Zekanın Dayanılmaz Yalnızlığı: Algernon’a Çiçekler

Peki Ya Duygular?

Kitap ilk sayfalarda biraz garip geliyor. Doğru. Charlie Gordon’un günlüğü ya da İlerleme Raporlarını okuyoruz ve başlarda bolca imla hatası ile karşı karşıyayız. Yazar bunu bilinçli yapıyor ve bu sayede okuyucunun hikayeye kendisini daha iyi verebilmesini sağlamayı başarmış. “İlerneme rapuru…” gibi başlayan kitap, devam ettikçe Charlie’nin gelişimi gözlemlememizi sağlayacak şekilde kompleks sorular ve çözümlemelerle devam ediyor. Yayınevi de bu duruma sadık kalarak çevirmiş, olması gerektiği gibi.

Tedavi başladıktan sonra Charlie’nin zekasındaki gelişim ve buna bağlı olarak duygusal anlamda ortaya çıkan sorunlar, etrafındaki insanlarla ilişkilerinin değişmesi en çok dikkati çeken nokta. 185 IQ değerine yaklaşan Charlie Gordon’un hayatındaki arkadaşlarını kaybetmeye başlaması ve insan ilişkilerindeki bozulmalar akla “İnsanlar kendilerinden zeki olanlara tahammül edemez.” düşüncesini getiriyor. Bir noktada haklı. İnsanoğlu kendini beğenmiş bir yapıda olma eğilimi gösterir. Ego her zaman tetikte bekler. Kimisinde asla sahneden çekilmez bile. Karşısındaki kişi tarafından zeka bağlamında aşağıda olmayı kaldıramayabilir, hatta küçük düştüğünü düşünebilir pekala. Bunun sonucu kişiler arası kıskançlık ve çekememezliğe kadar gider. Bunu hepimiz yaşıyoruz zaman zaman. Kaldı ki; Charlie’nin başına gelen durumda bundan başkası değildir. Zekası her ne kadar deha seviyesine ulaşsa da, karşısında kendisini takdir edecek dostlar bulamaz.

Yazar Daniel Keyes

Yazar Daniel Keyes

Kitabın dil olarak okuyucu yormayan bir havası var. Günlük şeklinde olduğundan birincil kişi anlatımı mevcut. Bu da okuyan kişinin kendisini hikayedeki kişi yerine koymasını, onun gibi düşünebilmesini sağlıyor. Bilimkurgu romanı olmasının yanında hikayesi sayesinde psikolojik etkileri sebebiyle “Acaba ben olsam ne yapardım?” sorusunu akıllara getiriyor. Geri zekalılıktan -kitabı okuduktan sonra kimseye söylememek gerektiğini anladım- dahi seviyesine yapılan yolculuk acaba bizde nasıl sonuçlar verirdi? Sanırım hepimizin Algernon’a verecek bir çiçeği olurdu.

Daha evvel “Kobay” adı ile yine aynı yayınevi, Koridor Yayıncılık etiketi ile okuduğum Algernon’a Çiçekler bilimin, bilimsel gelişmelerin insan psikolojisi üzerine etkileri ile ilgili okuduğum en iyi bilim kurgu kitabıydı sanırım. İnsan hayatının daha kolay ve daha huzurlu yaşanması için var olan bilimin, kişilerin duygularını nasıl etkileyip altüst edebildiğine güzel bir örnek. Kolay okunabilir yapısı ve insanı içine çeken anlatımı ile herkese tavsiye etmekten mutluluk duyarım. Çok resmi bir kapanış oldu.

Yorumlar