000.000.000 yıl) olan, diğer ırkların (yaşayış şekilleri itibari ile onları Hızlı diye adlandırıyor Ahali) başına gelenleri umursamayan bir topluluk. Kendi içlerinde acımasız bir toplum hayatına sahip, ırklarının genç üyelerine karşı takındıkları acımasız tavır ve daha niceleri. En büyük hobisi savaşmak olan bir ırktan da bu beklenirdi sanırım.

Kitabın en güzel yanlarından birisi de Ahali hakkında sürekli bilgi sağanağına tutuluyor olmamız. Yazar sanki gerçek bir yaşam formundan bahseder gibi, öyle detaylı işlemiş ki sanki yeni keşfedilmiş bir yaşam formuymuş gibi. Eserdeki kurgunun kilit ismi olan bir topluluk için başka türlüsü de düşünülemezdi. Buna rağmen sezarın hakkı sezara, Iain M. Bank harika iş çıkartmış.

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar