Civilization: A New Dawn – Uygarlığın Temelleri Sarsılıyor!
En büyük kutu oyunu firmalarından Fantasy Flight Games, son yıllarda büyük IP’lerle ortak çıkardıkları oyunlarda, kendinden beklenmeyecek cesarette işlere imza atıyor. Öyle ki, firmayı eskiden fazla güvenli oynamakla suçlayan bizler, artık bazen “keşke biraz daha güvenli oynasaydınız” diyebiliyoruz. Hatta orijinallik konusunda Magic the Gathering’in babası Richard Garfield’le birlikte çıkarmak üzere oldukları KeyForge ile sınırları zorluyorlar. Tabii ki alınan riskler kimi zaman başarı getiriyor, kimi zaman da hayal kırıklığı. Sid Meier’ın efsane oyunu Civilization üzerine kurdukları yeni oyunları Civilization: A New Dawn’da da yeni şeyler denemiş Fantasy Flight Games. Bakalım başarılı olmuşlar mı?
Neden Yeni Bir Civilization?
Bilen bilir, Civilization’un kutu oyunu hakları 2010’dan beri Fantasy Flight’taydı ve Sid Meier’s Civilization adı altında yayınladıkları oyun, tematik olarak enfes olsa da, mekanikler açısından pek tat vermeyen, bakması güzel ama oynaması keyifsiz bir oyundu. Pek çok dengesizliğin yanı sıra, herkes hızlı oynasa bile 5-6 saat sürebilen oyun, tabii ki buluşmaların gözdesi değildi. Ama biz oyun severler hem uygarlık kurma temasını, hem de 4X oyunları seviyoruz ve Fantasy Flight Games de bunun gayet farkında. Hele ki rakip oyun Through the Ages minimal değişikliklerle reboot edilip hatırı sayılır bir ticari başarı yakalayınca, Fantasy Flight Games boş durmadı, meyve vermeyen ağacı kesip yenisini dikti.
Dikkat ettikleri unsurlar elbette belliydi. Öncelikle kuralları konsolide edip oyun süresini radikal biçimde kısalttılar. Feda edebilecekleri hangi mekanik varsa oyundan çıkarttılar, alışılmış Civilization aromasından mümkün mertebe feragat etmeden. Daha sonra oyunun mekaniklerini ve görüntüsünü modernize ettiler. Hem yeni altıgenli Civilization oyunlarına uydurmak için, hem de modern kutu oyunlarına. En sonunda da tüm mekanikleri oldukça yenilikçi bir aksiyon sistemine bağladılar ve paketlediler.
Pekiii Neler Gitti?
Her şeyden önce kalabalık yaratan hemen her şeye teşekkür edilmiş. Savaş gücü, popülasyon, farklı üniteler, binalar, teknolojik çeşitlilik, üretim gücü vs. artık oyunda yok. Bunların tamamı teknolojiye yedirilmiş ki zaten artık oyunun döndüğü yer orası. Aşağıda daha detaylı değineceğim. Oyun kökten değişmiş, benzer mantıkta kalan tek şey dünya harikaları (zaten onlar da olmazsa olmaz). Sonuçta oyun aşırı mı sadeleşmiş, yorumumu sonra yapayım ama özetle kabul edilebilir bir oyun süresine anca çekilmiş. Eğer grubunuz oyunu biliyorsa bir ila iki saat içerisinde oynanabiliyor ki bence bu derece kısa bir uygarlık oyunu yapmak için her türlü fedakarlığa değer. Şahsen benim kısa oyunlara ihtiyacım var.
Pekiii Neler Geldi?
Gidenlerin yerine pek çok yenilik de gelmiş elbette. Bir kere ciddi anlamda modifiye edilebilir bir oyun haritası gelmiş. İkincisi şehir kurmak artık çok kolay ve bolca şehir kurmak oyunun ana dinamiklerinden. Üçüncüsü şehir-devletler oyuna eklenmiş ve buna bağlı olarak dördüncüsü işleyen bir diplomasi ve beşincisi işleyen bir ticaret oyunda yer bulmuş.
