Star Wars – X-Wing Romanları V-VI ve VII
-
Halil Kardıçalı
- Kitap
- 24 Ağustos 2015
Galaktik İmparatorluk yenildi ama yıkılmamakta direniyor, Yeni Cumhuriyet’in (“YC”) tüm çabalarına rağmen galaksiye huzur gelmedi, yakında gelecek gibi de görünmüyor. Zaferin hem çok yakın, hem de çok uzak olduğu bugünlerde YC’nin alışılagelmiş yöntemlerini değiştirmesi gerekiyor ve işte burada devreye Wraith Squadron giriyor. X-wing serisi bu yeni filonun hikayelerini anlatmak için yazar değiştiriyor, ilk dört kitabı yazmış olan Michael A. Stackpole seriden ayrılıyor ve onun yerini Wraith Squadron, Iron Fist ve Solo Command kitaplarını yazmak üzere Aaron Allston alıyor.
Wedge Antilles ve Rogue Squadron’un görev parametrelerinin çok ötesine çıkarak yaptıkları operasyonlar sonrasında İmpartorluk’un perde arkasındaki yöneticisi olan Ysanne Isard sonunda saf dışı bırakılmış ve YC’yi daha filizlenemeden ortadan kaldırmaya yönelik Kryptos virüsünün ve bacta kıtlığının önüne geçilmiştir. İmparatorluk kuvvetleri kendilerini organize edecek güçlü bir lider figürünün kalmamış olması sebebiyle parçalara ayrılmış ve her komutan gücünün yettiği oranda yıldız sistemlerini derebeylikler halinde yönetmeye başlamıştır ve bir tane Yıldız Destroyeri’nin kaptanını bile elinin altındaki ateş gücü sebebiyle birden çok sistemde hakimiyet kurması mümkündür. YC’nin gücü ve nüfuzu art arda kazandıkları başarılarla artmıştır ama hazinede kredilerin kasadan dolup taştığı ve YC donanmasının galaksinin her yerine yetişebildiği söylenemez. Özellikle Zsinj gibi bir Süper Yıldız Destroyeri ve kendine bağlı ufak bir donanması da olan derebeyler YC için çok ciddi tehdit oluşturmaktadır.
YC büyümekte olan Zsinj tehditi ile başa çıkmak için Wedge Antilles’i bir kez daha göreve çağırır. Rogue Squadron’un pilotlarının sadece have üstünlüğü sağlamakla kalmayıp, bire bir gezegenler üzerindeki askeri operasyonlara olan büyük katkıları Wedge’in aklına farklı bir birlik kurma fikrini getirir. Pilotlarının kokpitteki üstün başarılarından ziyade komando operasyonları için var olan yeteneklerini göz önünde bulundurarak bir birlik kurma isteğini Amiral Ackbar’a ilertir. Amiral Ackbar Wedge’in General rütbesini defaten geri çevirmesinden mutlu değildir. Wedge ise kokpitten ayrılmayı kesinlikle istememektedir. Bu özel komando birliği üzerinden iddiaya girerler, eğer Wedge “dahiyane” planı işe yaramazsa yeni rütbesini kabul edecektir, ama başarılı olursa da Ackbar bir süre daha kokpitten yönetim yapmasına izin verecektir. Bu motivasyonla, Wedge işine dört elle sarılır ve genellikle etrafına iyi uyum sağlayamayan ve kariyerlerindeki son şanlarını kullanmakta olan pilotlardan mütevellit subayların listesinden ortaya karışık yapar.
Serinin tonu, yazarının değişmesi ile çok değişiyor. Allston tarzı, Stackpole’a göre bir hayli daha hafif ve alaycı. Wraith Squadron pilotları çok “değişik” tipler ve Allston bunlardan çok neşeli hikayeler çıkarıyor. Stackpole’un ana hikaye kurgusu daha detaylı ve karmaşık dikkatini daha çok bu noktada topluyor, buna karşılık Allston karakterlerine daha detaylı yaklaşıyor, ciddi karakter gelişimleri oluyor üç kitap boyunca. Allston’un karakterlerini daha iyi tanıyoruz ve seviyoruz, düştüklerinde filan da çok daha fazla üzülüyoruz dolayısıyla. Tarzı bir hayli eğlenceli, kahkaha attırıyor ara ara.
Wraith Squadron mensuplarının seçim kriterlerinde öncelik karadaki yeteneklerine verildiği için çok farklı bir açıdan okuyoruz maceraları. Yine çok güzel ve detaylı uzay savaşları var elbette ama uzaydaki büyük kahramanlıklar bizim haytalardan gelmiyor. Buna karşılık kılık değiştirme uzmanı, hacker’ı, keskin nişancısı, yakın dövüş uzmanı, doktoru, mühendisi filan derken komando operasyonları ciddi ciddi Görevimiz Tehlike/A-Takımı tadında gidiyor. Bu anlamda Allston bildiğimiz, sevdiğimiz kurguyu bambaşka bir perspektiften bize anlatıyor ve bunu çok da ustalıkla yapıyor.
Seriyi çok keyifle okumama rağmen “yahu işte bu mükemmel olmuş” dememi iki şey engelledi. Birincisi başkötümüz Zsinj… Çok akıllı bir adam, iyi bir stratejist, doğru kararlar veriyor, bizimkileri çokça köşeye sıkıştırıyor, lojistiğini çok iyi yapıyor, yaratıcı, filan falan ama bir sebepten beni çok etkileyemedi, nesi eksik kalmış parmağımı basamıyorum üzerine ama işte var bir eksiklik… Eksiklik demişken maalesef bu hikaye de eksik, üçüncü kitabın sonunda tam bir sonuca varamıyoruz.
Bunun sebebi Zsinj hikayesinin sonunun Courtship of Leia kitabında başka bir yazar tarafından yazılmış olması, işi daha dramatik hale getiren ise söz konusu kitabın bu seriden çok önce yazılmış olması. Allston geri mühendislik yapmak zorunda kalmış bu hikayeleri yazarken ve tabii hikayeyi de sonuca bağlayamamış. Yazdıkça düşünüyorum da, Zsinj karakteri ile ilgli tespit edemediğim sıkıntı bundan kaynaklanıyor olabilir. Allston kendi karakterlerini harika işliyor ve parlatıyor ama Zsinj onun değil özünde… Belki de mesele budur!
Yukarıdaki küçük rahatsızlığıma rağmen Wraith Squadron serisi çok rahatlıkla tavsiye edebileceğim ve neşeli tarzı sebebiyle herkesin keyif alabileceğini düşündüğüm bir seri, hem Han Solo’nun general hallerini mutlaka görmelisiniz, okumanızı öneririm.
Star Wars – X-Wing Romanları I-II-III-IV