Heavy Metal Konsept Albüm Dosyası – Bölüm 5
-
Serkan Özay
- Müzik
- 6 Kasım 2014
Birbirinden ilginç fantastik ve bilimkurgu hikayeler anlatan heavy metal albümleri mercek altına alan yazı dizisine kaldığım yerden devam ediyorum.
Şansa bakın ki, alfabetik olarak sıraladığım grup isimleri, hikaye açısından diğerlerine nazaran daha bir dolu dolu olan üç albümü bir araya getirdi ve yazının öncekilere nazaran daha uzun olmasını sağladı. Bu yüzden lafı fazla dolandırmadan aradan çekiliyor ve yazıyla sizleri başbaşa bırakıyorum:
13. Queensryche – Operation: Mindcrime
Nikki, gözlerini hastanede açar. Geçmişinden bazı kesitler dışında ne olup bittiği konusunda hiç bir şey hatırlayamamaktadır. Kendisinden pek hoşlanmadığını pek gizleme ihtiyacı duymayan bir hemşirenin ziyaretinden sonra Nikki, tüm geçmişini yavaş yavaş hatırlamaya başlar…
Nikki bir eroin bağımlısıdır. Yaşadığı çevrede şahit olduğu ekonomik eşitsizlik, yozlaşma ve politik ikiyüzlülük, onu devrim yapmayı hedefleyen radikal bir örgüte katılmaya itmiştir. Örgütün başında, politik ve dini bir demagog olan Doktor X bulunmaktadır. Doktor X, eroinle birlikte kullandığı bir tür beyin yıkama tekniğiyle Nikki’yi gibi bağımlıları suikastçi olarak kullanmaktadır. Beyni yıkanan kişiler, Dr. X kendilerine “Mindcrime” dediği anda, hedef gösterdiği kişileri sorgulamadan öldürecek ve sonrasında hiç bir şey hatırlamayacak kuklalara dönüşecektir.
Nikki, örgüt için çalışan Rahip William’a yardım ederken, kilisede yaşayan rahibe Mary ile duygusal olarak yakınlaşmaya başlar. Mary, eskiden fahişelik yapmış ancak şimdilerde tövbe etmiştir. Mary’nin hayatında yaptığı radikal değişimler, Nikki’nin gözlerini açar ve Dr. X için yaptıklarını sorgulamaya başlar.
Nikki’nin kafasının karışmaya başladığını fark eden Dr. X, ona rahibi ve Mary’yi öldürmesini emreder. Nikki, kiliseye giderek rahibi öldürür, ancak Mary ile karşılaşınca emri yerine getiremez. Gece boyunca ne yapacaklarını tartışan çift, sonunda birlikte organizasyondan çıkmaya karar verir. Dr. X, aldığı kararı kendisine açıklamaya gelen Nikki’ye, onun bir eroin bağımlısı olduğunu, günlük dozunu ise ancak kendisinden alabileceğini hatırlatır. Kafası bir kere daha karışmış halde Mary’ye dönen Nikki, onu ölü olarak bulur!
Mary’yi Dr. X’in verdiği emir sebebiyle kendisinin mi, yoksa Dr. X adına bir başkasının mı öldürdüğünden emin olamamaktadır. Çıldırmanın eşiğine gelen Nikki, Mary’nin adını haykırarak kendini sokaklara atar. Bir süre sonra polis tarafından yakalanır ve üstünde Mary ve Dr. X adına işlenmiş başka cinayetlerde de kullanıldığından şüphelenilen bir tabanca bulunur.
Akıl hastanesine yatırılan Nikki, tv’de politik cinayet haberleri duyarak uyanır ve hiç bir şey hatırlamamaktadır…
Yayınlandığı dönemde altın ve platin plak alan Operation: Mindcrime hakkında yazılabilecek en iyi anektod, Iron Maiden vokalisti Bruce Dickinson’un ağzından çıkmıştır: Dickinson, Seventh Son of a Seventh Son albümünü yayınladıktan sonra Operation: Mindcrime’ı için “Bizim yapmak istediğimizi bizden daha iyi yapmışlardı” yorumunu yapmıştır.
Operation: Mindcrime, Operation: Livecrime adlı mükemmel bir konser videosu ile taçlandırılmıştır. Sahneyi, şarkı aralarında hikaye anlatımını destekleyen videolar ve animasyonlar süslerken, Mary’yi canlandıran konuk solist Pamela Moore ile Operation: Livecrime, rock tarihinin en önemli konser videolarından biri haline gelmiştir.
