Kaf Dağı’nın Ötesi: Ejder Kanadı Dağları
Sahip olduğum dil ve edebiyat bilgisinin kafamdaki radikal düşünceleri tasvir etmek için yetersiz kalmasından ziyadesiyle muzdaripim. Bunu aşmak için baya uzun zamandır özellikle spekülatif kurgu dahilinde aklıma gelen fikirleri yazıya dökmeye uğraşıyorum. Burada Kaf Dağı’nın Ötesi adı altında derleyeceğim yazılar, benim edebiyatla deneysel olarak oynamamın ürünüdür. İşbu eserde seyahatname havası yakalamaya çalıştım. Konu da yıkıcılığı ile anılmak yerine yapıcılığı ile anılmak isteyen bir ejderhanın mirası.
Ejder Kanadı Dağları
Sarp, devasa bir taş yatağı çıkıntısı, büyük kum çölünün rüzgarla yürüyen tepelerinin arasından göğe yükselir. Dağın ölçüleri ejderha uçuşuyla boyunca 5, enince 7 dakika tutar. Yetişkin ejderhaların yüksek noktaya yükselmeleri yaklaşık 4 dakika alır. Yukarıdan bakıldığında, taşın kuma gömüldüğü sınır, kanatları açık bir pirinç ejderha siluetini andırır. Bütün kaya çıkıntısı tek parça olmasına rağmen, göğe değen sınırı çıkıntılı olduğu için uzağından kervan yürüten topluluklar arasında çoğul olarak anılır.
Bölgenin taş yatağı, ince ince kızıl demir damarları dışında tamamen niteliksizdir. Civarın kertenkeleler ve kum böcekleri haricindeki genel cansızlığı da hesaba katılınca bölgeden geçenlerin yaşadığı ıssızlık normal gelir. Bölgede kediden büyük canlıları kendine çekecek hiçbir özellik bulunmaz. Ejder Kanadı Dağları, tam da bu özellikleri sebebiyle eşine rastlanmaz bir Pirinç Ejderha ütopyasına ev sahipliği yapar. Metalik Ejderhaların en güçsüzü olan Pirinç Ejderhalar kimsenin yerleşmeye yeltenmediği bu ıssızlıkta rahatça serpilmiştir.
Hareket halindeki kum tepeleri, bazen dağın yüzündeki yuvarlak mağara ağızlarını açığa çıkarır. Geride kalan kumu kürekle eşeleyerek dağın içindeki mağralara erişilebilir. Kayalık içindeki sayısız tünel her yönde kıvrıla kıvrıla uzanır. Tüneller düzensizce çatallanır ve birleşir. Tünelleri takip ederek büyük mağara ve galerilere ulaşılır. Tüneller, onlarca iç hacmi farklı eşleşmelerle birbirine bağlar. Tüneller bir kısmı daha yüksek çıkışlara açılır.
Tünellerin en ilginç yanı, girişlerin hemen içinden başlayan ve nispeten dik her yüzeyi kaplayan yazılar ve kabartmalardır. Yazılar pek çok farklı dil ve kültürden eserin hem asıl alfabesiyle hem de Ejderha alfabesiyle yanyana kazınmıştır. Tekil kabartmalar duvarda yazıya geçirilmiş eserlerin tasvirlerini güçlendirir. Boydan boya duvarları kaplayan kabartmalar ise yazıya dökülmemiş hikayeleri aktarır. En büyük mağaraların duvarlarında genç ejderhalara yönelik öğütler ve öğretici hikayeler bulunur. Yıllar içinde bazı kısımlar kırılıp dökülse de bozulan kısımlar ilgiyle tamir edilmiştir. Geçen yüzyıllara rağmen okunmaz veya anlaşılmaz kısım yoktur. En abartı kabartmalar tamamen duvardan ayrıdır ve mihrap içine dikilmiş heykeller gibi görünürler. Ama yerle eklemsizce birleşmelerine bakılınca, doğal taştan yerinde kesildikleri belli olur.