Imperial 2030 – Dünya Yanarken Ellerini Ovuşturan Adamlar
Kutu oyunları arasında alan kontrolü mekanikli, bol savaşlı oyunların ayrı bir yeri vardır. Bu tür oyunlar, makro ölçekte bir savaşı simüle ederken, oyuncularda da sürekli daha fazlasına sahip olmak için rakiplerini ezme isteği uyandırır. En popüler kutu oyunlarından Risk ve Game of Thrones, bu tip oyunlara biri basitliğiyle, diğeri renkli mekaniğiyle iyi birer örnek.
Ama bazı oyuncular için bu mekaniğin en iyi oyunu, oldukça karmaşık yapısına ve GoT kadar renkli olmayan içeriğine rağmen, Imperial ve selefi Imperial 2030’dur. Çünkü diğer oyunlarda siz kahraman bir komutanı canlandırırken, Imperial’da ülkeleri ölüme sürükleyen sinsi bir yatırımcısınız. Yani o malum aileler ya da Illuminati gibi birşeysiniz.
Biri 2006, diğeri 2009 yılında çıkan bu iki oyun, aslında çok benzer oyunlar. Vanilya oyun 20. yüzyılın başında, 1. dünya savaşının arifesinde, Avrupa’da geçiyor ve özünde siz 1. dünya savaşını çıkarıyorsunuz, 2030’da ise adından da anlaşılabileceği gibi 3. dünya savaşını çıkarıyorsunuz ve bu sefer arenanız tüm dünya (kötü adam kahkahaları). Çoğu mekaniği aynı olan bu iki oyundan, haritası ve gelirleri daha dengeli olan 2030’u ele alarak yazıya devam edeceğim.
2 ila 6 kişi ile oynanan standart bir Imperial oturumunun başında, oyunculara Amerika, Brezilya, Avrupa, Rusya, Çin ve Hindistan ülkelerinin bir miktar hissesi dağıtılıyor. Bir ülkenin en çok hissesi kimdeyse, o kişi o ülkeye ait tüm kararları veriyor. Bu kararlar, (Puerto Rico ve Race for the Galaxy gibi oyunlarda olduğu gibi ama önemli bir farkla) rol seçimleri ile yapılıyor, ancak bu rol seçimleri bir çarkın üzerindeki aksiyonları seçerek yapılıyor ve bir aksiyondan diğer bir aksiyona ancak çarktaki sırayla gidebiliyorsunuz (arada 2 aksiyonu atlayabilirsiniz, ancak daha fazlası için para veriyorsunuz). Imperial, ünlü oyun tasarımcısı Mac Gerdts’in “rondel” adını verdiği bu sistemi kullanarak tasarladığı ikinci oyunu. Bu sistem sayesinde oyuncular, aynı aksiyonu yukarıda bahsettiğim Puerto Rico gibi oyunların izin verdiği gibi iki ya da daha fazla kere üst üste seçemiyor. Bunun yerine aynı aksiyonu tekrar yapmak için birkaç tur beklemek zorunda kalıyor.
Ama oyunun en farklı tarafı rondel sistemi değil. Asıl özelliği, oyuncular ve ülkelerin ayrı birer olgu olması. Oyuncuların ve ülkelerin kasaları ayrı ve tüm aksiyonları aslında oyuncular değil, ülkeler yapıyor. Bir oyuncu birden fazla ülkeyi aynı anda kontrol edebileceği gibi, hiç bir ülkeyi kontrol etmeyebiliyor da.
Oyunda ülkelerin seçtiği rollerle ülkeler fabrikalar yapıyor, üniteler basıyor, bu ünitelerle savaşıp topraklarını genişletiyor, sonra bu genişleme oranında vergi alıp, hem bir yandan daha çok gelişip, hem de yatırımcılarını zengin ediyor. Yatırımcılar ise kazandıkları bu parayla ister aynı ülkeye, ister başka ülkelerin hisselerine yatırım yapabiliyor.