Queensryche, Operation: Mindcrime’ın yayınlanmasından 18 yıl sonra Operation: Mindcrime II adlı bir devam albümü çıkarmıştır. Ancak ne Dr. X rolünü üstlenen merhum Ronnie James Dio’nun albümdeki varlığı, ne de profesyonel oyuncular tarafından düzenlenen teatral sahne şovları, albümün ilkinin kötü bir yansıması olmasının önüne geçememiştir.
Dikkat Çeken Parçalar:
- Revolution Calling
- The Mission
- Suite Sister Mary
- I Don’t Believe in Love
- Eyes of a Stranger
14. Rhapsody – Symphony of Enchanted Lands
Buz Savaşçısı’nın, diyarlarda büyük katliamlara sebep olan Kara Kral Akron’u yenebilmek için Zümrüt Kılıç’a ihtiyacı vardır. Bunun için de önce “Erdemin 3 Anahtarı”na sahip olması gerekmektedir.
Savaşçı, ilk anahtarı “Gölgeler Aynası”na bakıp en derin korkularıyla yüzleşerek elde eder. İkinci anahtar için ise büyü etkisi altındaki ejder Tharos’la savaşması gerekmektedir. Uzun süren savaş sonunda ejder mağlup olur. Ancak Savaşçı, onu öldürmek yerine büyünün etkisinden çıkmasını sağlar. Böylece Tharos ve Savaşçı dost olurlar.
Savaşçı’yı sırtına bindiren Tharos, üçüncü ahantarın bulunduğu, Ikaren Altarı’nın olduğu mağaraya doğru uçar. Burada, ikiliyi karşılayan büyücü Aresius, Savaşçı’ya Fildişi Kapılar’dan mükemmel güzellikte bir vadiye açılan geçidi gösterir. Vadi boyunca uçan Tharos ve Savaşçı, Zümrüt Kılıç’ın saklandığı söylenen Abyss’in Kara Kalesi’ne giderler. Kalede kendilerine saldıran kanatlı iblisler ve “Zümrüt Kılıcın Koruyucusu”yla savaşırlar. Savaşçı neredeyse Koruyucu tarafından öldürülecekken Tharos tarafından kurtarılır. İkili, birlikte Fildişi Kapılar’a geri döner.
Ancak Savaşçı, Tharos’un aldığı yaranın ölümcül olduğunu ancak burada fark eder. Tharos kısa bir süre sonra yaşamını yitirir. Savaşçı, öfkeyle Kara Kral Akron’u kendi elleriyle öldüreceğine and içer…
Symphony of Enchanted Lands, “Emerald Sword Saga” adlı tam 5 albümlük konsept serisinin ikinci albümüdür:
- Legendary Tales (1997)
- Symphony of Enchanted Lands (1998)
- Dawn of Victory (2000)
- Rain of a Thousand Flames (2001)
- Power of the Dragonflame (2002)
Rhapsody (sonradan telif sebebiyle değişen ismiyle, Rhapsody of Fire), Hollywood Metal adını verdikleri tarzla kendi dönemlerinde müzikal seviyesi çok yüksek işlere imza atmış bir gruptur. 2000’li yıllardaki başarıları, Christopher Lee’nin katılımıyla kaydettikleri Symphony of Enchanted Lands II’ye kadar sekteye uğramadan devam etmiştir.
Ancak sonraları isimleri hakkında açılan telif davası, anlaşmalı oldukları Circle Music’le (Manowar’dan Joey DeMaio’nun şirketi) yaşadıkları davalık olan sorunlar, grup üyelerinin solo projelere yönelmesi ve sonunda grubun kurucularından Luca Turilli’nin gruptan ayrılmasıyla maalesef Rhapsody’den geriye artık pek bir şey kalmamıştır.
Dikkat Çeken Parçalar:
- Emerald Sword
- Eternal Glory
- Beyond the Gates of Infinity
- Wings of Destiny
- The Dark Tower Of Abyss
15. Savatage – The Wake of Magellan
Albüm, iki farklı gerçek olaydan esinlenerek hazırlanmıştır. İlki, gerçekleştiği dönemde kamuoyunda “Maesrk Dubai Olayı” adıyla adlandırılan trajik bir olaydır.