Ama asıl yenilik oyunun temel aksiyon mekaniğinde. Dikkatli dinleyin, çünkü benzerlerinden biraz farklı işliyor bu mekanik. Her oyuncunun önünde 1’den 5’e rakamlar içeren birer fokus çubuğu var ve beş temel aksiyonunuzu (kültür, üretim, ticaret, savaş ve teknoloji) bunların altına diziyorsunuz. Fokus çubuğunda 5 rakamının altına gelen aksiyon en yüksek verimlilikte çalışırken, 1’in altındaki aksiyon, tam tersine çok verimsiz çalışıyor. Ayrıca kullandığınız aksiyon kaçıncı sırada olursa olsun 1’e dönüyor ve solunda kalan aksiyonları birer sağa kaydırıyor (yani verimliliklerini bir artırıyor) ki kitapçıkta dikkat çekilmeyen durum, 5’teki aksiyonu kullanmak sonraki turlar için diğer 4 aksiyonu da güçlendirirken, 1’deki aksiyonu kullanmak kendi verimsizliğinin yanı sıra, hiçbir aksiyonu güçlendirmemiş oluyor. Verimlilik olayı ise her aksiyonda farklı.
Oyunda sıra hangi oyuncuya gelirse bu 5 aksiyondan birini seçip gerçekleştiriyor. Olay bundan ibaret ama yapacağınız pek çok hareket aksiyonlarınızı daha güçlü hale getirecek. Şimdi bu beş temel aksiyona değineceğim ki, oyunu daha iyi anlatabileyim.
Aksiyonlar
Üretim: Bu aksiyon iki şekilde çalışıyor, birincisi kontrol ettiğiniz topraklara belirli bir uzaklığa kadar şehir kurma, ikincisi ise dünya harikası yapma. Dünya harikaları belirli bir puan yakalamanızı istiyor ki bu puanı yakalamanın yolu aksiyonu gerçekleştirdiğiniz fokus rakamı (şu 1’den 5’e olan), harcadığınız kaynaklar ve ticaret ile aldığınız kutucuklardan harcamak. Fokus rakamının şehir kurmadaki etkisi ise farklı yer şekillerine şehir kurabilmek. Genel olarak çöl ve dağ gibi yerlere kurulan şehirlerin defans bonusu çok daha yüksek oluyor.
Kültür: Şehirlerinizin etrafındaki altıgenlerin iki tanesini kontrol etmenizi sağlıyor. Bu kontrol de saldırı ve şehir kurma mesafenizi artırıyor, ayrıca kontrol ettiğiniz bölgeleri daha sonra silahlandırabiliyorsunuz. Ayrıca denizler hariç tüm çevresi kontrol edilmiş şehirler “büyük şehir” halini alıyor ve hem çeşitli bonuslar veriyor, hem de ticaret için karavan çıkartabiliyor. Fokus çubuğunun bu aksiyondaki bonusu ise daha zor yer şekillerini kontrol edebilmeniz.
Ticaret: Başkentinizden ya da büyük şehirlerinizden karavan çıkartarak rakip oyuncuların şehirlerine ya da şehir-devletlere gönderebiliyorsunuz. Karavan hedefine tek seferde ulaşmak zorunda değil ama ortalıkta duran karavanlar pek güvende olmuyor, barbarlara yem olabiliyor. Ticaretini yapan karavan, hem aksiyonlarınızı güçlendiren ticari eşyaları kazandırıyor, hem de her oyuncudan ve şehir devletinden bir defaya mahsus olmak üzere bir global bonus kazanıyorsunuz. Örneğin oyunculardan diğer oyunculara saldırı desteği gibi destekler alabiliyorken, şehir devletlerden kalıcı dünya harikası yapma puanı kazanabiliyorsunuz. Fokus çubuğunun bu aksiyondaki etkisi ise karavanı daha zor yer şekillerinden geçirebilmek.
Savaş: Bu aksiyon da üretim gibi çift seçenekli. Ya kontrol ettiğiniz bölgeleri silahlandırıp defanslarınızı güçlendiriyorsunuz ya da rakip oyunculara, şehir-devletlere ya da barbarlara saldırıyorsunuz. Saldırıda fokus çubuğu direkt saldırı gücü veriyor. Güçlendirmede ise kaç altıgen güçlendirebileceğiniz fokus çubuğundaki sıraya bakıyor. Önemli olan şu ki çevre altıgenleri güçlendirilmemiş şehirler çok kolay yem oluyor, her daim dikkat edin.
Teknoloji: Dananın kuyruğunun koptuğu yer de burası. Teknolojik araştırma ile tüm bu 5 aksiyonunuzu da kalıcı olarak güçlendirebiliyorsunuz. Fokus sırası ve ticari eşyaların da bonuslarıyla birlikte güçlenen teknolojiyle aksiyonlarınıza önemli bonuslar alabiliyorsunuz. Oyunun başında 1. çağda başlayan her aksiyonun toplam 4 seviyesi var ve her seviye giderek güçlenen (ama tam da birbirinin upgrade’i olmayan) bonuslar veriyor.
