Tekinsiz Öykülerin Yeni Mekanı- Kibrit Ev

Pozitif bilimlerin en yoğun şekilde kullanıldığı öykü, bizi içinde yaşadığımız zamanın ötesine geleceğe götürüyor. Kurgusu itibari ile seçilen en iyi olun bu olduğunu kitabı okudukça daha iyi anlıyoruz. Zira şimdiki teknoloji ile böyle bir öykünün zemini pek de sağlam olmazdı. Aşk kavramına başka başka pencerelerden bakmayı seven yazarın “yılların eskitemediği” bir aşka saygı duruşu niteliğinde Arka Bahçe. Bunun yanında karakterlerinin de doğru şekilde, öyküyü yaşatacak biçimde kaleme alındığını söyleyebilirim.

Şikemperver, keşke daha uzun olsaydı dediğim öykülerden biri oldu. Yıllarını gastronomiye vermiş, kendini beğenmiş ve kibrinden küçük dağlara mimarlık yaptığı belli olan Engin Bey var bu sefer karşımızda. Televizyon ekranlarında türlü türlü yemeği mideye indirmek suretiyle kendi ayaklarını göremeyecek hale gelişi mesleğinde ne kadar başarılı olduğunun bir kanıtı (!) adeta. Her zamanki gibi esip gürlediği çekimlerden bir tanesi sona ermiş, evine doğru yürümek gibi efor sarf etmesine sebep olan bir işe kalkınca hayatı tepetaklak olur. Yolu üzerindeki iki serseriye haddini bildirdiği sırada elinden yaralandığını fark eder. Basit bir çizik olarak gördüğü yaranın üzerinde fazla durmaz. Ancak bir sonraki gün kendisini hiç olmadığı kadar dinç ve pozitif hisseder. Yıllardır alışık olmadığı bu durum karşısında neye uğradığını şaşırmaya kalmadan bambaşka bir hayatın kendisi için başladığını anlar.

Gece yarısından sonra mesaisi başlayan her türlü mahlukata meze olabilecek içeriğe sahip öykünün daha uzun olmasını, romans olmasını isterdim ne yalan söyleyeyim. Gayet farklı ve orijinal bir başlangıç yapıp yine aynı şekilde nihayete erdiğini görüyoruz. Karakter olarak yapılan seçim -yüz kilonun üzerinde, reflüsü olan bir gurme- ayrıca hoşuma gitti. Eğlenceli olduğu kadar heyecanlı bir öykü olmuş açıkçası. Belki ileride benzer bir hikayeyi roman olarak okuruz kim bilir. Üçüncü kişi bakış açısı ile okuduğumuz öyküde bu yaklaşım sanki film izliyormuşuz etkisi yaratıyor, güzel seçim.

Daha Neler Neler

Her biri diğerinden güzel öyküler barındırıyor kitap. Yukarıda yazdıklarım dışında klasik plaza usulü beyaz yakalı çalışma hayatını konu alan ve bana çok samimi gelen Figürin var mesela. İkili ilişkileri bambaşka bir açıdan ele alan, aşk için neler yapmaz ki insan dedirten Ağ var daha. Düşlere kem gözlerin işlemediğini, hayal gücünün sınırını kişinin azminin belirlediğinin en güzel örneği -ayrıca kendime çok yakın bulduğum- niteliğindeki Göze Göz Düşe Düş, okuyup ders alınması gereken nitelikte olmuş.

Ve daha neler neler. Tekinsiz öyküleri meze yapıp yanında romantik akşam yemekleri servis ediyor Murat S. Dural. Kullandığı akıcı dili, yarattığı karakterlerin samimiyeti ve okuyucuyu içine çeken kurgusu ile yazın hayatına çok iyi bir başlangıç yaptığını düşünüyorum. Yerli korku edebiyat arşivimizin yeni üyesi Kibrit Ev, türle ilgilenen herkesin eline alıp okuması gereken tarzda öykülerle okuyucunun karşısına çıkıyor.

Birbirinden tuhaf ve tekinsiz öyküler bu seferde karanlıktan korkanlara gelsin. Buyursunlar…

Bu yazı, "İthaki Kütüphanesi" adlı yazı dizimizin bir parçasıdır.

Yorumlar