Warcraft’a Giriş Niteliğinde: Rise of the Horde

Warcraft evreni sert duruşu, doğruyla yanlışı farklı şekillerde anlatışıyla fantastik edebiyat sevenlerin çoğu zaman gözdesi olmuştur. İlk olarak strateji oyunları, ardından gelen MMORPG’si ile kurulan ve gelişen Warcraft’ın hikayelerini oyunlardan tam olarak alabileceğimize inanmıyorum. Çünkü bu tarz oyunlar grafik sanatçıların ve sanal ortamda anlatabildikleri kadar anlatabilen yazarların elinden çıkmış ürünlerdir. Ancak bizlerin hayal gücü ile süslenen Warcraft romanları oyunların tam olarak yapamadığı yapıyor; Warcraft evrenini bizlere tüm duygularıyla birlikte aktarıyorlar. Horde’un kuruluşunu, orkların Draenor’dan ayrılışını ve hatta Warcraft The Beginning’de de gördüğümüz Gul’dan’ın nasıl o kadar güçlendiğini bu kitaptan öğreniyoruz.

Her Şeyin Başlangıcı

Warcraft evreninde Gul’Dan ile birlikte orkların Draenor’u yaşanılamaz hale getirmeleri Azeroth’da başlayan hikayenin ana sebebidir. Ancak bundan öncesinde Draenor’un neden bu hale geldiği sorusu bambaşka bir hikayedir. Hikayenin nasıl başladığı, nasıl geliştiği ve nasıl sonlandığını sizlere özetlemeyeceğim elbette ama Warcraft evreninin günümüz kurgusuna oluşmasının temel sebebi bana kalırsa orkların kendi içlerinde çok muhafazakar olmalarından kaynaklanıyor. “Ancestor” dedikleri atalarına bağlılıkları onları tüm bu olanlara sürüklüyor. Bu durumun sorumlusu ataları değilse de orkların bu zayıf yanını kullanmasını bilen Kil’jaeden Draenor’un bu çocuklarını kendi amaçları için kullanıyor.

Rise of the Horde

Frostwolf klanının lideri Durotan

Kil’jaeden’in amacıysa Burning Legion’dan Velen’in önderliğinde kaçan Draeneileri orklara katlettirmek. Bunu yaparken hem Burning Legion’u kullanmıyor hem de yeni askerler kazanıyor. Yani Draenor’da başlayan hikayenin en temelinde de Draneilerin Burning Legion’dan kaçması ve Draenor’a yerleşmeleri oluyor.

Kitap Nasıl?

Kitap genel hatlarıyla başarılı diyebilirim. Kurgunun başlangıcı, gelişimi ve sonucu sayfalara çok güzel yedirilmiş. Orkların klan ilişkilerini, her 2 yılda bir tüm klanları bir araya getiren kutlamaları, evlilikleri ve dostluklarını okumak çok hoştu. Tüm bu hoşlukların yanında birçok fantastik kurguda yaşadığım bir durumu bu kitapta da yaşadım. Nedenini bilmem ama çoğu fantastik romandan sanatsal keyif ve merak uyandırıcı gelişmeleri bulamıyorum. Birçoğu belirli klişere kısılıp kalmışlar gibi geliyor. Rise of the Horde genel hatlarıyla başarılı olmasına başarılı ama Warcraft evrenini merak etmeyene kendisini sevdirir mi bilmiyorum. Hatta savımı bir tık daha öteye götürüp; fantastik edebiyat okuyan ama Warcraft’a ilgi duymayanlara kendisini çok nadir okutabilir.

Kitabı sizler okumadan evvel kitabın objektif bir bakış açısı olmadığını belirtmek istiyorum. World of Warcraft oyuncularının içinde bulunduğu Horde ve Alliance ayrımında kitap direkt olarak Horde tarafını seçenlere sesleniyor. Hikaye Horde’un hikayesi, tabii Horde’a yakın olacak diyebilirsiniz ama bir Alliance hayranı çok daha farklı bir paradigmadan okuyacağı için kitaba ve yazara daha farklı yaklaşacağını düşünüyorum. Evet, rengimi de belli etmiş bulundum. For the Horde.

Kitapla ilgili anımsatmak istediğim bir şeyse dilinin İngilizce olduğudur. Maalesef kitabımız İngilizce, Türkçe çıkar mı derseniz de bu konuda pek umutlu olmadığımı belirtmek durumundayım. Filminin dahi izlenme sayısı ülkemizde düşükken yayınevlerinin bu topa gireceğini sanmıyorum ama oldu ki yaparlarsa elbette çok güzel olur. İngilizce seviyesinin epey düşük olduğunu da eklemeliyim. Roman yazılırken tüm dünyadaki Warcraft hayranlarına göre yazılmış. Kısaca Fransız da okusun demişler, İspanyol da. Elbet Türk’de okusun…

Rise of the Horde’un Film ile İlişkisi Ne Durumda?

Warcraft filmini heyecanla beklemiştim, filmden zaten mutlu ayrıldım ancak sinemanın işleyişi ile ana kurgudan oluşan kitapların işleyişini aynı tutamazlardı. Kaldı ki tutmadılar. Rise of the Horde’u okuyunca anladım ki, film birçok soruya değil cevap vermeyi, o sorular yokmuş gibi davranmış. Böyle mi yapmaları gerekirdi sorusunun cevabını sinemayı benden daha iyi anlayanlara bırakmak daha iyi olsa da kısaca; Hollywood sinemasının sanattan çok zanaat olduğuna inandığımdan böyle yapmaya mecburlardı diyebilirim.

Gelelim aralarındaki ilişki düzeyine. Filmde Draenor’un son halini ve orkların Azeroth’a ilk akınlarını görmüştük. Kitap kronolojik olarak bundan öncesini anlatıyor zaten ama film öncesi demek yanlış olur çünkü sonuçlar aynı olsa da kurgusal işleyişler birbirinden çok farklı. Farklı yollardan aynı sonuca ulaşılmış. Kitapta Gul’Dan’ı daha iyi gözlemleyip Azeroth’a geçişlerindeki sancılı süreci daha iyi kavrayabilirsiniz.

Sonuç

Rise of the Horde Warcraft evrenine giriş yapmak, rol yapma oyunları oynatmak, Horde’u daha iyi anlamak için mükemmel bir tercih. Klanların durumlarına kadar detaylı bilgiye sahip olacağınıza inanıyorum. Bundan sonra ne okuyalım sorusunun cevabı için Goodreads’de epey başarılı bulduğum bir liste var. Bu listeye göre romanları okumak daha çok keyif almanızı sağlayacaktır

Yorumlar