Ya Oyun Nasıl Kazanılıyor?
A New Dawn’a zafer koşulu (victory condition) mantığı gayet güzel yedirilmiş. Kutudan çıkan toplamda 5 zafer kartından rastgele 3’ü her oyunun başında açılıyor. Her bir kartta da 2’şer zafer koşulu var ve açılan üç karttan birer zafer koşulunu yerine getiren oyuncu oyunu kazanıyor. Bu koşullar, belirli renkten iki dünya harikası yapmak, belirli sayıda şehir kurmak, belirli bir teknolojik gelişmeye imza atmak gibi şeyler.
Bu zafer koşulu çeşitliliği oyuna bir miktar yeniden oynanabilirlik kazandırıyor. Ama olay bununla da sınırlı değil. Oyunda seçebileceğiniz farklı bonuslar veren farklı milletler, oyununuzu ciddi anlamda değiştirebilen 24 adet dünya harikası, haritasal çeşitlilik ve bir miktar da şans faktörü, oyunu en az 10-15 kere sıkılmadan oynayabilmenizi sağlayacaktır (ki bu fena bir rakam değil). Şans faktörü demişken, savaşlarda atılan zarlar, sağa sola koşturan ve topraklarınıza saldıran barbarlar gibi şeyler var. Ben aşırı şans faktöründen nefret eden biri olarak rahatsız edici bulmadım, şans daima Civ’de bir etmen olmuştur ama bu oyunda da mızrakçıların uçakları dövmesini sağlayabilecek bir şans faktörü yok.
Biraz Sevelim, Biraz da Dövelim
Peki oyunun hiç eksisi yok mu? Var, hem de önemli konularda. Ve gördüğüm kadarıyla internette oyuna ayılıp bayılanlar da var, nefret edenler de. Ama ben öncelikle kendi düşüncemi yazayım, bu süre için bu oynanabilirlik dozunda ve oyunun eksileri de genişleme paketleri ile giderilemeyecek şeyler değil. Peki bu eksiler ne?
Öncelikle aksiyonlar arası dengesizlik. Oyunun başlarında beş aksiyon oldukça eşdeğer ama oyunun ortalarından itibaren çift işlevli iki aksiyon (savaş ve üretim) inanılmaz değer kazanmaya başlıyor ve üst üste onları basmak istiyorsunuz. Bence atak ve defans güçlendirme ya da şehir ve dünya harikası yapma aynı aksiyonlara bağlanmamalıydı, zira örneğin savaşçı bir yol izliyorsanız ya atağınızdan ya da defansınızdan kısmak zorunda kalıyorsunuz ve önünüzde sürekli istemediğiniz kültür, ticaret vb. duruyor. Bir şekilde ya diğer 3 aksiyon da güçlendirilmeli, ya da çift işlevli aksiyonların dağılımı bir şekilde değişmeli. Özellikle şu andaki haliyle kültür aksiyonları hem güçsüz, hem de eğlencesiz. Belki din ya da casusluk gibi ek bir işlev ileride eklenerek bu aksiyon iyileştirilebilir.
Taktiksel derinliği düşüren ama oyun süresine bir katkısı olmayan bir diğer eksik de teknolojik çeşitliliğin olmaması. Misal 2. seviyede herkesin üretim aksiyonu aynı. 3. ve 4.’de de öyle. Ve bunların getirdikleri bazı bonuslar, oyun taktiğinizle örtüşmüyor. Bence her seviyede bir kaç teknolojik seçenek hiç de fena olmazdı. Civilization oyunlarındaki teknoloji ağacı havasını kazandırması da cabası olurdu.
Sonuç olarak Civilization: A New Dawn benim için yeni bir nefes ve asla bir hayal kırıklığı değil ama çok çok daha iyi olabilir. Ben kendine has mekaniğini çok sevdim ve kısa süresiyle de tatmin etti. Oyun için henüz bir genişleme paketi açıklanmış değil ancak çıkmadık candan ümit kesilmez, zira Fantasy Flight Games oyunu her bastığında 1 ay içerisinde tükeniyor. Şu sıralar fiyatının yüksek olduğuna da bakmayın, yeniden baskı yolda, yakında düşecektir.
Hepinize bol oyunlu günler dilerim.