Vahşi Kartlar Serisi – George R. R. Martin’e Doyamayanlara

Yüce ve Kudretli Kaplumbağa 

Evet, karakterin adı bu. Esasında çok güçlü (muhtemelen Dünya’daki en güçlü) telekinetik bir karakter. Fakat oldukça ezik ve sorunlu biri olan adamımız, en başlarda “süper kahraman olacam” diye gaza gelirken, bir arkadaşından hayatının dersini alır. Ondan sonra sadece süper güçlere sahip olmanın yetmeyeceğini öğrenir ve hurdalıktan kendisine eski bir Volkswagen Kaplumbağa türü araç bulur. Onun sağını solunu kapattıktan sonra içine oturur ve bu yeni “kabuğu” ile birlikte uçarak kahramanlık yapmaya başlar. Sonradan kabuğunu kuvvetlendirecek ve çeşitli kameralar, ses sistemleri vs. ile geliştirecektir. Kaplumbağa hem oldukça ağır olan kabuğu ve teçhizatını, hem de sıklıkla kabuğunun üzerine tutunmuş diğer karakterleri taşırken, bir yandan ölümcül derecede kuvvetli telekinetik darbeler savurabilir, bir şeyleri alıp çok kuvvetli şekilde sıkabilir ya da fırlatabilir. Fakat ikinci kitapta, kabuğunun dışında ne kadar vasat bir sosyal hayatı olduğuna, hatta kabuğa girmeden güçlerini kullanamıyor olmasına şahit oluruz. Yine de Vahşi Kart evrenindeki hem en bilinen hem de en kuvvetli karakterlerden birisidir.

Captain Trips 

Stephen King sevenlerin hatırlayacağı bir isme sahip olan bu karakter, normalde oldukça iyi niyetli bir hippi ve biyokimyacıdır. Yaptığı bazı özel karışımlar ile hem güçleri, hem dış görünüşleri hem de kişilikleri farklı olan altbenliklere şekil değiştirir. Bunların içinde gölgelere sarılıp gezebilen aşırı çevik ve efsanevi bir şekilde dövüşen Ayçocuk, Olimposlu tanrılara benzer bir karaktere sahip Yıldızışığı, duvarlardan geçebilen Kozmik Gezgin, yunusa dönüşebilen Aquarius gibi enteresan karakterler vardır.

Captain Trips ve "arkadaşları"

Captain Trips ve “arkadaşları”

Fortunato 

Tachyon’u ayrı tutarsak Dünya’daki en güçlü psişik olarak görülebilir, ki bazı konularda Tachyon’dan daha kuvvetli olması da şaşırtmaz. Fakat güçlerini açığa çıkarabilmesi ya da kuvvetlendirebilmesi için Tantrik ayinler yapması gerekiyor. Yine de bunu yapması pek zor değil, zira Fortunato aynı zamanda Jokerkent’in en bilinen muhabbet tellalı olarak çalışmaktadır. İlgi çekici güçlere, olaylara tamamen farklı açılardan bakan bir karaktere sahip olması ve kahraman olmasa da, doğru zamanda doğru şeyi yapması ile Fortunato, serinin çok nokta karakterlerinden biri olmayı hak ediyor.

Fortunato_w_geishas new

Çiftçi 

Esas ismi Daniel Brennan olan, Vietnam gazisi bir asker. En çok Punisher ile Hawkeye karakterlerini andırsa da özünde çok daha farklı bir tip. Tamamen iç huzuru arayan, bazı zen öğretilerini uzmanlaşmış silah ve dövüş yetenekleri ile birleştiren, çok tehlikeli bir karakter. Yukarıda verdiğim örneklerle olan benzerliği de, temelde güçleri olan adamların arasında bulunan “normal insan” olması. Fakat bu, özellikle çetelere ve mafyaya bulaşmış birden çok as ve jokeri öldürmesine engel olmuş değil. Hele ki yenilmez görünen, teleport gücüne sahip olan As ile dövüşü oldukça dikkate değer. Nedense ikinci kitapta sürekli “haydi yahu neden bu adam halen çıkmadı” diye epeyce beklediğimi itiraf etmem gerekir.

Daha önce de dediğim gibi, tüm karakterler sıralamakla bitmez. Serileri okuyanlar için internette tamamen Wild Card evrenine ayrılmış siteler var ve oradan hepsinin detaylarına ulaşmak mümkün. En çok ilgimi çeken, hikayelerde önemli rol oynayan ve görece daha büyük güçlere sahip olanlardan birkaçını örnek olarak vermekle yetiniyorum.

Bunların dışında başka uzaylılar, As ya da Joker olmayan diğer karakterler, insan olmayan bir robot gibi örnekler saymakla bitmez. Yine de serilerde “kötü adam” tanımına uyan karakter sayısı pek az. Zira George R. R. Martin’in tarzı bu. Hemen herkesin hem iyi hem de kötü özellikleri mevcut, hareketlerini rasyonalize edebileceğiniz durum ve davranışlara sahipler. Bu yüzden tıpkı Buz ve Ateşin Şarkısı serisinde (Game of Thrones) olduğu gibi çoğu karakter gri çizgiler üzerinde dolaşıyor.

Her ne kadar kısa hikayelerin tamamını Martin yazmasa da diğer yazarlar hem bu farklı karakterlere çok iyi can vermişler, hem de farklı anlatımları ile seriye renk katmışlar. Buna rağmen serinin editörlüğü ve ana hikayelerinin Martin’in elinde olduğu gerçeğini de unutmayınız.

Genel olarak bilim kurguyu, alt tür olarak süper kahramanları sevenler ve Martin Amca’dan vazgeçemeyenlere şiddetle öneriyorum. Herkese iyi okumalar.

Yorumlar