Issız ve asfalt eriten bir gün. Asfalt yok tabii, her yer alabildiğine kum. Yaklaşan trenin sesi ve rüzgarın belli belirsiz ıslığı dışında başka bir ses yok. Tren yavaş ama kararlı bir şekilde ilerliyor çölde, yolcular tedirgin, çöl kadar ıssız çünkü güven duygusu. Tekinsizlik, etrafta kuma gömülmüş iskeletlerin parlayan yüzlerinden akıyor.

İşte böyle bir ortamdayız. Atlamışız vagona, aklımız yolculuğun ganimetlerinde. Yalnız değiliz, belki arka vagonda belki de yanı başımızda oturanlar da aynı şeyin peşinde… Yavaş ve derinden gelen mızıka sesini duyuyorsunuz sanki. Oyun değil sanki bir film sahnesi.

Vagonlarda duran adamınızla bir sonraki hamlenizi düşünürken, rakibinizle pis pis bakıştığınızı hayal edebiliyorsunuz rahatlıkla. Bu bir soygun oyunu. Bu soygunda yalnız da değilsiniz. Herkesin amacı daha çok para kazanmak. Herkesin yeteneği ayrı. Birbirinizin rakibisiniz ama asıl düşman lokomotifteki şerif.

Oyunun beni içine alan tarafı, rakibinizin asla tahmin edemediğiniz hamleleri tamamlandığında ortaya film gibi bir aksiyon çıkması. Yumruklar, kurşunlar havada uçuşurken siz alabildiğiniz kadar parayı almaya çalışıyorsunuz.

Peki, şimdi ortamı hissettik biraz detaylara inelim. Her şeyden önce kutunun içerisinden ince ayrıntıları düşünülmüş, kaliteli malzemeden lokomotif ve vagon seti çıkıyor. Kurulumu tamamladıktan sonra elinizde muhteşem bir tren seti oluyor. Üstelik oyunun havasına girmeniz için kaktüsü, taş gibi çevresel unsurları da eksik değil.

Tren seti gerçekten de çok güzel değil mi?

Lokomotif ve vagonları kurup ahşap figürleri de trene yerleştirdiğiniz zaman masanın üzeri sete dönüşüyor. Colt Express’in mekaniği de zaten oyunun bir film gibi akmasına imkan sağlıyor. Bir de anlatıcı özelliğine sahip bir oyuncunuz varsa arkadan da Ennio Morricone çaldığında, alın size vahşi batı.

Soyguncuların her birinde, kendine has karakteristik bir özellik bulunmakta ve oyunu direk etkileyecek güçte. Oyuncuların yapabileceği belirli hamle kartları var. Bu kartlarla yan vagona geçebilir, vagonun üzerine çıkabilir, diğer soygunculara ateş edebilir, aynı vagona düştüğünüz soyguncuya yumruğu yapıştırıp para keselerini yere düşürebilir, yerdeki paraları cebe indirebilir, hatta ve hatta lokomotifte bulunan şerifi harekete geçirebilirler.

Oyunun en eğlenceli kısmı kartların oynanmasında saklı. Oyun trenin beş turluk yolcuğu boyunca sürüyor. Her tur bir hareket kartı açılıyor ve o kartta trenin ne kadar gideceği ve hangi şartlarda gideceği belirtiliyor. Tren normal yolunda giderken birden tünele gidebiliyor, bazen hızlanıp bazen tersine dönebiliyor. Tren tünele girdiğinde kapalı hamle, hızlandığında ise çift hamle yapılıyor.

Her turun başında oyuncular önlerindeki destelerinden altı kart alarak hamlelerini o kartlardan seçiyorlar. Vuruldukça bu desteye işe yaramayan kurşun kartları giriyor. Oyuncular hamle kartlarını turun sonuna kadar ortaya koyuyorlar. Bütün kartlar konduktan sonra sırasıyla ilk konan karttan son karta kadar hamleler sırasıyla gerrçekleştiriliyor. Bu dakikadan sonra oyun oyun o kadar gerçekçi ki, yumruğu suratınızda hissediyorsunuz. Kurşunlar elinize doluyor ve onlar yüzünden hamle yapamadıkça sızım sızım sızlıyor eliniz.

Tren beş turluk yolculuğunu tamamladıktan sonra soygunculardan en çok ateş eden silahşör, 1000 $’lık ödülün sahibi oluyor. Soygunculardan en çok paraya sahip olan da oyunun galibi oluyor.

Colt Express konsept, oyun mekaniği, tasarımı ve baskı kalitesiyle otoriterlerden tam not alarak 2015 yılının oyunu seçildi. Baskı kalitesi gerçekten de çok güzel olmuş, lokomotifi ve vagonları elinizden bırakamıyorsunuz.

Oyun, genel olarak basit ve hızlı anlaşılır yapısıyla, iki kişiden altı kişiye kadar eğlenceli ve hızlı bir oyun vaad ediyor. Ben oynamaktan çok keyif alıyorum ve ciddi oyunlara başlamadan önce ısınmak için tüm oyunseverlere öneriyorum. Vahşi batı şansı yanınızda olsun!