8 Dakikalık Oyun: Eight-Minute Empire
Doğru tercihler ve birazcık da şans… Eight-Minute Empire, size de kendi dünya imparatorluğunuzu kurma şansı veriyor; üstelik sadece 8 dakikada!
15 yıl kadar önce bilgisayarda tanıştığım Civilization serisinden beri, uygarlık geliştirme oyunlarına karşı özel bir ilgim var. Küçük bir şehir ile yapılan başlangıçlar, yeni yerleşimler kurarak sınırların genişletilmesi, bilinmeyen toprakların keşfi, çağ atlatan buluşlar ve teknolojiler, diğer uluslarla karşılaşmalar, diploması, ticaret ve savaş… Birçokları gibi benim için de oldukça cazip konular bunlar. Elbette, bu kadar kapsamlı konuları işleyen oyunların, ister bilgisayarda olsun ister masaüstü formunda, birkaç saatten kısa bir oynanış sunmaları pek mümkün değil. Süreyi kısmak için hikaye başta olmak üzere birçok şeyden ödün verilebiliyor. Hele bir de bütün bir oyunu 8 dakikaya sığdırmak gibi bir iddianız varsa, oldukça fazla şeyden ödün vermek zorunda kalabilirsiniz. Bakalım, böyle bir iddia ile karşımıza çıkan Eight-Minute Empire, bunu nasıl kotarmış?
Tarz
Öğle araları 4-5 kişi oynanabilecek strateji oyunu araştırmalarım sırasında dikkatimi çekmeyi başaran Eight-Minute Empire, en basit ifadeyle, bir “küp itekleme” oyunu. Evet, oyun literatürüne yeni bir terim katmış olabilirim, ama, arkadaşlar arasında bu oyun böyle tanınıyor. Oynanış, kartları da içerse de, oyun temel olarak, bölgelere ayrılmış oyun haritası üzerinde minik küp askerlerimizin manevralarına dayanıyor. Amacımız ise, olabildiğince çok sayıda bölgede, askerlerimizle sayıca üstünlük sağlayarak, en yüksek puana sahip olmak. Ancak aklınıza Risk oyunu gelmesin; Eight-Minute Empire’da savaş yok. Aynı bölgede, aynı anda, birden çok oyuncunun askeri bulunabilir. Önemli olan hangisinin fazla olduğu.
Oynanış
Her oyuncu, haritadaki ortak başlangıç bölgesine yerleştirdiği 3 asker ve bir miktar da para ile oyuna başlıyor. Oyun boyunca para kazanma söz konusu değil, harcamalarınıza dikkat etmelisiniz. Özellikle, sermayenizin yarısını daha oyunun başında harcayıp, geri kalan zamanda ise kısmetinize düşecek beleş kartlarla idare etmek istemiyorsanız, açılışta, ilk oyuncuyu belirlemek için yapılan kapalı teklif sürecinde, temkinli olmakta fayda var.
İlk oyuncu olarak belirlenen kişi, oyun haritasının yanında açık olan 6 karttan birini tercih ederek oyuna başlar. Bu kartlardan ilki bedava, ikinci ve üçüncüler 1 lira, sonraki ikisi 2 lira ve sonuncusu 3 lira. Evet, birincimiz, ilk olmak için ödediklerine ilave olarak, bu kart ücretini de ödemek zorunda! Elbette, bu tüm oyuncular için geçerli; sırası gelen her oyuncu, açık kartlardan birini seçip ücretini ödeyecektir. Ancak işin güzel yanı, tercih edilmeyen kartlar zamanla ucuzlayıp daha cazip hale gelebiliyor. Bir kart seçildiğinde, kendisinden daha pahalı olanlar, onun yerini dolduracak şekilde sola kaydırılıyor (sonraki oyuncular için ucuzlamış oluyorlar) ve 3 liralık yeni bir kart açılıyor.
Yeni bir kart alan oyuncu, kart üzerinde sembolize edilen hamleyi gerçekleştiriyor. Hamleler, başlangıç noktasına veya oyuncuya ait şehirlerden birine yeni asker takviyesi yapmak, haritadaki mevcut askerleri karadan veya denizden hareket ettirmek, şehir kurmak ve son olarak, rakip askerlerden birini oyun dışı bırakmak ile sınırlı. Bu sonuncusun oldukça nadir bir hamle olduğunu belirtmeliyim.
Kartlar, yapabileceğiniz hamleleri belirlemenin yanında, şimdiye kadar bahsetmediğimiz bir özelliğe daha sahip: havuç, kömür, yakut gibi çeşitli kaynakları içeriyorlar. Aynı kaynaktan olabildiğince çok kart biriktirip, bu şekilde de puan kazanabiliyoruz. Biriktirdiğiniz kart sayısı arttıkça, getirdiği puan da yükseliyor: 2 kart 1 puan, 6 kart 5 puan gibi. Puanlar kaynağa göre değişiyor.