1996 yılında, Maersk Dubai adlı, Tayvan bandıralı gemide 2 Romen asıllı kaçak yolcu yakalanır. Kaptan, kaçak yolcuları karadan 70 kilometre uzakta, derme çatma bir sal üstünde denizin ortasına bırakır. Bir kaç ay sonra üçüncü bir kaçak yolcu daha bulunur ve o da kaptan ve tayfası tarafından bıçak zoruyla denize atılır. Bir dördüncü kaçak yolcu ise Filipinli bir tayfa tarafından keşfedilir. Ancak tayfa, kaptana olayı rapor etmeden kaçağı saklamaya karar verir. Gemi, Kanada’nın Halifax limanına vardığında kaçak yolcu ve 8 Filipinli tayfa, gemiden atlayarak yetkililere olayları ihbar ederler.
Kanadalı yetkililerin gemiye baskın yapmaları ve sonrasında Tayvanlı kaptan ve tayfasının birinci dereceden cinayetle yargılanmaları sırasında bürokratik bir kriz yaşanmıştır. Zira dava sürecinde uluslararası deniz hukuku mevzuatındaki bazı maddelerle ilgili soru işaretleri ortaya çıkmıştır.
Sağ kalan kaçak yolcu, şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşamaktadır. Kanada’da kalmaya karar veren 4 Filipinli tayfadan 3’ü sahil güvenlik olarak hayatlarına devam etmektedir. Dava süresince Filipinli tayfanın aileleri, kendi ülkelerinde Maersk’in yolladığı aracılar yoluyla tehdit edildikleri için saklanmak zorunda kalmışlardır.
Albüme ilham veren diğer olay ise, İrlanda’lı gazeteci Veronica Guerin cinayetidir. Ülkesindeki uyuşturucu tacirleriyle ilgili korkusuzca kaleme aldığı yazı dizileri sebebiyle, 1995 yılında bacağından vurulmuş, ancak inatla araştırmalarına devam edeceğini açıklamıştır. Daha sonra cezaevinde suçunun cezasını çeken bir uyuşturucu taciriyle yaptığı ropörtaj sırasında saldırıya uğrayan ve tehdit edilen Guerin, kendisine 24 saat koruma teklif eden İrlanda polisinin teklifini reddeder. Sonunda 2006 yılında Dublin yakınlarında arabasıyla seyahat ederken, motosikletli bir şahıs tarafından açılan 5 el ateş sonucu hayatını yitirir.
Guerin’in ölümü kamuoyunda çok büyük tepkiye yol açmış, Devlet Başkanı tarafından “Demokrasiye yapılan bir saldırı” olarak nitelendirilmiştir. Olayla ilgili 150’den fazla kişi tutuklanmış, uyuşturucu tacirleriyle mücadele için yeni yasalar çıkarılmış ve yasaları uygulamaları için kurulan birimler için büyük bütçeler ayrılmıştır. Guerin’in yazdığı gazeteye dahi “yazarlarının tehlikeli soruşturmalar yapmasını engellememek” gerekçesiyle dava açılmıştır. 1998 yılında cinayetin azmettiricisi Paul Ward, yakalanarak ömür boyu hapse mahkum edilmiştir.
The Wake of Magellan, bu iki hikayeyi birleştirerek son yıllarını yaşayan bir İspanyol denizcinin hikayesine dönüştürmüştür. Sandalıyla okyanusa açılan yaşlı denizci, okyanusta kaybolarak şairane bir ölüm hayal etmektedir. Ancak okyanusta bir gemiden atılmış kaçak yolcuyu boğulmak üzereyken bulur ve onu kurtarmayı kendine görev bilir. Ancak fırtına çıkar ve karaya dönüş yolculuğu denizcinin yola ilk çıkarken hayal ettiği yaşadığı romantik atmosferi oldukça dramatik bir hale getirir.
Sonunda sağ sağlim karaya çıktıklarında yaşlı denizci hayatın değil tamamı, her dakikasının ne kadar değerli olduğunu anlamıştır!
Savatage, Chris Oliva gibi bir gitaristin ölümüyle yüzleşmek de dahil olmak üzere pek çok talihsizlik yaşamış, sık gerçekleşen kadro değişimlerine karşı ayakta kalmaya çalışmış ilginç bir gruptur. The Wake of Magellan, 1987 yılında yayınladıkları Hall of the Mountain King adlı albümden beri, bir önceki albümle aynı kadroya sahip yegane Savatage albümüdür.
The Wake of Magellan, Savatage’in bir önceki albümü Dead Winter Dead ile kıyaslandığında kesinlikle grubun en iyi konsept albümü değildir! Fakat müzikal açıdan en olgun albümleri olduğu pek tartışma konusu değildir. Bu sebeple yazımda Dead Winter Dead yerine bu albüme yer vermeye karar verdim.
Dikkat Çeken Parçalar:
- Welcome
- Turns to Me
- Paragons of Innocence
- The Wake of Magellan
- The Storm